Bugünki yazım ortaya bir hayli karışık olacak.
Irak sınırını belirleyen 5 Haziran 1926 Ankara Antlaşması, Kerkük referandumu sebebiyle gündemde. Gertrude Bell?in çizdiği ve başına Faysal?ı geçirdiği Irak sınırı, bu antlaşmayla kesinlik kazandı ve bizim Musul, bizim Kerkük, bizden ırak oldu.
Subliminal mesaj merâkımı bilen bir arkadaşım, ?Wonder Women?i seyret. Türkleri 2. Dünya Savaşı?nda göstermiş.? deyince filme bir göz attım. Daha başından konusu Birinci Dünya Savaşı olduğu belliydi. Arkadaşıma, ?Sen nasıl film seyrediyorsun?? diye söylendim. Cevâbı çok ilginçti. Başrolde Amerika olunca direk 2. Dünya Savaşı olarak algılamış.
Amerika?nın 1. Dünya Savaşı?ndaki rolü pek bilinmez. Amerika, kendisiyle alâkası olmayan savaşa, aynen Wonder Women misâli bir süper kahraman olarak dâhil oldu. Dünyaya barışı getirmesi lâzımdı. Önce Wilson ilkeleri, sonra Cemiyet-i Akvam derken her zaman barış için çalıştı. Barış için atom bombası attı. Barış için Orta Doğu?yu karıştırdı. Bosna Savaşı Müslüman Boşnakların lehine dönünce barış için müdâhale etti. Şimdi de barış için Kuzey Kore?yi yok etmek istiyor.
Bir asır evvel Birleşik Krallık, Musul petrollerini ele geçirmek için Orta Doğu haritasını yeniden çizerken Amerika?nın öylece seyretmesi mümkün değildi. Pastanın, kendisine de pay düşecek kadar büyük olduğunu biliyordu. Sudan bir bahâneyle dâhil olduğu Birinci Dünya Savaşı sonrasında petrol yüzünden İngiltere ile dâima karşı karşıya geldi.
İstiklâl Harbi esnâsında Anadolu insanı bağımsızlık için ölüm kalım savaşı verirken arka planda, ucu Ortadoğu petrollerine giden manda savaşları vardı. Lozan?da çatışan İngiltere-Türkiye çıkarları değil. İngiltere-Amerika çıkarlarıydı.
Ankara Antlaşması gereğince Irak, 25 yıl İngiliz mandasında kalacaktı. Bu Gertrud Bell?in, ölene kadar Irak Kraliçesi olması demekti. Fakat Bell, Antlaşma?dan bir ay kadar sonra intihar etti. Hayâlleri ömründen fazla olan bu kadın niçin intihar etmişti? Martin Eden misâli, hayâlleri mi bitmişti? Bell?in hayatı, bir avuç uyku hapıyla sonlandırılmayacak kadar idealist değil miydi?
Ankara Antlaşması, İngiliz mandasını sağlamlaştırırken Musul üzerinde Amerikan çıkarlarının önünü açıyordu. Bunun en büyük delili de 31 Temmuz 1928 yılında Amerika ve Fransa?nın petrol pastasından pay sâhibi olmasıydı.
Ayrıca Irak?daki İngiliz mandası 1932?de bitti ve Irak, 3 Ekim 1932?de Cemiyet-i Akvam üyesi oldu. İngiliz mandası kalktığı gibi, Bell?in adamı Faysal da 1933?de Bern?de âniden öldü.
Benim tezim şu: Yüzde yüz İngiliz milliyetçisi olan ve İngiliz yanlısı Araplarla gönül bağı da bulunan Bell, bölgede istenmeyen kadındı artık. Muhtemelen İngiltere dışındaki devletlerin çıkarlarına itiraz etmişti.
Ankara Antlaşması?ndan hemen sonra Türkiye?de İzmir suikasti gündeme geldi. Irak?da Gertrude Bell ortadan kaldırılırken Türkiye?de Amerikancı Hâlide Edip, suikaste karıştığı bahanesiyle yurt dışına çıkarıldı. Yâni Amerikan mandacıları, bertaraf edildi.
Petrol savaşları, suikastler, intiharlar, sürgünler? Film gibi değil mi?
Biz, Wonder Women?i seyretmeye devam edelim.
Diş fırçalamaktan daha etkili.
Not: Son cümlem -bilmeyenler için- Ak Parti Sakarya Milletvekili Ali İhsan Yavuz?un florür açıklamasına atıftır.