'Harekatın hedefinde, Afrin bölgesinde konuşlu PKK/KCK/PYD-YPG terör örgütü unsurları ile Suriye'nin diğer kesimlerinden gelen ve bu bölgede yuvalanan DEAŞ unsurları bulunmaktadır. PKK, AB'nin terör örgütleri listesinde yer almaktadır. Bu itibarla, harekat, yalnızca Türkiye'nin ulusal güvenliğini değil Avrupa'nın da güvenliğini sağlamaya yönelik uluslararası meşruiyete sahip bir harekattır.
Harekat kapsamında sivil halkın zarar görmemesi için gereken her türlü tedbiri alan Türkiye'ye karşı yöneltilen bu ithamlar haksız ve dayanaksızdır. Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye'nin terörle mücadele çabalarını görmezden gelip terör örgütü kaynaklı mesnetsiz iddialara itibar etmesinin izahı yoktur. Terör örgütlerine gösterdiği müsamaha konusundaki sicili bilinen Avrupa Parlamentosu'nun bu kararını kabul etmemiz mümkün değildir. Türkiye, geçmişte olduğu gibi bundan sonra da her türlü terör örgütüne karşı mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir.'
Avrupa'ya 'sorumluluk' daveti
Türkiye'nin, Suriye'de başta Doğu Guta'da olmak üzere yaşanan insani trajedinin sona erdirilmesi ve İdlib dahil diğer bölgelerde gerginliklerin azaltılması ile sahada sükunetin tesisi yönünde en çok çaba gösteren ülkelerden biri olduğunun altı çizilen açıklamada, aynı zamanda, Suriye krizinin siyasi yollardan çözüm gayretlerine destek ve katkısıyla da öncü rol oynadığı hatırlatıldı.
Açıklamada, 'Bu çerçevede Türkiye, Avrupa Parlamentosu'nu ve AB ülkelerini, Suriye'de 7 yıldır süregiden krizin sona erdirilmesi ve sahada çatışmaların durdurulması yönünde sorumluluk üstlenmeye ve gerçek anlamda katkıda bulunmaya davet etmektedir' denildi.
AP Genel Kurul oturumunda dün kabul edilen tasarıda, Türkiye'ye Afrin'e yönelik Zeytin Dalı Harekatı'nı durdurması çağrısında bulunularak harekatın sivilleri tehdit ettiği savunulmuştu. Afrin'de yükselen tansiyondan endişe duyulduğu belirtilen kararda, Türkiye'nin Afrin'den askerlerini çekmesi ve yapıcı rol oynaması çağrısı yapılmıştı. Kararda, 'Afrin?den sivil kayıp haberleri geldiği' iddia edilerek 'Birleşmiş Milletler tarafından terör örgütü olarak tanımlanmış grupların yenilgiye bahis siteleri uğratılmasına yoğunlaşılması' istenmişti.
Avrupa'nın mülteci karnesi
Suriye'de yaşanan iç savaş ve insanlık dramında 3 milyonu aşan sığınmacıya kucak açan Türkiye'nin yanında Avrupa'nın mülteci karnesi de tarihe umut vaadeder nitelikte geçmedi. Yalnızca 2014'te 230 bin kişi Akdeniz üzerinden kaçak olarak Avrupa Birliği (AB) topraklarına giriş yaptı. Kaçak göçmenlerin 3 bin 500'e yakını ise göçmenlik yolunda hayatını kaybetti. Yine 2015'te ölen mülteci sayısı 700'ü bulmuştu. Avrupa ülkeleri, sığınma hakkını yasal yollardan arayamayan mülteciler için kapılarını sıkı sıkıya kapatırken kaçak yollardan AB'ye gitmeye çalışan mültecilerin ölü bedenleri Akdeniz'de dünyaya adeta ağır bir insanlık dersi vermişti.
Binlerce 'Melekten' sadece biriydi
Al-Jazeera'nın kayıtlara geçtiği 7 yaşında Yunanistan'a ulaşan Melek'in sözleri onlarca Melek'lerden sadece biriydi. Melek konuşmasında:
?Biz buraya botla geldik, çok büyüktü. İlk gördüğümde korktum. Bot biraz hareket ettiğinde, sular içine girdi. İlerledikçe daha da çok su bizi ıslattı. Biz acı çektik çünkü tüm sahip olduklarımızı suya attılar ve biz ölmek üzereydik, annem ve ben. Ama sonunda ışık bize vurdu ve bizi kıyıya götürdüler. Sonra yakıtımız bitti, böylece balıkçılar bizi sahile doğru götürdü. Kıyıya vardığımızda plastik botumuzu patlattık, can yeleklerimizi attık ve dağlara doğru yürümeye başladık. Evet Suriye'ye gitmeyi çok istiyorum, ama nasıl gideceğim? Bütün arkadaşlarımın buraya gelebilmesini isterdim, ancak kimse kalmadı. Orada birçok arkadaşımı bıraktım, benim çok arkadaşım var. Orada mutluydum. Allah izin verirse, biz yeniden eskisi gibi oraya gideceğiz. İnşallah Suriye eskiden olduğu gibi olacak? diyordu.
Avrupa'nın mülteci ve terör algısı tartışılmaya devam ederken, Türkiye gibi milyonlarca sığınmacıya ev sahipliği yapan ülkenin, sınır güvenliği noktasında başlattığı 'Afrin Zeytin Dalı Harekatı' akıllara durgunluk verir nitelikte oldu.
kaynak: aa.com.tr
haber: enpolitik/ Melek S. Tunç