Afrika'daki terör grupları küresel dengeleri etkiliyor

Afrika

Timbuktu Enstitüsü Afrika'da Radikalleşme ve Dini Çatışmalar Araştırma Merkezi Müdürü Sambe: 'Sahraaltı Afrika'nın İslam aleminin gelişiminin dışında bulunduğunu düşünüyorduk. Son olaylara bakıldığında bu fikrin yanlış oldu?

DAKAR (AA) - CEMİL ÖKSÜZ - Senegal'deki Timbuktu Enstitüsü Afrika'da Radikalleşme ve Dini Çatışmalar Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Bakary Sambe, Afrika'da sayıları giderek artan silahlı grupların sadece bölgenin değil tüm dünyanın geleceğini tehdit ettiğini belirtti.

Sambe, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Afrika'da giderek artan terör olaylarının, dünyada son 10 senede başlayan sürecin bir parçası olduğunu söyledi. Sambe, özellikle Batı Afrika ülkelerinin terör sorununu görmezden geldiklerini ve üzerini örttüklerini, ülke halklarının da kendilerini olayların dışında tuttuklarını ifade etti.

Bölgede gelecekle ilgili endişelerin arttığını dile getiren Sambe, 'Hep Sahraaltı Afrika'nın İslam aleminin gelişiminin dışında bulunduğunu düşünüyorduk. Son olaylara bakıldığında bu fikrin yanlış olduğunu anlıyoruz. Cezayir'de doğan silahlı gruplar El Kaide'nin Mağrip koluna bağlandı. Böyle devam ederse hem DAEŞ'e bağlanan Boko Haram hem de DAEŞ ile rekabet içinde olan ve çoğalan küçük terör gruplarıyla durumun kötüye gitmesi ve terörizmin dünya genelinde günlük hayatımızın bir parçası olması ihtimali yüksek görünüyor.' diye konuştu.

- 'Terör korkusu halkın bilinçaltına yerleşti'

Batı Afrika Ekonomik Topluluğu'na üye ülkelerin vize serbestisi politikasını benimsediklerini anlatan Sambe, bu nedenle bölgedeki hiçbir devletin sınırlarını tam anlamıyla kontrol edemediğini ifade etti. Son günlerde dünya genelinde yaşanan saldırıların terörün sadece belli bir bölgeyi etkisi altına almadığını gösterdiğine dikkati çeken Sambe, şöyle konuştu:

'Artık terörizme karşı korunaklı hiçbir ülke yok. Ayrıca, Mali'deki karışıklık nedeniyle suç ve suç unsurları tüm sınır ülkelere rahatça girip çıkabiliyor. Bunun sonucunda da Batı Afrika'daki istikrarın sürmesini engelleyebilir. Terör korkusu, bölge halkının bilinçaltına yerleşti ve hayatına girdi. Bu ülkeler kritik bir bölgede bulunuyor. Cihatçı saldırılara maruz kalan ülkelerle temastalar. Nijer, Nijerya, Libya ve istikrarsız Mali'nin sınır ülkesi olarak baskı altında kalıyorlar. Burada Burkina Faso gibi daha huzurlu ülkeler önemli rol oynuyor. Eğer Burkina Faso teröristlerin geçebileceği 'süzgeç' ülkeye dönüşürse o zaman tüm bölgenin dengesi sarsılacak.'

Sambe, tüm bu saldırıları İslamiyet adına yaptıklarını savunan cihatçı grupların, İslamla hiçbir ilişkisinin olmadığına, aksine İslam'a zarar verdiklerine işaret etti. Sambe, 'Ne yazık ki kendisine 'radikal' diyen bu silahlı gruplar yüzünden dünyada İslamiyet adeta damgalanmaya başladı. Bu olaylardan sonra en büyük endişem hem Afrika hem de diğer ülkeler için dini dengelerin, toplumsal barışın yok olması. Geçen aylarda Burkina Faso'da düzenlenen bir saldırının ardından İslami Dernekler Federasyon Başkanı, El Hadji Adama Nikiema'nın teröristlere karşı yaptığı cesur beyan biraz olsun içimi rahatlatmıştı. Her tür dini radikalleşmeye rağmen, dini liderlerin bu olaylara katılmayacakları ve birlikte yaşama isteklerini devam ettirmeleri konusunda ümitliyim.' ifadelerini kullandı.

- 'Bu coğrafya dini çatışmalardan hep kaçındı'

Afrika özelinde bakıldığında barışçıl yaşamın bir prensip olduğunu ve topluluklar arası çatışmaların istisnai olarak ortaya çıktığını kaydeden Sambe, 'Artık dini topluluklar arasında da büyük bir güvensizlik oluşmasından korkuyorum, çünkü bizler yüzlerce yıldır huzurla iç içe yaşayan farklı dinlerin insanlarıyız ve bu coğrafya dini çatışmalardan hep kaçındı. Şimdi ise insanlar arasında dini bir ayrışma çıkarılmaya çalışılıyor.' dedi.

Sambe, bu ayrışmaya karşı en büyük görevin devlet yetkililerine düştüğünü vurguladı. Terörle mücadelede belirlenecek stratejilerin iyi analiz edilmesi gerektiğini kaydeden Sambe, şöyle devam etti:

'Cihatçı gruplar aslında büyük bir karışıklık, dağınıklık içinde. Bölgede, Ortak Çok Uluslu Mücadele Gücü gibi oluşumların bölgedeki operasyonları ve uluslararası işbirlikleri onları baskı altına aldı ve bu terör örgütleri de saldırılarının şeklinde değişikliğe gitti. Önceden çoğunlukla canlı bombalarla intihar saldırıları düzenleyen örgütler artık daha çok ses getirecek Charlie Hebdo veya Paris'te yaşanan son olaylar gibi saldırılar gerçekleştiriyor. El Kaide'nin Mağrip kolu, kontrolündeki bazı bölgeleri kaybettikten sonra DAEŞ'in yöntemleriyle saldırılar yapmaya başladı. Bu yeni tarz saldırıların daha kolay koordine edildiği düşünülüyor ve ne yazık ki artması bekleniyor. Uluslararası güçler bu silahlı gruplara karşı birlikte mücadele etmeli ve acil olarak Afrika'daki açık sınır politikası gözden geçirilmeli.'

Sambe, Uluslararası istihbarat kuruluşlarının son günlerde Senegal'i terör saldırısına karşı uyardığına da değinerek, 'Senegal bu istikrarsız bölgede istikrarlı kalamaz. Boko Haram ülkelerimizde her ne kadar yayılamıyorsa da insanları ideolojik anlamda sömürmeye kararlı. Yarın kimin başına ne geleceğini bilmiyoruz ama, terörden kaçılamayacağını biliyoruz. Senegal de terör tehdidi altında ve diğer ülkelerin askeri gücüyle kıyasladığımızda Afrika ülkelerinin orduları bu yeni tarz savaşa hazır değil.' ifadelerini kullandı.