Tarih: 27.01.2017 14:40

'Müslümanların lideri' edasıyla Papa'yı Kudüs' e davet etti

Facebook Twitter Linked-in

TBMM 15 Temmuz Darbe Girişimi Araştırma Komisyonu?na gönderilen yazıya göre, 9 Şubat 1998'de Dinlerarası Diyalog zırvası altında o gün bakın neler yaşandı...

 Vatikan ziyaretinde Gülen?i havaalanında o dönemki Vatikan Büyükelçisi Altan Güven tarafından karşıladı.

 


Ziyaretin hemen tüm aşamalarında kendisine dönemin Türkiye Latin Katolik Episkopal Konferansı Genel Sekreteri Monsenyor Georges Marovitch?in eşlik etti. Marovitch, Gülen'in tercümanlığını da yaptı. 

Fethullah Gülen 9 Şubat 1998'de saat 11:00?de Papa  John Paul II ile Marovitch?in tercümanlığı aracılığıyla yaklaşık yarım saat süren bir görüşme yaptı.

 

Müslümanların lideriymiş gibi Papa'yı Kudüs' e davet etti

Dokuzuncu Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel o zamanlarda Hazreti İsa?nın 2000. Doğum günü vesilesiyle Papa?yı Türkiye?ye davet etmişti. Gülen görüşmede Demirel'in elçisi edasıyla bu daveti hatırlatarak, kendisinin ev sahipliğinde Papa'ya yardımcı olabileceğini söyledi.

Gülen görüşmede bu kadarla da kalmayıp, sanki 'İslam temsilcisi ' gibi  Müslümanların lideri havasıyla Papa Hazretleri şayet Kudüs'e gitmeyi arzu ederse,  Yaser Arafat'la (dönemin Filistin lideri)  bu konuda sizin için görüşürüm' dedi. 

Arafat da o yıllarda Papa ile görüşmüş, hatta Papa'nın elini öpüp, mumlar yakmıştı.

 

 

 

Papalık Dinlerarası Diyalog Konseyi Başkanı Kardinal Francis Arinze ile görüşen Gülen, Şanlıurfa Harran?da çeşitli dinleri inceleyen bir üniversite kurulmasını istedi. FETÖ lideri, tıpkı  Filistin?in El Halil kentinde olduğu gibi Müslüman ve Hristiyanlar için ortak bir ibadet yeri açılmasını da talep etti. 

 

FETÖ'nün gazetesi Vatikan ziyaretini böyle duyurdu

Zaman Gazetesi  o zaman  ?Dinler Arası Diyalog? hakkında aşağıdaki haberi yayınlamış, liderlerinin ziyaretini okuyucularına böyle duyurmuştu. Şimdi arşivlerdeki bu haberler artık yok.

 

Fethullah Gülen, Papa ile ?İslam dünyasını temsilen? görüşmüş!

Yani Gülen,  İslam dünyasını ve Müslümanları temsil ediyormuş. Peki, bu yetkiyi ona kim verdi?  Hani bu bir dernek veya vakıf değil ki, başkan oldum deyip kendinizde temsil yetkisi göresiniz. Bu koskoca İSLAM dini ve İSLAM ÜMMETİ?DİR.    

Papa Katolik Hıristiyanları temsil eder. Oraya seçilmiş ve onaylanmıştır. Patrik Ortodoksları temsil eder. O da seçilmiş ve onaylanmıştır.  Peki, Fethullah Gülen?i kim seçmiştir, kim onaylamıştır?   Çok geniş bir coğrafyaya yayılan yaklaşık 1,5 milyar olan İslam ümmetinin temsilciliği sıfatını FETÖ liderine kim verdi? Hangi hakla kendinde ?İSLAMI TEMSİL ETME? yetkisi görüyor? 

Bırakın İslam dünyasını temsil etmesini Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan gitmek için izin dahi alınmamıştır. Bu buluşmada ?İslam?ı temsil ediyoruz? diyerek çevrilen tiyatroda FETÖ, ?İslam?ın izzet ve şerfi? ayaklar altına almaya çalıştı.  Çünkü ?İslam?ı temsil ettiğini iddia eden? birisi Papa?nın ayağına gitti.  FETÖ'nün gazetesinin eski sahibi Alaeddin Kaya,  Papa?nın elini öptü. 

Zaman Gazetesi'nin Fetullahçıların eline geçmesinde kilit rol oynayan Alaeddin Kaya, uzun yıllar medya imamlığı yapmıştı. Papa-Fetullah Gülen görüşmesini organize eden Aladdin Kaya, birçok kirli ilişkilerin de içindeydi... 

 

Zaman Gazetesinin İslam?ı temsil ettiğini yazdığı Fethullah Gülen Papa?ya mektup da yazdı 

Gülen görüşme sırasında Papa?ya ayrıca, konuşmasında dile getirdiği konuları içeren 2 sayfalık Türkçe bir mektup da verdi

Mektupta ise ?Papa 6. Paul Cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Dinlerarası Diyalog Için Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parcası olmak uzere burada bulunuyoruz.? deniyordu.  İslam?ın izzetini düşünen 'Müslümanların temsilcisi'  bunları yapar mı?  Bu ünvanı kendine yakıştıran FETÖ lideri PAPA ile buluşmasında, 'misyonunuzun bir parçasıyız, papa cenapları' diyordu.

 

İşte o mektup!

 Pek muhterem Papa cenapları,

Üç buyuk dinin doğum yeri olarak bilinen toprakların dünyayı daha iyi yaşanabilir bir mekan kılma yolundaki kutsal misyonumuzu tam manasıyla bilen halkından size en içten selamları getirdik.

Yoğun gündeminizde bize zaman ayırarak sizinle müşerref olmayı bahşettiğiniz icin zatıalilerinize en derin kalbi teşekkürlerimizi sunarız.  Papa 6. Paul Cenapları tarafindan baslatılan ve devam etmekte olan Dinlerarası Diyalog Icin Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parcası olmak uzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk edişini görmeyi arzu ediyoruz.

En aciz bir şekilde hatta biraz cüretle, bu pek kıymetli hizmetinizi icra etme yolunda en mütevazi yardımlarımızı sunmak için size geldik. İslam yanlış anlaşılan bir din olmuştur ve bunda en çok suçlanacak olan Müslümanlardır. Uygun bir yerdeki vakitli bir gayret bu yanlış anlamanın büyük oranda azalmasına katkı sağlayabilir.

Müslüman dünyası, İslam?ın asırlarla ölçülen yanlış algılanmasını silip atacak bir diyalog imkanını bağrına basacaktır.  Beşeriyet, çelişen görüşler ortaya koydukları gerekçesiyle, zaman zaman bilim adına dini, din adına da bilimi inkar etmiştir. Bilginin tamamı Allah?a aittir ve din Allah?tandır. O halde bu ikisi nasıl çelişebilir? İnsanlar arasında anlayışı  ve hoşgörüyü artırmaya yönelik dinlerarası diyaloga yonelik ortak gayretlerimiz çok iş görebilir.  Kendi memleketimizde şimdiye kadar çeşitli Hıristiyan mezheplerinin liderleriyle diyalog içinde olduk. Bu naciz gayretlerin boşa cıkmadığını acizane ifade etmek isteriz.

Amacımız bu üç büyük dinin inananları arasında hoşgörü ve anlayış yoluyla bir kardeşlik tesis etmektir. Bizler bir araya gelmek suretiyle sözde medeniyetler catışmasının gerçekleşmesini görmek isteyen yolunu şaşırmış ve şüpheci kimselere karşı dalgakıranlar gibi, isterseniz bariyerler gibi deyin, karşı durabiliriz.  Geçen yıl bazı ünlü uluslararası bilim adamlarının katıldığı medeniyetlerarası barış  ve diyalog konulu bir sempozyum düzenledik. Bu gayretin başarısından aldığımız teşvikle bu tür etkinlikleri tekrarlamak istiyoruz.

Halihazırda üç büyük dinin bağlıları arasındaki bağlari güçlendirmeye yönelik olarak dinlerarası diyalog konusunda Vatikan?ın da temsil edileceğini ümit ettiğimiz bir konferans düzenleme sürecinde bulunuyoruz.  Yeni fikirlerimiz varmış iddiasında bulunmuyoruz. Yine müsamahanıza sığınarak, bu misyonun hedeflerine yakından hizmet etmek için üstlenmek istediğimiz birkaç teklifte bulunmayı arzu ediyoruz.

Hırıstiyanlığın üçüncü bin yılına girişi münasebetiyle yapılacak kutlamalar vesilesiyle Ortadogu?daki Antakya, Tarsus, Efes ve Kudus gibi bazı kutsal yerlere müşterek ziyaretleri iceren birçok etkinlik önermek istiyoruz. Bunu Sayın Cumhurbaskanımız Demirel?in, cenaplarının ülkemizi ziyaretine ve mezkur kutsal mekanlar göstermeye davetini tekrarlamak için bir fırsat addediyoruz.

Anadolu halkı size misafirperverliğini göstermeyi ve şevkle selamlamayı hararetle beklemektedir. Filistinli liderlerle diyalog kurmak suretiyle Kudüs?ü birlikte ziyaret etmemize davetiye çıkarabiliriz.  Bu ziyaret bu mübarek şehri Hırıstiyanlar, Yahudiler ve Müslümanların, hiçbir kısıtlama, hatta vize dahi olmaksızın serbestçe ziyaret edebileceği uluslararası bir bölge olarak ilan etme gayretlerine yönelik dev bir adım teşkil edebilir.  

Üç büyük dinden liderlerin işbirliği ile ilki Washington DC?de olmak üzere muhtelif dünya başkentlerinde bir konferanslar serisinin gerçekleştirilmesini teklif ediyoruz. İkinci serinin zamanI için Hz. İsa?nın doğumunun 2000. yıldönümü ideal olabilir.  

Bir ögrenci değişim programı da çok faydalı olacaktır. İnançlı genç insanların birlikte eğitim görmesi birbirlerine yakınlıklarını artıracaktır. Ögrenci değişim programı çercevesinde üç büyük dinin babası olduğu ikrar edilen Hazreti İbrahim?in dogum yeri olarak bilinen Urfa şehrindeki Harran?da bir ilahiyat okulu kurulabilir.  Bu, ya Harran Üniversitesi?ndeki programların genişletilmesi suretiyle ya da üç dinin ihtiyaçlarını da temin edecek şumullu bir müfredata sahip bagımsız bir üniversite şeklinde gerçekleştirilebilir.  

Önerilen programlar aşırı büyük işler gibi algılanabilir; ama bunlar erişilmez değildir. Dünyada iki tip insan vardır. Bazıları kendilerini topluma adapte etmeye çalışır. Diğer bazıları ise topluma uymaktansa toplumu kendi değerlerine adapte etmek ister. Toplum bütün ilerlemeleri bu ikinci tip insanlara borçludur. Onları yarattığı icin Rabb?e sükürler olsun.

M. Fethullah Gulen / Rabb?in aciz kulu / 9 Subat 1998

 

'Kutsal Roma'da ölmeyi düşledim'

Hükümetlerin, milletlerin dünya barışını sağlarken, bürokrasiye, yanlış anlaşılmalara takılabileceğini belirten FETÖ lideri Vatikan ziyaretinde, halklararası hoşgörünün daha önemli olduğunu vurguladı.

Papa'nın kendisini hayret, hayranlık ve takdirle karşıladığını söyleyen ve bir işbirliği sürecinin başladığını yorumladığını anlatan Fethullah  Gülen, bir soru üzerine, Ağca'yla ilgili Papa ile bir şey konuşmadığını, ancak kutsal olan Roma'ya inananların vize almadan girebilmeleri için bir dilekte bulunduğunu belirtmişti.

Gülen, rahatsızlığı nedeniyle önceki gece Roma'da ölebileceğinin aklına geldiğini, ??Gerek Papa ve gerekse benim yaşlarımız ilerlemiş. Bu bakımdan ben bu kutsal topraklarda ölürsem diye aklıma geldi?? demişti.

İsmail Cem'e bilgi sundu

Gülen, Vatikan Büyükelçisi Güven?e, Türkiye?ye döndükten sonra dönemin Dışişleri Bakanı İsmail Cem'e bilgi sunacağını söyledi. 

 

Özdağ, Papa ile Gülen'i görüştüren kişinin araştırılmasını istemişti


TBMM FETÖ'nün Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Başkanvekili ve AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ ise komisyon olarak  Papa ile Gülen görüşmesinin her yönüyle araştırılması tarafında olduklarını söylemişti. 

 

 

Özdağ, şu değerlendirmede bulunmuştu:

'Fetullah Gülen Türkiye'yi terk etmeden önce Vatikan'da Papa ile görüşmüştür. Bu görüşmeye aracı olan kişi kimdir. Bunun Dışişleri Bakanlığı ve Vatikan'dan sorulmasını istiyorum. Bu kişiyi ben biliyorum. Türkiye'de yer yerinden oynayacaktır. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 17-25 Aralık öncesinde ABD'ye gitmiştir. CHP Genel Merkezine yazı yazılarak Kılıçdaroğlu'nun seyahatinde hangi enstitüleri ziyaret ettiği, bunların Gülen ile ilişkili enstitü olup olmadığını soralım. Fetullah Gülen'le ilişkili enstitüde hangi genel başkan yardımcılarıyla görüştüğü, görüşmede Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin olup olmadığını soralım.' 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —