'Bizim sadece Aliya İzetbegoviç'imiz vardı'

Aliya İzetbegoviç'in savaş döneminde yaverliğini yapan emekli Tuğgeneral Patkoviç, 'Sırbistan'ın arkasında Rusya ve bütün Ortodoks dünyası vardı. Vatikan ve bütün Katolik dünyası Hırvatistan'ın arkasındaydı. Bizim sadece Aliya'mız

 

Bağımsız Bosna Hersek'in ilk cumhurbaşkanı merhum Aliya İzetbegoviç'in savaş döneminde yaverliğini yapan emekli Tuğgeneral Şerif Patkoviç, 'Sırbistan'ın arkasında Rusya ve bütün Ortodoks dünyası vardı. Vatikan ve bütün Katolik dünyası Hırvatistan'ın arkasındaydı. Bizim sadece Aliya'mız vardı.' dedi.

Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ile Çorum İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Derneğince 'Vefatının 14. Yılında Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç' konferansı düzenlendi.

Fakültenin konferans salonundaki konferansta başta Aliya İzetbegoviç olmak üzere savaşta hayatını kaybedenler için Kur'an-ı Kerim okundu, dua edildi. 

Konferansta, savaş döneminde yaşanan bazı olaylar ve Aliya İzzetbegoviç'in bu olaylar karşısında sergilediği tutumu anlatan Patkoviç, savaş sırasında iman ve inanç gücüyle kendilerinden on kat güçlü düşmanı yenmeyi başardıklarını söyledi.

Savaş zamanında çok zor dönemden geçtiklerini ama şartlardan hiç şikayet etmediklerini, sürekli Allah'a şükrettiklerini vurgulayan Patkoviç, başta Sırbistan ve Hırvatistan olmak üzere dünyanın büyük güçlerinin ve komşu ülkelerin kendilerini hiç dikkate almadığını dile getirdi.

Patkoviç, şunları kaydetti:

'Sırbistan'ın arkasında Rusya ve bütün Ortodoks dünyası vardı. Vatikan ve bütün Katolik dünyası Hırvatistan'ın arkasındaydı. Bizim sadece Aliya'mız vardı. Bizde kulağında küpe ile gezen delikanlılar da kalbinde din aşkıyla yananlar da Aliya'ya inanıyordu. Biz hepimiz Aliya'ya güveniyorduk. Onlar bir haftada işlerinin biteceğine inanıyorlardı. Çünkü çok güçlü orduya sahiptiler. Amaçları Bosna'yı bölüp Müslümanları yok etmekti. Onlara nasıl karşı duracağımızı, Cumhurbaşkanımız kendi hamleleri ile öğretiyordu bizlere. Savaş başladıktan sonra dünyanın her yerinde bizim için yardımlar toplanıyordu ancak ambargo nedeniyle bize ulaşamıyordu. Birleşmiş Milletler, savaşın başlamasının ardından bize silah satışına ambargo koydu. Resmi bir devlet olarak sadece kaçak yollardan silah satın alabiliyorduk. Un ile birlikte silah geliyordu bize. Gelen silahlar yetmiyordu, biz de düşmanı öldürüp silahlarını almaya çalışıyorduk. Savaş başladığında Sırpların elindeki tank ve top sayısı, bizim tüfek sayımızdan fazlaydı. Asker sayısı da bizden 10 kat daha fazlaydı. Bu şartlarda birçok insan, düşmanı ile anlaşma yoluna giderdi. Biz o zaman mücadele etmeye karar verdik. Çok büyük bedel ödedik ama Allah'a şükürler olsun, yendik. Bu sayede Bosna Hersek şu anda resmi bir devlettir. Orada bir halk yaşıyor ve 'Elhamdülillah Müslümanım' diyebiliyorlar.'

Savaş sayesinde Bosna halkının din bilinç ve hassasiyetinin arttığına dikkati çeken Patkoviç, 'Cumhurbaşkanımız, Müslümanların arasındaki ilişkileri daha iyi noktaya getirmek için mücadele etti. Gençlik yıllarından beri Müslümanların sorunlarının ne olduğunu anlamak ve bu sorunları çözmek için uğraştı. Yazdığı kitaplar nedeniyle hapse de düştü ancak asla pes etmedi.' diye konuştu.

Kendisine zaman zaman Suriye'nin neden bu hale geldiğinin sorulduğunu aktaran Patkoviç, 'Bana, 'Suriye'nin sorunu nedir?' diye sorarsanız, onların Aliya'sı yok. En büyük sorun bu. Onları anlayan, onlar için şehit olmaya hazır bir liderleri yok. Kalbin derinliklerinde din aşkıyla yanan gençleri de yok onların.' değerlendirmesinde bulundu.