Bakan Özhaseki, Yönetim Kurulu'nun daveti üzerine geldiği Kuyumcukent'i ziyaret ederek, iş adamlarının cami inşaatı başta olmak üzere diğer taleplerini dinledi. Ziyaret kapsamında Kuyumcukent esnafını da ziyaret eden Özhaseki, ardından iş adamlarıyla yemekte bir araya geldi.
'VAHŞİ KABİLELERİN DİNLERİNDE BİLE YOK BU ARSIZLIK'
Bakan Özhaseki, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine değinerek, 'Dini duygularımızı kullandılar. 40 yıl boyunca herkesi sömürdüler. 15 Temmuz'da gerçek yüzlerini insanlar gördü. Daha önce işaretler vardı, görenler görmüştü ama 15 Temmuz'da o vahşi ve çirkin yüzünü herkes gördü. En sonunda anlaşıldı ki bunlar İslami bir grup değil. Bunlar milli, yerli bir grup da değil. Bunlar yurt dışında başka örgütlerin emrine girmiş ve orada hocasının dediğini din kabul eden bir anlayışın sapkın mensupları olarak 15 Temmuz'da çirkin yüzlerini açıkça gösterdiler.' diye konuştu.
İslam dininin temelinin Kur'an-ı Kerim, sonra Hazreti Peygamberin hayatı ve sözleri olduğunu belirten Özhaseki, şunları kaydetti:
'Hocaların, hacıların, şeyh efendilerin söyledikleri, Kur'an'a ve sünnete uyuyorsa başımıza taç ederiz, uymuyorsa kendi görüşüdür der atarız. Buradaki anlayış hocasının anlayışı. Hoca da sapkın. Ne fetvalar çıktı ortaya. Yargıtay üyelerine diyorlar ki 'Oruç falan tutmayın, namaz kıldığınızı göstermeyin.' Askeriyeye girecek insanlara 'Viski falan için sizi dindar zannetmesinler, namaz asla.' Bunlar diyelim ki beşeri suçlar ve hatalar. Soru çalmak nedir? Dinin neresinde var? Hazreti Peygamber yaşasaydı, soruların çalınıp da öbür fakir fukaranın hakkının yenilmesine göz yumar mıydı? Özel hayatlara girmek nedir? Görevlerden insanları alıp, kendi adamlarına yer açtırmak... Hangi dinde var bu? Bildiğiniz ilahi bir dinde yok da bilmediğiniz vahşi kabilelerin dinlerinde bile yok bu arsızlık.'
'DEVLETTE TEMİZLİK DEVAM EDİYOR'
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, bütün bu yaşananların bir acı olarak herkesin içinde kaldığını dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Devlette temizlik devam ediyor. Devlet en azından örgüt mensubu olduğu belirlenmiş insanları kendi dışında tutmaya çalışıyor ve işten ayırıyor. Bu da devletin hakkı. Devlet çalıştırdığı elemanından sadakat bekler, millet de hizmet bekler. Devletten maaş alıyorsanız, millete hizmet edeceksiniz.
Siz gidip yurt dışındaki ülkelere, o örgütlere çalışıyorsanız, FETÖ denen şizofren, manyak yapının her sözünü emir kabul ediyorsanız, devlette çalışamazsınız, devletten maaş alamazsınız. Yaşama hakkınız var mı? Var. Dışarıda ne yapıyorsanız yapın ama devlette çalışamazsınız. Devlet işte bunları da atıyor dışarı. Haksızlık olmasın diye itirazları tek tek değerlendiriyoruz. En büyük zorluğumuz ne? Herkesin komşusu, tanıdıkları var. 'Ya kibar adam, düzgün adam, bundan öyle bir şey olmaz.' diyor. Olmaz ama bakıyorsunuz ki FETÖ emir verince Bank Asya'ya para yatırmaya devam etmiş. Adam memur, maaşından bin lira, bin lira yatırmaya devam etmiş. Sendikasına üye olmuş, ByLock dediğimiz sistemi kullanmaya başlamış. Sen düz bir memursun, öğretmensin bu ByLock nedir? Gizli haberleşme nedir? Kimden neyi saklıyorsunuz?'