Bahtiyar Vahapzade'nin vefatının 9. yılı

Bahtiyar Vahapzade

Türk milletinin dertleriyle yaşamış, milletini daha güzel günlere ulaştırmanın yollarını aramış ve bunu şiirlerine yansıtmış Bahtiyar Vahapzade'yi vefatının 9. yılında rahmetle anıyoruz.

Türk dünyasının görkemli şairi 20. yy. Azerbaycan Edebiyatı'nın şiirinin muhteşem siması olan şanlı milletimizin büyük mütefekkiri Bahtiyar VAHAPZÂDE ister Azerbaycan Cumhuriyeti'nde isterse de onun sınırları dışında, şiirleri ve eserleriyle tanınmış ve sevilmiştir. Bütün sanat hayatı boyunca büyük Türk milletinin dertleriyle yaşamış, milletini daha güzel günlere ulaştırmanın yollarını aramış ve bunu şiirlerine yansıtmıştır. 

'Dünya kuru bir ses,

Gam çekmeye değmez.

Yüz yüze yiten olsa,

Bir bin de biten var.

Şükreyleyelim ki,

Bizden hem önce hem sonra vatan var!'

dizeleriyle Vahapzade, vatanseverliğini, millete ve bayrağa olan saygısını şiirlerine yansıtmıştır.

 

Hayatı

Mahmud oğlu Bahtiyar Vahabzade, 16 Ağustos 1925 tarihinde Şeki'de doğdu. 9 yaşında ailesiyle beraber Bakü'ye taşındı. İlk ve orta öğrenimini bu şehirde tamamladı. 1942 yılında girdiği Bakü Devlet Üniversitesi Filoloji Bölümü'nden 1947 yılında mezun oldu ve aynı bölümde öğretim üyesi olarak ders vermeye başladı. 1964 yılında tamamladığı ünlü Azeri şair Samed Vurgun'un hayatı ve yaradıcılığı isimli monografisi ile filoloji doktoru ünvanını aldı.

1980 yılında Azerbaycan İlimler Akademisi üyeliğine seçilen Vahabzade, 2001 yılında emekli olana kadar üniversite de ders vermiştir.

Vahabzade, 1960'larda başlayan özgürlük hareketlerinin öncülerindendir. Bu konuda kaleme aldığı 1959 tarihli Gülistan isimli şiirinde, ikiye bölünen (İran ve Rusya) Azerbaycan halkının yaşadığı felaketleri anlatmıştır. Adı geçen eserinde dolayı 1962 yılında milliyetçi damgası vurulan şair 2 yıllığına üniversitede ki görevinden de uzaklaştırılmıştır. Bu olumsuzluklara ve Sovyet rejiminin baskılarına rağmen özgürlük mücadelesinden hiç yılmamıştır. Azerbaycan halkının sıkıntılarını konu ettiği pek çok eserini yurt dışına kaçırarak yayınlanmasını sağlamıştır.

Eserlerinde Azerbaycan Türkçesi'ni en temiz şekilde kullanmaya özen gösteren ve halkının duygularına tercüman olan Vahabzade Azerbaycan'da Halk Şairi adıyla anılır. 1995 yılında Azerbaycan özgürlük mücadelesindeki hizmetlerinden dolayı İstiklal nişanı ile ödüllendirilmiştir. Ülkesinin özgürlük simgelerinden biridir. Vahabzade 1980-2000 yılları arasında 5 defa milletvekili seçilmiştir. 2002 yılında kendisine Benim Garibim isimli kitabına istinaden Romanya Kültür Bakanlığı tarafından Komutan Madalyası verilmiştir. 13 Şubat 2009 tarihinde Azerbaycan'ın başkenti Bakü'deki evinde vefat etti. Bahtiyar Vahapzade'nin cenazesi, uzun yıllar ders verdiği Bakü Devlet Üniversitesinin salonunda düzenlenen törenden sonra tanınmış şair, edebiyatçı, bilim ve siyaset adamlarının mezarlarının bulunduğu Fahri Hıyaban'da toprağa verildi.

Vahapzade Türkiye'de Fuzuli'ye yapılan eleştirilere bir yanıt olarak Varlık dergisinde yayınlanan Yel Kaya'dan Ne Aparır? başlıklı makalesiyle tanınmıştır. Ayrıca yazıları, şiirleri Türk Edebiyatı dergisinde birçok edebi eleştirinin konusu olmuştur. Vahapzade şiirin yanında birçok manzum hikâye ve oyuna imza atmış, çeviriler yapmıştır. Eserlerinden Yollar-Oğulları'ı Cezayir'in bağımsızlık hareketine, Mugam'ı ise bestekar Üzeyir Hacıbeyli'ye ithaf etmiştir. Lord Byron'ın 'Abidon Fellini' isimli eserini Azerice'ye çevirmiştir. 

 

Elveda

Diyorum;
Sefası bitti ömrümün,
Şimdi dağa çıkarım, düze elveda.
Düze duman çöker, düze kar yağar,
Bahara elveda, yaza elveda...

Bahtiyar;
Derinde sızlayıp yaran,
Kalbini dağlayıp üzer herzaman.
Göze hüzün çöker, göze yaş dolar,
Sevince elveda, düşe elveda...

Şimdi özkökünden süzülen benim,
Özge budaklara dizilen benim,
Şimdi ne sen sensin ne de ben benim,
Biz ki biz değiliz bize elveda.

Bahtiyar VAHAPZÂDE?nin şiirlerinde ve piyeslerinde ele aldığı en önemli konulardan diğeri de Türklük, Turancılıktır. Büyük Türk şairi, düşmanların yüz yere böldüğü Türklüğün, kardeşlerin biran evvel birleşmesini ister ve bu konuyla ilgili fikirlerini yazılarında, eserlerinde hep dile getirmiştir. Bu dönemde mevcut rejimin yasakladığı kavramlar vardı bu kavramlar ?millet?, ?Türklük?, ?Türk milleti? gibi kelimelerdi. Bu politikanın amacı milli bilinci öldürmek, insanlara milli kimliklerini unutturmaktı. Bahtiyar VAHAPZÂDE millet kavramını şöyle ifade ediyordu: ?Bir milleti millet yapan, onu diğer milletlerden ayıran özellikler soy, dil, vatan ve tarih birliğidir. Bu ortak değerler etrafında birleşenler millet olurlar? Elimizde bir bizim Dilimizde bir bizim Vatanımız bir bizim Dünenimiz¹ bir bizim Bahtiyar VAHAPZÂDE bu konudaki fikirlerini her devirde açıkça ifade etme imkânı bulamamıştı, fakat başka başka ?mahkûm ve mazlum? milletlerden bahsederek kendi parçalanmış milletinin: Azeri, Özbek, Türkmen, Kazak, Kırgız, Karakalpak ve başka Türk dilli halkların kaderlerini akıllara getirmeye çalışmıştır. Bahtiyar VAHAPZÂDE, büyük Türk milletinin geçmişine bakıp da kendi zamanındaki haline bakıp ağlıyor, milletinin bölünmesine üzülüp kahırlanıyordu. Bahtiyar VAHAPZÂDE Sovyetler rejiminin uygulandığı en zor dönemde bile korkmadan 1959 senesinde yazdığı ?Gülistan? şiiri şairin ağır bir depresyon geçirmesine neden olmuştur. Çünkü bu şiiri hiçbir yerde yayınlattıramadı. Yalnızca 1960 senesinde ? Şeki Fehlesi? gazetesinde, sonra da bir kitabında bu şiiri yayınlayabilmiştir. Fakat bundan sonra yazarın zor günler başlar. 1962 senesinde Gülistan şiiri yüzünden öğretmenlik yaptığı üniversiteden kovulmuş, iki sene zarfında ev hapsi yaşamıştır. Şair bu eserinde İran Şah?ının kanlı rejimi ve Lenin ?Halkalar Hapishanesi? adlandırdığı Çarlık Rusya?sının Azerbaycan?ı ikiye parçalamasını ve bu emperyalist siyaseti özgürlük ve isyan duygusuyla kaleme almıştır.

  Bahtiyar VAHAPZÂDE Türkiye sevdalısıydı...   Çok sevdiği Ahmet Kabaklı ile dostluğu yıllar boyu sürmüştür. Usta gazeteci yazar Ahmet Kabaklı?nın ölümü şairi çok sarsmış ve uzun zaman o boşluğu hissetti Türkiye?ye her gelişinde. 7 Türkiye?de sanata değer veren şahıslar tarafından hep değer gördü, hep hakkında bir şeyler yazıldı. 1990 senesinde Türkiye Yazarla Birliği tarafından Türk kültürüne hizmetlerinde dolayı Üstün Hizmetler Ödülü?ne layık görülmüştür. Ve bundan ilham alan şair ?Türkiye - Azerbaycan? şiirini yazar ve bu şiiriyle gönüllere taht kurmuştur.     Bahtiyar VAHAPZÂDE?nin Türkiye ile ilgili yazdığı şiirleri okudukça Anadolu Türklerini Türkiye?yi çok seven, Türk insanın dertlerini kendi derdi bilen, Azerbaycan?da Türkiye için yanan bir kalbin attığını duyabiliriz. 21. yy. da yalnız Azerbaycan?ın değil bütün Türk dünyasının büyük şairlerinden biriydi Bahtiyar VAHAPZÂDE. Bahtiyar VAHAPZÂDE?nin millet, vatan, Türklük anlayışlarını şiirinde işleyiş tarzı, günümüz Türk edebiyatındaki isimlerle kıyaslanırsa Mehmet Akif Ersoy ile kıyaslanabilir. Çünkü M. A. Ersoy, milli mücadele döneminde ve sonrasında milleti, vatanı için yaptıklarını Bahtiyar VAHAPZÂDE de Azerbaycan Milli Azadlık Harekâtı yıllarında yapmıştır. Bahtiyar VAHAPZÂDE vatan ve millet aşkını, ana dili sevgisini kor halinde kalbinde taşımış ve bunu okurlarına vermeye çalışmıştır. Bu yolda karşısına çıkan bütün engeller rağmen yaptığı mücadeleden bir bile olsun vazgeçmemiştir. Millet, milli ruh, milli haysiyet ve bunlara bağlı olarak diğer değerler şairin sanatının şah damarını oluşturuyor. Şair sanatının her döneminde bu kavram üzerinde düşündüklerini, hissettiklerini kâğıda dökmüştür. Kendi ana dilin de şiir, poyema, hikâye, senaryo, inceleme, araştırma, makale, tanıtma yazıları yazan ve çeviriler yapan büyük bir sanatçıdır. Eserleri İngilizce, Almanca, Fransızca, Macarca, eski Sovyetler Birliği?ndeki birçok halkların diline çevrilmiştir. Seksen dört sene usanmadan, yorulmadan, yılmadan çalıştı, vuruştu; ruhtan düşmedi hep yazdı, anlattı ve son nefesine kadar da vatan dedi, millet dedi, halkım dedi.   13 şubat 2009 tarihinde vefat eden usta şairi saygı,minnet ve rahmetle anıyoruz...   Haber: Derya Budak Kaynak: Zhala BABASHOVA, http://turkishstudies.net/Makaleler/177111414_2BabashovaZhala-edb-9-16.pdf, Şiir Antoloji,