Yönetimde çift başlılığı önlüyoruz

Yönetimde çift başlılığı önlüyoruz

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, 'Hükümetin ve başbakanın yüksek yetkileri var çok yüksek sorumlulukları var. Bunların ikisini birleştiriyoruz, yürütmeyi tek elde topluyoruz. Bu tek adamlık değil. Yönetimde çift başlılığı önlemek.

 

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 'Hükümetin ve başbakanın yüksek yetkileri var çok yüksek sorumlulukları var. Dolayısıyla böyle bir şey olmaz bunları ikisini birleştiriyoruz, yürütmeyi tek elde topluyoruz. Bu tek adamlık değil. Yönetimde çift başlılığı önlemek.' dedi.

Kurtulmuş, Malatya Valiliği tarafından bir otelde düzenlenen İş Dünyası ve Sivil Toplum Kuruluşları Buluşması'nda yaptığı konuşmada, herkesin aklında ve zihninde 16 Nisan referandumu olduğunu hatırlattı.

Hiç bir anayasa değişikliğinin toplumdan bir talep, ihtiyaç olmaması halinde gündeme gelmeyeceğini aktaran Kurtulmuş, demokratik ülkelerin hiç birinde, Türkiye'de de anayasa değişikliğinin laf olsun diye gündeme gelmediğini vurguladı.

Toplumda oluşan talepler doğrultusunda anayasaların değişmesi üzerine gerekli adımların atıldığının altını çizen Kurtulmuş, 'Şunu baştan peşin peşin söyleyeyim. Bu anayasa referandumuna gidilmesi dahi Türkiye demokrasisin gelişmesini göstermesi bakımından önemlidir.' diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Kurtuluş, Türkiye'de 1982 ve 1961 anayasalarının da çatışmalar üzerine kurulduğunu hatırlatarak, kurum ve kuruluşlar arasındaki, siyasi aktörler arasındaki çatışmaların olduğunu ve bunlardan ülkenin kurtulması gerektiği bildirdi.

Parti kapatmalarına dikkat çeken Kurtulmuş, 'Hem adına demokrasi diyeceksiniz hem 67 yılda 68 siyasi partiyi kapatacaksınız. Bunlardan birisi de AK Parti. 2008'de kapatma tehlikesiyle karşı karşıya kalmış bir tane oy daha olsa bugün AK Parti diye bir parti yok.' ifadesini kullandı.

Geçmiş dönemlerde cumhurbaşkanları ve başbakanlar İsmet İnönü-Recep Peker, Fahri Korutürk-Süleyman Demirel, Turgut Özal-Yıldırım Akbulut arasında yaşanan çift başlılık nedeniyle Türkiye'nin krizler, darbeler yaşadığını anımsatan Kurtulmuş, Cumhurbaşkan hükümet sistemiyle bu durumun sona ereceğini vurguladı.

 

'Yahu Allah aşkına Türkiye'de ilk sefer mi Cumhurbaşkanı partili oluyor?'


Mevcut sistemin, siyasi istikrarsızlıklara ve ekonomik krizlere neden olduğuna değinen Kurtulmuş, vesayetin, yönetimdeki çift başlılığının ve ekonomik istikrarsızlığın önlenmesi için 16 Nisan'da evet diyeceklerini ifade etti.

Numan Kurtulmuş, hali hazırdaki sistemle cumhurbaşkanının sıfır sorumluluğu olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:

'Hükümetin ve başbakanın yüksek yetkileri var çok yüksek sorumlulukları var. Dolayısıyla böyle bir şey olmaz bunları ikisini birleştiriyoruz, yürütmeyi tek elde topluyoruz. Bu tek adamlık değil. Yönetimde çift başlılığı önlemek. Çatal, çomağın toprağa saplanmamasından bu kurtulmak içindir. Yönetimde tek başlı olacağız. Cumhurbaşkanının partisiyle ilişkisi kesilmeyecek, çok açık. Yani şimdi sanki cumhurbaşkanı nasıl partili olur diyorlar. Yahu Allah aşkına Türkiye'de ilk sefer mi Cumhurbaşkanı partili oluyor? İnönü partili değil miydi? Celal Bayar partili değil miydi? Turgut Özal partili değil miydi? Süleyman Demirel partili değil miydi? Onların hepsi partiliydi.'

 

'Dünyadaki yanlış gidişata meydan okuyan bir Türkiye istemiyorlar'


Her seçim kampanyasında, kampanyanın tarafları olacağına işaret eden Kurtulmuş, 16 Nisan'daki kampanyanın da böyle gittiğini belirtti.

Kurtulmuş, birden bire bu kampanyanın yeni misafirleri olduğunu aktararak, şu görüşlere yer verdi:

'Hiç beklemediğimiz misafirlerimiz oldu. Bu garipler, bu misafirlerde çok uzaklardan bu işe tasavvuf etmeye başladılar. Baktık hayır kampanyasına Avusturya'nın dışişleri bakanı katılıyor. Baktık hayır kampanyasına Hollanda'da Wilders diye bir sapık adam katılıyor. İslamı yasaklanması, Kuran'ın ortadan kaldırılmasını ve bütün yabancıların yurt dışı edilmesini savunan bir adam. Bakıyorsunuz Almanya'da bazı siyasiler, bazı yayın organları bu işe katılıyor. Bakıyorsunuz Türkiye'deki bir takım yayın organları hayır kampanyası yaptığı gibi herhalde onların gücü yetmediğini düşünüyorlar, Avrupa'dan yeni yayın organları da hayır kampanyasına katılıyor. Hoş geldiler sefa getirdiler. Bu millet bunlara dersini 16 Nisan'da sandıkta en güzel şekilde vermesini bilecektir inşallah.'

İsviçre'deki Blick gazetecinin attığı manşete tepki gösteren Kurtulmuş, büyük ve güçlü bir Türkiye'nin istenmediğini bildirdi.

Kurtulmuş, konuşmasını şöyle tamamladı:

'Dünyadaki yanlış gidişata meydan okuyan bir Türkiye istemiyorlar. Bunlar dünyadaki bütün mazlum milletlerin dertleriyle dertlenen bir Türkiye istemiyorlar. 3 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapan bir Türkiye istemiyorlar. Yüzümüze 'Ne iyi yapıyorsunuz, ne büyüksünüz' deyip sırtımızı sıvalayacaklarını zannediyorlar ama bir taraftan da diyorlar ki 'Ya bu Türkler tarih boyunca kim gelirse Anadolu toprakları üzerine alıyorlar, kabul ediyorlar, kendi topraklarına kabul ediyorlar.' Bunlar ekonomik olarak güçlü bir Türkiye istemiyorlar. Bunlar istikrarlı bir Türkiye istemiyorlar.'

Kurtulmuş, programın ardından 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Atatürk Havalimanı'nda toplanan kalabalığa açılan ateş sonucu şehit olan Zekeriya Bitmez'in ailesine taziye ziyaretine bulundu.

Kuran-ı Kerim okunan ziyarette Kurtulmuş, aileyle bir süre sohbet etti.