Abuzer Akbıyık; “Urfa Kültürü Benim Ayrılmaz Bir Parçam…(1)”

Abuzer Akbıyık; “Urfa Kültürü Benim Ayrılmaz Bir Parçam…(1)”

Enpoliik köşe yazarı Dr. Göktan AY’ın; Araştırmacı, Yazar, Serbest Muhasebeci, Mali Müşavir ve Bağımsız Denetçi, TEŞVİKDER Genel Başkanı ve Şanlıurfa Kültür Elçisi Abuzer Akbıyık ile  yaptığı söyleşiyi yayımlıyoruz.

AY: Kendinizi okurlarimiza kisaca anlatir misiniz?

AKBIYIK: 1958 yilinda Sanliurfa’nin Kaleboynu Mahallesinde dogdum. Ilk, orta ve liseyi Sanliurfa’da okudum. 1978 yilinda Afyon Maliye Muhasebe Yüksek okulunu bitirdim. Sema Hanimla evliyim. Fatih, Seda, Ayse ve Ahmet isimlerinde dört çocuk babasiyim. Uzun yillar Mali Müsavirlik yaptim. Simdi Ankara AB Yatirim Danismanlik sirketimde Yatirim Tesvik Müsavirligi, ortagi oldugum Vektör Bagimsiz Deneyim sirketinde Bagimsiz Denetçi olarak çalismaktayim. 40 yili asan bir süreden beri halk müzigi, halk oyunlari, hoyrat ve maniler, halk hikayeleri, masallar, dualar, beddualar, gelenek ve görenekler gibi halk kültürü üzerine arastirma ve derlemeler yaptim. Siirler yazdim, besteler yaptim. Arastirmalarimi, siirlerimi gazete, dergi ve kitaplarda yayinladim. Bazilari müsterek çalisma olmak üzere yayinlanmis 24 kitabim vardir. Çok uzun süreden beri, kendi yazilarimi ve Urfa kültürü ile ilgili yazilari www.abuzerakbiyik.com.tr sitemde yayinlamaktayim. Derledigim türkü ve uzun havalar TRT repertuvarina alindi. Mahalli radyo ve televizyonlarda program yaptim. Degerli arkadasim Salih Turhan ile birlikte 2 yil TRT türkü radyo kanalinda “Türkü Muhabbeti” programi yaptim. Halk kültürü konusundaki çalismalarimdan dolayi sahsima, fahri doktora, pek çok ödül, plaket ve tesekkür yazilari verildi.

AY: Müsavir ve Denetçi olarak sirketlerle yogun çalimalar içindesiniz. Yorucu ve sorumluluk isteyen görevler. Kisaca, denetçilik nasil yapiliyor?

AKBIYIK: Bagimsiz denetim uygulamalari, Türkiye’de ilk olarak 1960’li yillarda banka ve diger finansal kurumlarin talepleri üzerine bankacilik sektöründe ihtiyari olarak baslanmistir fakat esas olarak Avrupa Birligi müktesebatina uyum kapsaminda 01.07.2012 tarihinde yürürlüge giren 6102 Sayili Türk Ticaret Kanunu 397 ve 398 maddeleri ile Denetim Standartlari ve Bagimsiz Denetçilik mevzuatimiza girmistir. Böylece aktif toplami, cirosu ve çalisan sayisi belli miktari asan isletmeler finansal tablolarini Bagimsiz Denetçilere Denetlettirme zorunlugu getirilmistir. Denetime tabi oldugu hâlde, denetlenmemis finansal tablolar ile yönetim kurulunun yillik faaliyet raporu, düzenlenmemis hükmündedir, bu sirketler kâr dagitamaz, sermaye artiramaz, azaltilamaz Genel kurul evraklari ticaret sicilinde yayinlanamaz.

Bagimsiz Denetçi; Sirketlerin finansal tablo ve bilgilerinin, standartlara uygunlugu ve dogrulugunu, defter, kayit ve belgeleri denetlenerek rapora baglar. Sirketin Bilanço, Gelir Tablosu gibi Finansal tablolarin gerçegi yansitip yansitmadigini gösteren Bagimsiz Denetim raporlarindan, Sirket Yönetimi, Hissedarlar, Çalisanlar, Kredi Verenler, Yatirimcilar, Kamu kurumlari istifade eder.

Bagimsiz Denetçiler, Yeminli Mali Müsavir ve Serbest Muhasebeci Mali Müsavir meslek mensuplari arasindan, Kamu Gözetimi Muhasebe ve Deneyim Standartlari Kurumu tarafindan yetkilendirilen kisilerdir.

Ben meslege 1980 yilinda basladim, Serbest Muhasebeci Mali Müsavir olarak,2014 yilinda Gazi Üniversitesinde Bagimsiz Denetim egitimi aldim ve yapilan imtihan sonunda Bagimsiz Denetçi unvanini kazandim.Halen, Sorumlu Denetçi olarak faaliyetimi sürdürmekteyim.

AY: Bu kadar yogun is içinde kültür ve sanatina bagli kalarak Sanliurfa için kültür elçisi gibi çalisiyorsunuz.Neden?

AKBIYIK: Sanliurfa benim ana vatanim. Insan anasini nasil severse, ana vatanini da öyle sever. Ben Urfa’da dogdum, Urfa kültürü ile büyüdüm. Orta okul siralarindan itibaren benden yasça büyük kültür sanat adamlari ile oturup kalktim. Bilhassa müzik alaninda Tenekeci Mahmut, Kazanci Bedih, Bekçi Bakir, Cülhe Mahmut Hafiz, Dellek Mahmut Hafiz, Halil Hafiz, Sevki Hafiz ve daha pek çok müzik ustasi ve gazelhanin müzik meclislerinde bulundum, müzik icra eden arkadaslarimla yillarca sira gezdim. Bir gurup arkadasimla birlikte Halk kültürü konusunda arastirmalar ve pek çok kaynak kisiden derlemeler yaptim. Halk oyunlarini arastirdim, ünlü oyunculari tanidim, Urfa halk oyunlarini ögrendim, yillarca oynadim ve egitmenlik yaptim. Urfali sairler, yazarlar, ressamlarla yillarca arkadaslik ettim. Harran Üniversitesi Vakfi, Sanliurfa Kültür Arastirma Vakfi, Sanliurfa Halk Oyunlari dernegi, Sanliurfa Musiki cemiyeti gibi pek çok kültür ve sanat vakifinda, derneklerinde kurucu oldum, görev aldim, etkinlikler düzenledim, yurt içi ve yurtdisindaki etkinliklere katildim. Sanliurfa mahalli televizyon ve radyolarinda kültür ve sanat programlari hazirlayip sundum. Sanliurfa müzigi ile ilgili yüzlerce kaset ve makara banttan ve fotograflardan olusan arsiv olusturdum. Hasili hayatimin kirk yildan fazlasi Sanliurfa kültürünü arastirmak, derlemek ve yasatmak üzere geçti.Bir baska ifade ile Urfa kültürü benim ayrilmaz bir parçam. Milli kültürümüzün yasatilmasi, kaybolmamasi, yozlastirilamamasi, tespit edilerek gelecek nesillere aktarilmasi için çalismalarim oldu ve halen de bu çalismalari sürdürmekteyim.

Abuzer Akbiyik SURHOY Halk Oyunlari ekibi ile Romanya’da festivalde

 

AY: Sehirlesme ve zenginlesme ile birlikte, is insanlarinin kendi degerlerinden uzaklastiklari tespitime katiliyor musunuz? Katiliyorsaniz, sebebi ne olabilir?

AKBIYIK: Bu sorunuz bana “ele para degince, kalem elden düsermis” sözünü hatirlatti. Hakikaten de insanlar zengin oldukça kültür, sanat ve edebiyattan uzaklasiyor. Geçmiste düzenlenen bir sempozyumda “Kültür ve sanatla fakirler ugrasir” konusunu isleyen bir bildiri sunmustum. Günümüzde insanlar biraz daha para kazanayim, biraz daha derken ömrünü tüketiyor. Para kazanma hirsi, pek çok kisinin ahlakini, dünyaya ve insanlara bakisini degistiriyor. Para kazanmak için her sey mübah noktasina getiriyor, böylece vicdan, merhamet, yardimlasma, dayanisma, dogruluk gibi insani hasletler dumura ugruyor. Kisi artik, her seye menfaat gözü ile bakiyor, dostluklari, arkadasliklari menfaat üzerine kuruyor. Netice olarak zenginlesme -istisnalar olsa da- genel olarak insani bozuyor, degerlerinden uzaklastiriyor, insani yalnizlastiriyor.

Devam edecek….