Himmet vermedi diye FETÖ'nün yapmadığı kalmadı!

Okyanus Şirketler Grubu Başkanı iş adamı Nusret Argun, FETÖ'ye para kaptırmayınca başına gelmeyen kalmadı. FETÖ'nün polisleri ve savcıları tarafından 2004'te başlayıp 6 yıl süren bir eziyet... FETÖ'cüler neler yapmadı ki? Telefon di

Güncel 7.01.2017 03:50:38 0
Himmet vermedi diye FETÖ

Nusret Argun?

Okyanus Şirketler Grubu Başkanı? 

Türkiye?nin ilk özel Fizik Tedavi Hastanesini Konya?ya kazandırdı.  Halen hastane, tüm ekipmanları ile Necmettin Eerbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından kullanılmakta..

Yine Türkiye?nin ilk akıllı hastanelerinden biri olan Konya Başkent Hastanesini yaptı ve daha sonra üniversiteye devretti.

Konya Dedeman otelinin sahibi olan Argun, Konyan?ya ilk kez doğalgazı getirdi. Sadece konyaya değil l 12 ile  doğalgaz dağıttı. 

Bu şirketi sıfırdan alıp milyar dolarlık şirket haline getiren Argun, işte tam o anda FETÖ'nün dikkatini çekmeye başladı.

 

2008 yılında FİNAL OPERASYONU ve devamında açılan OKYANUS DAVASI yapıldı

Soruşturma döneminde görev alan il emniyet müdürü dahil, dönemin şube müdürleri, ekip sorumlularının tamamı ve sivil kanadı hakkında 15 Temmuz darbe girişimi süreci yaşanmadan önce açılmış, FETÖ yöneticiliği, üyeliği ve KUMPAS davası mevcut.


15Temmuz darbe girişiminde sonra ise şu an dönemin il emniyet müdürü SALİH TUZCU firari sanık olup hakkında kırmızı bülten çıkarıldı, KOM Şube Müdürü Anadolu ATAYÜN tutuklu sanıktır. Asayiş Şube Müdürü Ercan TAŞTEKİN (Eski Bingöl İl Emniyet Müdürü) tutuklu sanık. Ekip sorumlularının tamamı sanık olup neredeyse tamamı tutuklanmıştır. İletişim tespitinde görev alan kolluk mensuplarının neredeyse tamamı sanıktır.


İşte tam da bu yüzden Okyanus davası çok önemli bir davadır.

 


OKYANUS DAVASI 230 SANIK 580 KLASÖRDEN OLUŞUYOR


Okyanus dosyasının 230 sanıklı 580 klasörden oluştuğunu ve dosyada yapılan bir işlem hatasından dolayı haksız yere yattığı cezaevinden çıktığını söyleyen Argun, bir röportajında başından geçen olayları şu şekilde dile getirdi: 

?Dosyada bana yapmadığım ve gitmediğim yerlerde bir sürü suç isnat etmişler. Bir senaryo yazmışlar, kurgu yapmışlar onu da burada oynatıyorlar. Bir adam (bölge müdürü) yazı yazmış köşesinde; ?Damladan Okyanus? çıktı diye. Suç örgütünü övdüğü gerekçesiyle adamı 7,5 ay cezaevine attılar.  Bunlarda Allah korkusu yok. Bizim anladığımız, gördüğümüz Kur?an?la kitapla izah edilecek bir örgüt değil. Önümüzdeki günlerde bu örgütün işlediği cinayetler teker teker çıkacak.  Malatya?daki kitabevi cinayeti.. Trabzon?daki cinayet çıktı.

Paralel Yapıyla ilgili bu süreçte bize çok baskıcı, hukuksuz tutuklamalar oldu. Mahkeme ve cezaevi sürecinde akla hayale gelmeyen şeyler yaşadık. Ben mahkeme başkanına burada Nusret Argun yazmıyor bir başka isim yazıyor diyorum. Olsun diyor ben böyle okuyorum diyor. Ben reddi hakim talebinde bulunuyorum. Adam kendisi gidip üst mahkemeye imzalatıp geliyor. Halbuki bunun bir kanuni prodüsürü var. Öyle bir şey kurulmuş ki tıkır tıkır çalışıyor. Yalnız şunları da görmek lâzım. Burada Salih Tuzcu, İzmir?de oğlu Behzat Tuzcu, burada Anadolu Atayün, İstanbul?da Yurt Atayün. Bunları tesadüfü değil.'

 

Her üç ayada bir dinlemek için izin alınmış

2004 yılında telefonları dinlenmeye başlayan iş adamı için her üç ayada bir dinlemek için izin talep edilmiş. Bakmışlar ki FETÖ?cüler dinlemeden bişey çıkacağı yok, bu kez de imha tutanakları düzenlemişler ancak bir sonraki dinleme kararına yine ismimi eklemişler.  Bunu bir tahkikat sürecinden çok, hakkımda bilgi toplamak için yaptıkları aşikâr. FETÖ?cüler bu dinlemelerden elde ettikleri bazı kişisel sayılabilecek bilgileri de yine kendi adamları ile kullanmışlar. 


Yine bu kapsamda o dönem cemaat mensubu olan ve bizzat kendisine eğer cemaat mensubu olmasa operasyon kapsamında kendisinin de olacağının söylendiği Tolga BİROĞLU verdiği ifadede Nusret ARGUN?a yapılan operasyon ile ilgili olarak şahit olduğu ilginç bir olayı tutanaklara geçti.


?Nusret ARGUN?un ?Final? isimli operasyon sonucunda tutuklanmasından 5 ay kadar sonra, tanımadığım bir numara beni arayarak kendisinin Ali AKIN isimli şahıs olduğunu, Konya ilinde cemaatin mütevelli heyetinde yer aldığını, aynı zamanda Nusret ARGUN?un arkadaşı olduğunu, Nusret ARGUN?un tutuklanma konusu ile ilgili benimle bir görüşme yapmak istediğini söyledi?Derken konu Nusret ARGUN?a geldi. ?Kardeşim bak sen bilmezsin ama, Nusret Bey ile biz Konya?da çok uzun yıllardır arkadaşız. Nusret Bey büyük bir tüccar olmasından dolayı bir çok sefer kendisinden cemaatimiz adına maddi yardım talebimiz oldu. Lakin kendisi bizi her defasında reddetti ve maddi yardımda bulunmadı. Ne yurt yaptı, ne kurban verdi ne de burs verdi. Bu isteklerimizi her seferinde geri çevirdi? dedi. Ali AKIN?ın bu ifadeleri kendinden emin bir şekilde, ayak ayak üstüne atmış vaziyette gururlu bir şekilde söylemesi ve minnet altına sokar tarzdaki üslubu beni oldukça hayrete düşürdü ve rahatsız etti.

Ben de cevaben ?kendi parası, kendi tasarrufudur, bir şey diyemeyeceğim abi? diyerek cevap verdim. Buna mukabil ?ama bak gördün mü, şimdi ne oldu işte? diyerek cevap verdi. Ben Ali AKIN?ın hizmette büyük abilerden mütevelliden olması hasebiyle herhangi bir art niyet olduğunu düşünmeksizin inanarak bir tavsiye niteliğinde samimiyet ve saygı içerisinde söylediklerini dinledim. O yine bana ?ben kaç defa Nusret ARGUN?a bir tarafa yakın durması konusunda telkinlerde bulundum, ancak kendisi bunu dikkate almadı ve bireysel hareket etti? şeklinde bir ifadede bulundu. Ve akabinde bana nasihat olarak şu sözleri kullandı. ?Bak evlat, Nusret Bey ile nasıl bir ticaretiniz var bilmiyorum, lakin gidişatı iyi değil, bu davanın sonucu hayır olmayacak gibi duruyor, beni dinle ve en kısa zamanda maddi olarak tüm ilişkini kes ve paranı geri almaya çalış, ilişkini sürdürdüğün takdirde sen zararlı çıkarsın, tekrarında maddi manevi sana bir daha yardımcı olamayız? dedi. Ben yukarıda belirttiğim şekilde Ali AKIN?a itiraz etmeyerek ?peki abi, haklısın, gerekeni yaparım ben? diyerek konuyu kapattım.'

 

Cezaevindeyken gaz hisseleri yok pahasına satıldı

İş adamından himmet adı altında para koparamayacaklarını anlayan FETÖ, önce ticari olarak iş adamını yıpratmaya çalıştı. Amaçları Nusret Argun?un doğalgaz sektöründeki varlığını bitirmekti. Zaten FETÖ?nün istediği olur ve Argun cezaevindeyken şirketin en değerli varlığı olan gaz hisselerini yok pahasına satılır. 

Bu arada suçsuz yere 6 yıl cezaevinde kalan Argun, bu sırada iki üniversite de bitirdi. 

 

?Konya?da görevli kolluk neden Adana?ya gelirde duruşmaları takip eder? 


Tacizlere devam eden örgüt üyeleri bu sefer adli yolları kullanmaya çalıştı. Önce Konya Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ettiler. Bizzat kendilerinin ifadelerinde de yer aldığı haliyle Başsavcının kendilerine izin vermemesi üzerine Adana Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat etti.  Ancak dosyayı inceleyen savcılık dosyada bahsedilen olayların ihalelerle ilgili olduğu ve kendilerinin bakabilmesi için gerekli şiddet ve tehdit unsurlarının olmadığı gerekçesi ile dosyayı görevsizlik kararıyla Konya?ya gönderdi.

İfade eklenip, dosya aynı gün Konya Cumhuriyet Savcılığına, arkasından da yağma suçu sebebiyle, dosyanın şiddet içerdiği gerekçesi ile evrak tekrar Adana Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığına gönderilerek, Adana?da yargılanmamız sağlanmıştır. İşte kumpasın en önemli ayağı bu olaydır. Ne yapıp edip iftira ile dosyanın Adana Özel Yetkili Mahkemede yargılanması sağlanmıştır.

Kişisel bir olay niteliğindeki yağma suçu ile örgüt ilişkisi arasında irtibat nasıl kurulmuştur? Hukukçu olmayan sıradan bir vatandaş dahi bu olaylar arasında irtibat olmadığını farklı olaylar olduklarını anlayabilecek iken, konusunda uzman olduklarını iddia eden KOM görevlileri ve Cumhuriyet Savcıları bu ayrımı niçin yapamamışlar ya da yapmamışlardır?

?Konya?da görevli kolluk neden Adana?ya gelirde duruşmaları takip eder?  Savcılığa evrakları teslim etmekle görevi bitmemiş midir? İşte bu ekip hırsla, kinle, belki de nefretle birilerinden talimat ve emir alarak soruşturma yapan ekiptir. Daha doğrusu devletin emniyet birimini, arka bahçesi gibi, hukuka aykırı bir şekilde kullanan ekiptir.?

 

'Sonunuz Nusret gibi olur'


Kendisine yapılan operasyonla bir taşla birden fazla kuş vurma niyetinde olanların bunu başardığına dikkat çeken Nusret Argun, ?Benim başıma ördükleri bu çorapla güçlerini ve neler yapabilecekleri tüm Konya?ya hatta tüm ülkeye göstererek bir anlamda işadamlarının hizaya girmelerini sağlamış daha fazla HİMMET toplama imkânına kavuşmuşlardır. Bu durumu bir korkutma aracı olarak kullanmışlardır. Üzerinden neredeyse 8 yıl geçmesine rağmen bugün hala Konya?da bana yapılan operasyon konuşulmaktadır. ? dedi.


                   


26 Nisan günü Argun?un şirketlerine el koyuldu 


Bu operasyon hemen Başkent Gaz ihalesinin akabinde yapılmış ve tüm medyaya Başkent Gaz ihalesini alan firmaya polis operasyonu şeklinde servis edilmiştir. Polis alışılagelmişin dışında sanki alelacele bir operasyon yapmıştı. 

 

        

Konyalı iş adamı o günü şöyle anlattı:


?Hiçbir gözaltı yapılmamış ve şirket aramasında buldukları her evrağı almışlardı.  Arama günü kolluk, bir terör operasyonu edasıyla yüzlerce polisle işyerimize geldi. İçeride arama yaparken ve aramaya sadece avukatlar nezaret ederken dışarıda her bir metre ara araya bir polis memuru koyarak bir algı oluşturmaya çalıştılar. Amacın taciz olduğu son derece açıktı. Bu resimler basına servis edildi. Arama sonrasında siyah poşetler içinde onlarca torba evrak taşıdılar. Suça konu eylem ihaleye fesat karıştırma iddiası olmasına rağmen, konut satışlarına ve inşaata dair tüm evraklara el koydular. O torbalar işyerinden çıkarılırken kayda alınmış ve resimler yine basına servis edilmiştir.

Üç gün sonra ise alınan tüm torbalar ağzı dahi açılmadan iade edilmiştir. Neden alındığı o zaman anlaşılmıştır. Amaç ticari itibarımızı sıfırlamaktır. Şahsımıza ve şirketimize yapılan bu muameleler yetmezmiş gibi aynı uygulamaları kamu kurumlarına da yaptılar. Tüm kurumlardan basit birer yazı ile istenebilecek ihale dosyaları polis baskınları ile toplanmaya başlamıştır. Tabii burada amaç; kurumlarda görev yapan onlarca memura korku salmaktır. Yoksa resmi belge niteliğindeki ihale dosyalarını almak için polis neden baskınlar yapar? Kaldı ki aynı uygulama diğer illere de Konya?dan giden kolluk görevlilerince de aynı şekilde yapılmış ve taciz edilmiştir.?


FETÖ?cü amirler Konya ilinde bazı kurum yetkililerini de uyararak Argun?a ihale vermemelerini söylemiş. Konu ile ilgili Konya?da görülen davada ifadeler de yer aldı.


Dijital belgeler uydurdular


Tıpkı Ergenekon ve Balyoz davalarında da olduğu gibi FETÖ?nün polisleri sahte dijital belgeler uydurdular. Arama el koyma kararından sonraki süreçte alınan tüm dijital belgeler bilirkişiye yollandı. Bilirkişi belgeler ?sahte? dedi.

?Arama el koyma kararından sonraki süreçte alınan tüm dijital belgeler bilirkişiye yollanmıştır.  Bunların düzenlediği raporda  ?okyanus. Doc? adında bir belge uydurulmuştur. 

Bu dijital oyun aslında Ergenekon ve özellikle Balyoz davasında da çokça başvurulan bir yoldu. Bu davada da en önemli delil, ?okyanus.doc? belgesi oldu. 

 

 

Bu belge personel listesini içermekteydi. Hem iddianamenin hem de kararın gerekçesinin en önemli iki delilinden birisi bu belge idi. Peki belgenin hikayesi neydi? 

 'Arama el koyma 26 Nisan 2008 günü gerçekleştirildi. Bütün hard disklere de o gün el kondu. Ne tesadüftür ki okyanus.doc belgesi kayıtlı bulunduğu iddia edilen bilgisayara 25 nisan 2008 günü yüklenmişti. Aynı dakika içerisinde 6 saniyede hem de 251 adet belge ile beraber. Bu belgenin bizim çalışanlarımızca birkaç saniye içinde oluşturulmadığı açıktı. Liste doğru değildi birçok eksiklikler ve farklılıklar vardı. Buna ilişkin bütün itirazlarımızı yaptık. Mahkeme itirazlarımızı haklı bularak harddiski yeniden bilirkişi incelemesine gönderdi.?

 

Savcılık makamı tarafından İddianamenin ilgili kısımlarında bu olay anlatımı şahsıma ve tüm arkadaşlarıma,ticaretime kurulan kumpası ayrıntıları ile anlatmaktadır.


 

24 Mayıs 2008 günü yani arama el koyma işleminde 1 ay sonra Argun?u biri arar. Aralarında geçen kısa konuşma hakkında açılan davada tape olarak kayda geçer.

Bu şekilde bir konuşma metni şikâyetimiz üzerine Konya KOM yetkililerince incelenmiş ve X ERKEK şahıs olarak geçen kişinin kimliği tespit edilmiştir. Sesin sahibi Aydın ŞAHİN isimli bir memurdur.


? Cumhuriyet Başsavcılığımızca 01.04.2015 tarihinde şüpheli olarak ifadesi alınan Aydın ŞAHİN ifadesinde; ?? 2004 yılından beri Konya Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Orgfanize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlünde çalışmaktayım. ??...Ben bu dönemde çalışırken muhtemelen 2008 yılının Nisan ayının son günlerinde Anadolu ATAYÜN ve Mehmet ERİKOĞLU müdürüm çağırdı tam olarak hatırlamıyorum ve İstanbul ilinde bir görev olduğunu gitmemiz gerektiğini söyledi. O dönemde Organize Suçlar Büro Amirliğinde görevli Polis Memurları Bektaş YILDIRIM ve Hakkı YILDIZ ile birlikte İstanbul iline gittik. Biz gitmeden önce Mehmet ERİKOĞLU müdürüm bana orada işiniz bittikten sonra küçük bir iş vereceğim onu da gelmeden yap dedi. Bende nedir dediğimde Mehmet ERİKOĞLU bana Nusret ARGUN?u İstanbul?dan aramamı, kendisine beni ihalelere neden sokmadın, niye ihalelere fesat karıştırdın veya buna benzer şeyler söylememi istedi. Ben de tamam dedim. 

Bir müddet bekledikten sonra sivil bir kişi yanımıza geldi. Burda bekleyin dedi. Biz 10-15 dakika kadar bekledik. Bu arada bu kişi Vatan Emniyet Müdürlüğü karşısında bulunan telefoncuların oraya gitti. Buradan gelirken elinde bir poşet vardı. Getirdi bize verdi ve burada 2 cep telefonu ve 2 hat var dedi. BU olay olduğunda öğle saatlerine yakındı veya öğle saatiydi. Biz Konya?ya geri dönüşe öğle saatlerinde geçtik. İstanbul?dan çıkmıştık. İkindi vakti muhtemelen saat:16:00-17:00 sıralarıydı ama tam olarak hatırlamıyorum Gebze civarında iken ben bize verilen cep telefonuna hattı taktım ve Nusret ARGUN?u aradım. Cevap veren şahsa neden ihalelere beni almıyorsun bizi engelliyorsun tarzında bir iki kelime konuştum. Telefona cevap veren Nusret ARGUN sen kimsin gibi bir kelime kullandı ama tam olarak görüşmeyi hatırlamıyorum ve telefonu yüzüme kapattı. Bu görüşme çok kısa sürdü. Daha sonra Konya iline geldik. Yolda iken bu görüşme yaptığım telefonu ve hattı kırıp attım. Çünkü bana görüşmeden sonra telefonu kırıp atmamı söylemişlerdi. Diğer verilen telefon ve hattı hiç kullanmadım ve gelirken muhtemelen yolda kırıp attım veya Konya iline geldikten sonra kırıp attım?

 

Yaşadıkları yanına ders olsun?! Sesini çıkarmasın!

17 Aralık?ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan?a ?bunların merkez üssü Konya? dediğini anlatan Argun, 'bunların oyla falan alakası yok. Bunlar gerçekten üniversiteyi, adliyeyi, emniyeti işgal etmiş bir azınlık! Ve cirit atıyorlar.  Konya?da mevcut devam eden dava da sadece Nusret Argun?un bir davası değil. Ben bunlar için çekinmeden bir dilekçe verdim. Bana haber gönderdiler: ?Yaşadıkları yanına ders olsun, sesini çıkarmasın, çoluk çocuğuyla mutlu bir hayat yaşasın.?

 


 


Pazar 31 ° / 21.8 °
Pazartesi 29.3 ° / 20.3 °
Salı 25.1 ° / 18.2 °