Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesinin üzerinden tam 11 yıl geçti. Aralarında Fethullah Gülen ve eski savcı Zekeriya Öz'ün de bulunduğu 11'i tutuklu 10'u firari 85 sanıklı davanın yargılanmasına ise halen devam ediyor.
Dink, İstanbul'un Şişli ilçesinde bulunan Agos gazetesi yakınlarında, ana cadde üzerinde suikasta uğramış, kısa bir süre sonra, güvenlik kamerası kayıtlarından cinayet şüphelisi tespit edilmişti. Şüpheli Ogün Samast'ın görüntüleri basın aracılığıyla kamuoyuyla paylaşıldı.
O tarihte 17 yaşında olan Samast, suikasttan 36 saat sonra babasının ihbarı üzerine Trabzon'a gitmek üzere geldiği Samsun Otogarı'nda gözaltına alındı. Samast ile birlikte cinayette kullanılan silah da ele geçirildi.
Anadolu Ajansı (AA), Samast'ın sorgusunda cinayeti kabul ettiğini ancak pişman olmadığını söylediğini bildirdi. Haberlere göre, Samast, suikastı Yasin Hayal'in talimatı üzerine işlediğini de ifade etti. Hayal'in adı daha önce 2004 yılında Trabzon'da bir fast-food restoranında altı kişinin yaralandığı bombalama olayına karışmıştı. Samast'ın ifadelerinin ardından Hayal de gözaltına alındı.
Hayal de ifadesinde cinayeti Erhan Tuncel ile birlikte planladığını söyledi. Bu ifade üzerine o dönem Karadeniz Teknik Üniversitesi öğrencisi olan Tuncel de yakalandı. Tuncel'in bir dönem Trabzon Emniyet Müdürlüğü için muhbirlik yaptığı ortaya çıktı.
Basında, Tuncel ve Hayal'den Samast'ın 'ağabeyleri' olarak bahsedilmişti. Samast'ın Samsun'da yakalandıktan birkaç gün sonra bazı polis memurlarıyla birlikte Türkiye bayrağı önünde çekilmiş görüntüleri bir televizyon kanalında yayınlandı. Bu olay, bir yandan büyük tepki yaratırken, cinayette kamu görevlilerinin rolü olup olmadığına dair soruların gündeme gelmesine neden oldu.
Hrant Dink'in eşi Rakel Dink de cenaze töreninde yaptığı konuşmada, 'Yaşı kaç olursa olsun; 17 veya 27, katil kim olursa olsun, bir zamanlar bebek olduklarını biliyorum. Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılmaz kardeşlerim' diye konuşmuştu.
Dink ailesi, yargılama süreci devam ederken, konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) götürdü. AİHM, bu başvuruda iç hukuk yollarının tüketilmesi şartını aramama konusunda bir istisna yaparak, davayı ele aldı.
Şubat 2010'da verilen kararda, cinayette kamu görevlilerinin rolüne dair 'etkin bir soruşturma' yürütülmediğine hükmedildi.
Tekrar soruşturma açıldı ancak savcılığın ve savunma makamının karşılıklı itirazlarıyla süreçte uzamalar görüldü.
Farklı dava ve soruşturmaların birleştirilmesiyle birlikte şu anda İstanbul 14'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada 86 sanık yargılanıyor.
Sanıkların 30'u tutuklu yargılanıyor. Hazırlanan son iddianamede Dink cinayetinden Fethullah Gülen Cemaati sorumlu tutuluyor.
Yargılanan isimler arasında Samast, Tuncel ve Yasin ile birlikte Fethullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, FOX TV eski haber müdürü Ercan Gün, Zaman gazetesi eski genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı, dönemin Trabzon jandarma komutanı albay Ali Öz ve zanlı Samsun'da yakalandığında birlikte fotoğraf çektiren polis memurları da yer alıyor.
İddianamede haklarında ceza istenen dönemin diğer üst düzey emniyet görevlileri arasında şu isimler bulunuyor:
? İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah
? Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç
? İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun
? Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay
? Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarattan Sorumlu Müdür Yardımcısı Hasan Durmuşoğlu
? Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek
? İstihbarat Daire Başkanlığı Personel Şube Müdürü Coşgun Çakar
? İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer
? Trabzon'da polis memurları Muhittin Zenit, Mehmet Ayhan, Onur Karakaya
HRANT DİNK ÖLMEDEN ÖNCE YAPTIĞI KONUŞMA!
Suikaste kurban gitmeden sekiz ay önce 15 Nisan 2006'da Malatya İşadamları Derneği'nde konuşan Hrant Dink, , Kürtlere şöyle seslenmişti: 'Emperyalizm geçmişte Ermenilere hata yaptırdı, bugün de Kürtlere yaptırıyor. Ama yanıldılar, emperyalistler kendi işleri yapıp gittiler, geride kardeşi kardeşle kan içerisinde bıraktılar. Bugün Kürtlerin yaptığı aynı şey. '
Dink ; 'İngilizlerin, Fransızların,Almanların şu topraklar içerisindeki geçmişte oynamış oldukları rol ne ise bugün aynı şey tekrar ediyor. Geçmişte Ermeni halkı onlara güvendi. Kendilerini Osmanlı zulmünden kurtarıcak. Ama yanıldılar. Çünkü , onlar geldiler, kendi hesaplarını ,kendi işleri yaptılar, çekip gittiler. Kardeşi kardeşe kan içerisinde bıraktılar.? demişti.
YAZICIOĞLU ŞİİR YAZDI
BBP lideri merhum Muhsin Yazıcıoğlu, 'Hrant Dink için şiir yazarken hangi ruh hali içindeydiniz' sorusu üzerine de cinayeti televizyondan duyar duymaz, arkasından da görüntüyü seyrettiğinde bir şiir yazdığını ve o şiiri daha sonra hatıra olarak sakladığını söyledi.
'İlk olarak, bir insan canı gitti, yine devletin birliğine kurşun sıkıldı, yine milletin huzuruna kurşun sıkıldı' diye konuşan Yazıcıoğlu, gazetecilerin ısrarları üzerine şiirden şu bölümleri okudu:
'Yine bir korku ve telaş arasında kalakaldık/ Yine ne derler diye endişelendik maktulün başında/ Timsah gözyaşlarından daha masum değil gözyaşlarımız/ Caniyi besleyen korku ve telaşlarımız... Hep korku ve telaşlarınızla süslediğiniz çatışma kültürünüz/ İnsan hakları söylemleriniz, medya maydanozu liberalleriniz... Kan sızıyor Fırat?ın delinmiş tabanından toprağına/ Bağrındaki bütün Mehmetler ağlıyor/ Oğlunun adını Fatih koyan bütün Ermenilerle birlikte...' Bu topraklarda yaşayan Ermeniler arasında çocuklarına 'Fatih' adını koyanların da bulunduğunu ifade eden Yazıcıoğlu, Türklerle Ermenilerin bu toprakların kültüründe yıllarca birlikte yaşadıklarını hatırlattı.
HRANT DİNK KİMDİR?
Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink 15 Eylül 1954'te Malatya'da doğdu. 1961'de İstanbul'a taşınmaları ardından anne ve babası boşandı.
Aile bölününce, Hrant Dink ve iki kardeşi Gedikpaşa?daki Ermeni yetimhanesine yerleştirildi. Lise yıllarında sol siyasetle ilgilenen Dink, daha sonra İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi?nde Zooloji eğitimi aldı.
Bir süre sonra yetimhanede birlikte büyüdükleri Rakel ile evlendi. Hrant Dink bu dönemde bir yandan kardeşleriyle birlikte yayınevi ve kırtasiye işini sürdürürken, bir yandan da eşi Rakel?le birlikte, kendileri gibi Anadolu?dan gelen kimsesiz ve yoksul çocukların kaldığı Tuzla Ermeni Çocuk Kampı?nı yönetti.
Bazı cemaat gazetelerinde kitap eleştirileriyle başlayan yazı hayatı, basında çıkan haberlere gönderdiği düzeltmelerle duyulmaya başladı.
Dink bu yıllarda Patrikhane'ye 'Ermeni toplumu çok kapalı yaşıyor, kendimizi iyi anlatırsak önyargılar kırılır' diyerek, bu amaçla Türkçe bir gazete çıkarmayı önerdi.
5 Nisan 1996 tarihinde ilk sayısı yayınlanan Agos gazetesi'nin kuruculuğunu, yayın yönetmenliğini ve başyazarlığını üstlendi.
kaynak:aa, bbc türkçe
HABER: YASEMİN ALTUN