Ülkesi Çin’de, vergi kaçakçılığı yaptığı gerekçesiyle 2011’de 81 gün hapis yatan, birçok kesim tarafından muhalif tavrı nedeniyle cezalandırıldığına kesin gözüyle bakılan sanatçı Ai Weiwei,“Virüs Çin’in polis devletini güçlendirdi” dedi.
Cezaevinden çıktıktan sonra pasaportuna el konan, bir süre ev hapsinde tutulan, bu sürecin ardından Almanya’da, şimdi de Britanya’nın Cambridge kentinde yaşayan 62 yaşındaki Ai Weiwei CNN International’a konuştu.
Aktivist yanıyla da adından söz ettiren Çinli sanatçıya göre, virüsün çıkış noktası olan ülkesinde yönetimin bilgiyi paylaşma konusundaki ‘seçici’ tavrı yayılmanın nedeni oldu. Vaka ve ölü sayısının örtbas edildiğini düşünen Ai Weiwei, “Batı Çin’i suçluyor. Bilgiyi paylaşmıyor diye. Ama bu suçlama çok yüzeysel. ‘Neden’ diye sormuyorlar” dedi. Ve, sorunun yanıtını kendisi verdi:
“Çin, kontrol ve manipülasyon olmadan, devlet olarak işlevini sürdüremez. Çin’de her şey siyaset için kullanılır. Vermek istedikleri sayıları vermek, sayıları sınırlamak, değiştirmek, gerçeği çarpıtmak için net bir nedenleri var. Sayılar onlar için hiç bir şey ifade etmez. Birçok olayda isim veya sayı açıklanmaz. İnsanlar yok sayılır çünkü devlet, imajını korumak ister.”
Hükümet geçmişteki hatalarını itiraf etmedikçe tarihin tekerrür edeceğini vurgulayan Ai Weiwei, “Nasıl bir felaketle karşı karşıya olursa olsun Çin asla ders almaz. Öğrendikleri tek şey konuyu manipüle etmek için otoriter yetkilerini nasıl kullanacaklarıdır”görüşünü savundu.
Salgın sırasında Çin’de geliştirilen, sağlık durumunu izlemeyi amaçlayan ‘renkli’ kodlama sistemini anımsatan sanatçı, “Sonuçta virüs, hükümete, yurttaşları hakkında veri toplamayı sürdürme şansı vererek polis devletini güçlendirdi” ifadelerini kullandı.
Ailesiyle geçirdiği izolasyon sürecinde belgesel planları yaptığını, yazı yazdığını anlatan Ai Weiwei, herkes gibi kendisinin de salgından kaynaklanan, geleceğe dair belirsizlikten rahatsız olduğunu dile getirdi.