Yorumlayan Çetin Ay .. Kırşehir/ kaman Turgut Özal, Türk siyasi tarihinde hakkında en fazla konuşulan isimlerden biri. Ölüm yıldönümünde yine aynı soru gündemde: Ne bıraktı geride?
Bir döneme damga vurdu, bu bir gerçek. Cesurdu, ezber bozdu. Ama ardından gelen miras, yalnızca alkışlarla değil, çokça soru işaretiyle de dolu. Başlangıç Güçlüydü, Ama Sonrası Karmakarışık Ekonomiyle başladı her şey. Serbest piyasa, dışa açılım, özelleştirme…
İlk bakışta umut veren adımlardı. Ancak bu adımlar planlı mıydı? Yoksa kamu malları, halkın gözünün önünde hızla mı el değiştirdi? Devleti küçültmek hedeflenirken, aslında denetim zayıfladı. Bugün hâlâ o dönemde satılan kurumların yerine ne konduğunu kimse net olarak anlatamıyor. Açılan Alanlar, Kapanmayan Yaralar Özal döneminde toplumun farklı kesimlerine, özellikle dini yapılar başta olmak üzere birçok gruba alan açıldı. Bu, kimi çevrelerce özgürlükçü bir adım olarak değerlendirildi. Ama devletin reflekslerinin geri çekildiği yerlerde oluşan boşluk, yıllar içinde nasıl bir tehdide dönüştü, hep birlikte gördük.
Bugün hâlâ bunun faturasını ödüyoruz. Milli Birlik Meselesi Bir başka tartışma da buradan çıkıyor. Turgut Özal, Türkiye’nin etnik yapısıyla ilgili konuşmalar yaptı. Farklı kimliklerin tanınmasını savundu. Bu, kulağa hoş gelen bir düşünce gibi duruyordu ama Türkiye’nin birliği konusunda kafaları karıştırdı.
Devletin dili, çizgisi, duruşu olur. Bu netlik kaybolduğunda, bir arada yaşama iradesi de zayıflar. Nitekim o yıllarda atılan bazı adımlar, bugün ayrışmayı körükleyen noktalara dönüştü. Tespit Yerine, Tövbe Gerek Bugün hâlâ birçok siyasi figür, Özal’dan ilhamla “değişim” çağrısı yapıyor. Ama her değişim iyi midir? Sorulması gereken belki de budur.
Özal, bir dönemi değiştirdi ama yeni dönemin omurgasını tam olarak kuramadı. Devleti dönüştürdü, evet. Fakat bu dönüşüm, bir yandan da dağılmayı beraberinde getirdi. Turgut Özal, ne yok sayılacak bir figür ne de eleştirilemez bir kahraman. Cesareti vardı. Ama her cesur adım doğruya götürmüyor. Geride hem takdir edilecek işler, hem de sorgulanması gereken büyük eksikler bıraktı. Belki de en net tanım şu olur: Devleti büyütmek isterken, farkında olmadan dağıtan bir model bıraktı geride. Saygıyla aziz milletimizi selamlıyorum.