Tarih: 09.06.2021 12:02

Akşener'den Erdoğan'a 'Çevre' tepkisi: Milletçe büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız

Facebook Twitter Linked-in

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuştu. Burada önemli açıklamalarda bulunan Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Çevre bizim işimiz' şeklindeki açıklamasını değerlendirdi. Akşener, 'Daha önce 'Ekonomi bizim işimiz' dediğinde başımıza gelenler ortada. Çevreciliği de ekonomistliği gibiyse milletçe büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız' dedi.

Akşener'in konuşmalarından öne çıkanlar şöyle:

''Erdoğan'ın yerli ve milli nutuklarına inanmayın. Yerli ve millilik önce aklında, zihniyetinde olur. Yerli ve milli olmak tutarlılık ister. Milletin güvenini suistimal eden bu zihniyetin millete verecek bir şeyi kalmadı. Çiftçimizin durumu perişan. Kahveci kardeşlerim açız diye pankart açtılar. Ben de söz verdim pankartı getirdim. Umarım TRT ve Meclis televizyonu kapatmaz. (Akşener, pankart açtı)

Akşener, Safranbolulu kıraathanecilerin pankartını açtı: Umarım TRT ve Meclis televizyonu kapatmaz

Benim şahsi olarak yerel basın mensuplarına büyük vefa borcum var. 1997'den bu yana otoriteye vesayete millete karşı iş görmeye çalışanlar Meral Akşener ve Meral Akşener'e benzeyen siyasilerin doğru yolda siyaset yapamaya çalışan büyüklerimden bahsediyorum. Gittiğim her şehirde yerel medya ile tv, gazete, muhabirlerle irtibat kurduk. Bu arkadaşlara derin bir vefamız var. Her gittiğim yerde gerek müşteri gerek mağaza sahibi başladığımız yer 2020 o gün ile bugün arasındaki cevaplar o kadar değişmiş ki. Haftada 1 et alıyorum diyenler, ayda bir alabiliyorum diyenlere döndü. Ama Saray'da oturanlar smootie içenler bunları anlamaz anlamayı beklememiz de doğru değil. Bir ülkede 1500- 1700- 1800 lira Emekli maaşı alan kişi nasıl geçinebilir? Bir de işsiz çocuklarının işsiz torunlarının bu eve geldiğini düşündüğünüzde o emeklilerin halini hiç mi düşünmüyorsunuz?

AKŞENER'DEN ÇEVRE BAKANI KURUM'A SERT MÜSİLAJ TEPKİSİ

''Sayın Erdoğan sen kuma kafanı gömmeye çalışsan da dertlerin hepsi gerçek. Sen sarayda sefanı sürerken bu millet zorluklarla yaşamaya devam ediyor. Milletin bizzat kendisi 405 milyon zarara giriyor. Şu yüzsüzlüğe bakar mısınız milletin hazinesine çökmüş şu utanmazlığa bakar mısınız? Onurlu savcı ve hakimleri göreve çağırıyoruz. Marmara denizi müsilaj salgını deniz yaşamını tehdit ediyor. Bu bela yeni değil 2007'de ortaya çıktı. İlgili birimler uyardı 'önlem alın' dedi. Peki Bakanlık ne yaptı? Gerek olmadığını söyledi. Son olarak nihayet çalışma başlatmak için adım attı. Erdoğan 'Çevre bizim işimiz' deyince bakan çalışma başlattı. Şu üstün liyakate bakar mısınız? Böyle ciddiyetsizlik olur mu? İktidar farkında olmasa da müsilaj ciddi sorundur. Bir kişinin talimat verdim dediği sığ bir anlayışla çözülemez.

'Sayın bakan seni oraya koltuk boş kalmasın diye mi oturttular. Seni oraya sağa sola git fotoğraf çektir bir de üstüne maaş al diye mi oturttular? Senin işin bu değil mi? 8 ay önce bambaşka açıklamalarla sorunu görmezden geldiniz bakanlık olarak bugün sırf Sayın Erdoğan parmağını şıklattı diye acil eylem planı hazırlama yarışına girdiniz. Bir de hala utanmadan işinizi yaptığınızı iddia ediyorsunuz. Böyle bir devlet yönetimi olur mu? Ayıptır günahtır.'

Müsilaj meselesini iktidarın beceriksiz yönetimine bırakamazdık. Bakanlık zor zahmet de olsa büyükşehir belediyelerini dahil etti. Bunu olumlu buluyoruz. İyi tarım uygulamalarına geçin. Bizim için vatan toprağı, çevre kutsaldır birileri için kupon arazi.''

''MİLLETÇE BÜYÜK BİR TEHLİKE İLE KARŞI KARŞIYAYIZ''

'Aziz milletim Sayın Erdoğan'ın ekonomi bizim işimiz dediğinde başımıza gelenler ortada. Yani bir konuda bu benim işim dediği anda ben titremeye başlıyorum. Tansiyonum düşüyor. Şimdi de çıktı çevre bizim işimiz dedi. Nasıl bir endişe duyuyorum, nasıl bir endişe duyuyorum anlatamam size. Şayet Erdoğan'ın çevreciliği de ekonomistliği gibiyse milletçe büyük bir tehlike ile karşı karşıyayız. Allah sonumuzu hayır eylesin.'

(Rize İkizdere'den köy sakini Ayşe Albayrak konuşuyor) Bana bu fırsatı veren gelin hanımımıza teşekkür ediyorum. Bizim oraları yetkililer talan etti. Sularımızı kestiler, ağaçlarımızı derelere kesip atıyorlar. Orman bizim için ambar değil suyumuz, ekmeğimiz, ambarımız, sevincimiz. O taşlar taş değil onların canı var. Bizim tapulu malımızı savaş mı çıktı da alıyorsunuz. Bizin ne sarayımız ne köşkümüz ne binamız var sadece evimiz var. Zaten devlet bizden 60 dönüm arazimizi almış o kadar yediniz doymadınız da şimdi mi doyacaksınız? Sesimizi duysunlar. Bir taş ocağı uğruna o kadar canlıyı bitkiyi vadiyi mahvetmeye gerek yok. Ben 2 aydır ağlıyorum kefenin cebi yoktur. Bu dünyadan bir kuruş alıp gitmeyecek. O kadar insan orada günlerdir ağlıyor birileri para kazanacak diye. Jandarma benim arazimi niye bekliyor? Benim malımı korumana gerek yok. Atalarımız orayı çok zor şartlarla aldı. Şimdi ben o araziyi Cengiz Holding'e vereceğim zengin olsun diye. Gitsin Mehmet Cengiz kendi köyünden bir taş alsın, alamaz. Dere'nin alabalığını, sularını, ağaçlarını yok ettiler. Devlet aslında bize madalya vermesi lazım ki biz o ağaçları bekliyoruz. Ben okumadığım halde bunları düşünüyorum sen nasıl düşünemiyorsun? Dereleri yok ettiler. Ben hakkımı hiç kimseye helal etmeyeceğim. Bizim yaşamaya hakkımız yok mudur devlet Mehmet Cengiz'in devleti midir? Bizim devletimiz değil midir? Devlet bize sahip çıksın, deremizi, ağaçlarımızı, sularımızı almasınlar. Kendi köyümün kadınlarına sesleniyorum bu zafer kadınların olsun. Emine (Emine Erdoğan) hanımı da bekliyoruz o da gelsin ziyaret etsin. Cumhurbaşkanına sesleniyorum ben onu görmeyi istiyordum. Cumhurbaşkanı Mehmet'i başka yere göndersin gitsin kendi köyünden taş alsın. Deremizi almasın. Bize yerimizi bıraksınlar biz yerimizden vazgeçmeyeceğiz.

''KANAL İSTANBUL'UN YAPIMINI ÜSTLENMEK İSTEYENLER, BOŞUNA SEVİNMEYİN BİR KURUŞ ÖDEMEYECEĞİZ''

Anadolu'nun irfanını gördük. Su konusu ve kuraklık ile ilgili arkadaşlarımız çalıştı. Biz Türkler için ağaç kutsaldır. Bugün ağacını ormanına denizine suyuna bitkisine sahip çıkmayan iktidar var. Cennet doğamız cennet kalsın diye mücadele eden herkese selam olsun. Rant uğruna her şeyi mubah görenlerin devri bitiyor. Doğayı korumak için adım atılacak her şeyin yanında olacak. Her yerden ahlaksızlık, yolsuzluk fışkırıyor. Bu çürüme devam ederken iktidardakiler beli ki halkın umudunu söndürmeye niyetliler. Ekonomistlerin, bilim adamlarının sözlerine rağmen o ucube Kanalı yapmaya ısrar edenlere izin vermeyeceğiz. Bu Kanal İstanbul projesi düpedüz soygun projesidir. Kanal İstanbul'u yapmaya niyetlenenler, boşuna sevinmeyin ellerinizi ovuşturmayın ilk seçimde bu iktidar gidiyor bu saray sefası burada son buluyor. Bir kuruş alamayacaksınız ödemeyeceğiz. Dünya Bankası bulgularına göre su tehlikesi ile karşı karşıya kalan bir yerde bulunuyoruz. Susuzluk her bölgemizi tehdit ediyor. Tarımda suyun verimli ve etkili kullanılması gerekiyor. Bütün bu yaşananlar rantiyecilerin umurunda bile değil. Ekosistemi koruyacak ne kadar unsur varsa hepsi saldırı altında. Artvin'den Antalya'ya, İkizdere'den Çanakca'ya her yer saldırı altında. HES yapmanın peşine düşmüşler böyle insafsızlık olur mu? Erdoğan'a sesleniyorum; Kanal İstanbul'u bırak Seyhan'ı Ceyhan'ı Güney Anadolu'yu Ergene'yi Meriç'i Ege ovalarını sulamayı düşün. Kanal İstanbul'u bırak çocuklarımızı, torunlarımızı düşün. Doğa anaya geleceğe ihanetin affı olmaz. Türkiye'nin doğasını kurtarmak, önce millet diyen bir iktidar ister. Mevlam neyler neylerse güzel eyler diyenleriz. Biz milletin emrine amade olanlarız.''




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —