GALATASARAY DA YENİLİRMİŞ TÜRKİYE ULUSLAR A LİGİ’NDE

TARAFTAR GÖZÜYLE SÜPER LİG 29. HAFTA (28-31 Mart 2025)

Spor 1.04.2025 16:10:00 0
GALATASARAY DA YENİLİRMİŞ TÜRKİYE ULUSLAR A LİGİ’NDE

İyi bayramlar Türkiye’m...

İyi bayramlar.

---

Milli ara sonrası başlayan Süper Lig’de Beşiktaş-Galatasaray derbisi vardı ve Galatasaray favori olan taraftı. Ancak iyi bir sezon yaşamayan Beşiktaş, Fenerbahçe’den sonra Galatasaray’ı da yendi. 

Galatasaray böylece sezonda ilk mağlubiyetini almış oldu.

---

Türkiye, Uluslar Ligi’nde play-off turunda eşleştiği Macaristan’ı iki maçta da yenerek A Ligi’ne yükseldi. Tebrikler Milli Takım, tebrikler Montella.

20 Mart, Salı... 

Türkiye-Macaristan: 3-1

Goller: Orkun Kökçü (9’), Kerem Aktürkoğlu (69’), İrfan Can Kahveci (73’)/Schafer (25’)

Öncelikle taraftar muhteşemdi. Montella’nın da dediği gibi taraftar açtığı “MİLLİ TAKIM KULÜPLER ÜSTÜDÜR, ÜSTÜNÜN EN ÜSTÜDÜR” pankartının gereğini maç boyunca yerine getirdi.

Abdülkerim Bardakçı muazzam bir performans gösterdi. Attığı uzun paslar şahaneydi. Bunlardan birini alan Oğuz Aydın, yayın hemen sağında Orkun Kökçü’ye bıraktı topu. Orkun’un harika volesi filelerle buluştu. Ancak cevap veren Macarlar doğrusu ilk devreyi bizden daha iyi oynadı.

İkinci devre baskılı başlayan takım önce Kerem Aktürkoğlu ve ardından İrfan Can Kahveci ile skoru bir anda 3-1’e getirdi. Maç bu sonuçla bitti.

Milli takımda küçük birkaç aksaklığı saymazsak herkes iyiydi. Bir gol ve bir asistle Kerem Aktürkoğlu öne çıkarken bir diğer göze çarpan isim Oğuz Aydın oldu.

 

23 Mart, Pazar...

Macaristan-Türkiye: 0-3

Goller: Hakan Çalhanoğlu (37’-P), Arda Güler 39’), Abdülkerim Bardakçı (90’)

Macarlar âdeta bizi döverek başladı maça. Szoboszlai hayli agresif görünürken Fiola tam bir ali kıran baş kesendi. Neyse ki saha da iyi bir hakem; Alman Zwayer vardı.

Macarlar yarım saat çok etkili oldu. Uğurcan Çakır net bir pozisyonda gole izin vermezken Eren Elmalı da önemli bir pozisyonu kesti. Szoboszlai’nin frikiği üst direği yalayıp gitti.

Bu arada iftar molası verildi, bizim çocuklardan oruçlu olanlar oruçlarını açtı.

İftarın ardından bizim çocuklar da açıldı. Art arda iki golle skoru aldı. 

İkinci devre iki takım için de angarya oldu. Morali bozulan Macar futbolcular yine de sert oynadı. Son dakikadaki gol play-off eşleşmesini bitirdi.

Bu maçta da futbolcularımız çok iyiydi. Montella ikinci devrede genç oyunculara şans tanıdı.

Yine de bir kahraman seçmek gerekirse o, Kaptan Hakan Çalhanoğlu oldu.

 

İki maçta da daha iyi olan taraf bizdik. İki maçı da kazanmayı hak ettik. Ancak bu eşleşmede kısmetli olduğumuzu da görmeden geçmemek gerek.      

 

MONTELLA... 2022-23 Süper Lig yazılarımda Montella’dan (Adana Demirspor teknik direktörü iken) sıklıkla bahsetmiş övgülerimi dile getirmiştim.

Montella, Milli Takım’ın başına getirilince (22-25 Eylül 2023, 6. Hafta yazım), “İtalyan, Mavi Şimşeklerdeki oyun anlayışını milli takıma getirebilirse çok heyecanlı maçlar yaşatabilir bize. Hayırlı olsun…” demiştim. Yaşattı, yaşatıyor. Yolu açık olsun.

 

İyi bir takımımız, iyi bir hocamız var. Ama abartmayalım lütfen. Kazanırken de kaybederken de değerlendirmelerimizde sağduyulu ve akıllı olalım. 

 

“Uluslar Ligi” organizasyonunu sevmiyorum ama söz konusu Milli Takım olunca işler değişir.

 

ACUN’UN KANALI... Yayıncı TV8 idi. Maç tek kameradan (yüksek kamera diyorlar) ve tekrarsız verildi. Spiker açıklamalar yaptı ama ilk kez böyle bir yayın görüldü. Maçın heyecanını yaşamak çok da mümkün olmadı. Bunun bir çözümü olmalı. 

---

Milli heyecan nedeniyle Süper Lig sakinledi, âdeta huzura erdi. Tabii bu huzur birkaç günlük olsa gerekti. Cuma günü lig başlayacaktı.

---

Başkan Ali Koç, Mourinho’nun neden Fenerbahçe’yi seçtiğini anlamamıştı. Bir konuşmasında “tamam, biz Mourinho dedik ama Mourinho neden Fenerbahçe dedi” mealinde bir şeyler söylemişti.  

Aslında sebep gayet basitti; Mourinho’nun Avrupa’da yeniden bir lig şampiyonluğu kazanabilmesi için Fenerbahçe ekstra ve son bir şanstı. 

Mourinho’nun dönemi, büyük liglerin büyük takımları için sona ermişti. Büyük liglerin büyük takımlarından, şampiyonluğa oynayan takımlarından Mourinho’ya bir teklif söz konusu bile olmazdı. Orta sınıf takımların (Serie A’da Roma gibi) şampiyonluk şansı yoktu. 

Bütün bunlarla birlikte Mourinho’nun maliyeti her takım için yüksekti ve herkes bu rakamları veremezdi. 

Fenerbahçe, Türkiye’de her zaman şampiyonluk için oynayan bir takımdı ve Mourinho’ya teklif gidince Portekizli daha o anda kabul etmişti bence. 

Üstelik Eski Başkan Aziz Yıldırım da “Fenerbahçe’nin Mourinho’ya, Mourinho’nun da Fenerbahçe’ye ihtiyacı var dememiş miydi? 

--- 

Ciddi anlamda bir hava, bir algı oluşturulmuştu; Galatasaray fena halde kötü oynarken ve puan kaybetmesi kaçınılmazken Mourinho ve Fenerbahçe gümbür gümbür geliyordu. 

Gerçek 9 (+1) puan olarak geri döndü, Samsun bütün büyüyü bozdu.

---

Tabii bir sorunumuz da hâlâ net olarak cevap bulamamıştı; derbinin (Beşiktaş-Galatasaray) hakemi kim olacaktı? 

TFF, derbiye Yasin Kol’u atadı. Beşiktaş Başkanı Serdar Adalı Galatasaray ile oynanacak derbi maçına Yasin Kol’un verilmesinin ardından Türkiye Futbol Federasyonu ve Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu’nu sert sözlerle eleştirdi ve istifaya davet etti. Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Adalı’nın bu sözlerine katıldığını belirtmişti. 

Bay Kol, yakın zamandaki Alanya-Galatasaray maçının hakemiydi. Kol, bu maçta yedek kaleci Günay Güvenç’e kırmızı kart gösterirken Galatasaraylı 7 oyuncuya da sarı kart göstermiş ve sarı kırmızılı camiadan büyük tepki almıştı.

---

AH BE MEDYA... Milliyet’e göre Mou’nun 3 harikası Yusuf Akçiçek, İrfan Can Eğribayat ve Oğuz Aydın’dı. Mourinho bu 3 oyuncuyu parlatmış ve Türk futboluna kazandırmıştı.

Vay! Helal olsun Portekizliye... 

 

28.03.2025/Cuma

Kayseri-Hatay: 5-0

Goller: Ali Karimi (2’), Bahoken (37’), Ramazan Civelek (59’), Nazon (69’), Talha Sarıarslan (89’)

Jakirovic ile bir oyun karakteri yakalayan Kayseri, maçın başında bulduğu erken golle maçın zorluk derecesini kolaya çevirdi. 

Süper Lige veda günlerinde Hatay’ın fazla yapacak bir şeyi yoktu.

Ali Karimi öne çıkan oyuncu oldu.

 

Antalya-Alanya: 2-1

Goller: Samudio (43’), Gaich (81’)/Cordova (22’)

Akdeniz derbisinde Alanya öne geçmesine rağmen daha iyi olan taraf Antalya kazandı ve 3 puanı aldı.

Alanya’nın 6 kez ofsayt pozisyonuna düşmesi ilginç bir istatistik olarak kayıtlara geçti. Ligin son haftaları Alanya için hiç kolay olmayacak.

Gaich’in attığı gol sahalarda ender görülebilecek bir goldü. Topu bacakları arasından kaçıran kaleci Ertuğrul Taşkıran, topu kaybetti ve gol olduğunu sandı. Ancak top oyundaydı. Bu şaşkınlıktan yararlanan Gaich galibiyet golünü attı. 

 

Konya-Gaziantep: 1-0

Gol: Kramer (67’)

Haftanın en sert maçı olmaya aday müsabaka öyle de oynandı. Puana daha çok ihtiyacı olan ev sahibi, golcüsü Kramer’in attığı golle çok önemli bir 3 puanı cebine attı.

 

SİPAY BODRUM FK-FENERBAHÇE AŞ: 2-4

Goller: Puşcaş (31’-P), Fredy (85’)/Skriniar (5’), Oğuz Aydın (32’), Szymanski (36’), Talisca (45’-P)

 

Morais ile bir çıkış yakalayan Bodrum, sağlam savunması ve gol yememesi ile dikkat çekmişti. Ancak zorlu maçta hayli eksiği vardı ev sahibinin. Kalede, kadroda dördüncü kaleci olan Rüzgar Adıyaman vardı ki 18 yaşındaki kalecinin ligde ilk maçıydı bu.

Ayrıca Morais as kadrosundan 4 oyuncusunu da ilk 11’e almamıştı. Portekizli bu durumu, oyuncularının milli takımlardan yorgun gelmeleri olarak açıkladı. Buna karşın rakibin nerdeyse bütün millileri sahadaydı. 

 

Maçın mutlak favorisi elbette Fenerbahçe’ydi. Sarı lacivertliler bir de erken gol bulunca zorlu deplasman kolaya döndü.

İlk devre tek taraflı bir oyun oynandı, Fenerbahçe çok rahat bir şekilde skoru 4-1’e getirdi ve maçı bitirdi. 

İkinci devre de konuk takım aktif dinlenmeye geçti. 

Mourinho’nun önünde bir lig yarışı ve kupa derbisi vardı.

 

Morais ikinci devre yorgun oyuncularını sahaya sürdü ve Bodrum oyunu biraz daha önde oynamaya başladı lakin Morais’in eski hocası çoktan Üsküdar’ı geçmişti.

Bodrum, bu mağlubiyetle yeniden ateş çemberine düştü.

Skriniar sağlam ve sert bir savunmacı olduğunu bir kez daha gösterdi. Ayrıca maçın ilk golünü de atarak skora doğrudan katkı verdi.

İrfan Can Kahveci futbolu özlemişti ama maçın yıldızı Oğuz Aydın oldu.

 

29.03.2025/Cumartesi

Sivas-Adana Demirspor: 5-1

Goller: Manaj (13’ ve 17’), Rodrigues (48’), Bekir Turaç Böke (68’), Efkan Bekiroğlu (76’)/Salih Kavrazlı (35’)

Zorlu zaman diliminde Sivas hata yapmadı ve konuk Adana Demir’i farklı mağlup etti. 

Rıza Çalımbay bir “oh” dese de işi hâlâ çok zor.

 

Samsun-Kasımpaşa: 0-2

Goller: Fall (68’), Nuno da Costa (80’)

Sezonun başarılı takımı Samsun, bu başarıyı kısıtlı kadrosuna rağmen elde etmişti. Ama artık takımda bir yorgunluk/mental yorgunluk göze çarpmaya başladı. Bennasser-Ntcham ikilisinin formsuzluğuna Holse de katılınca işler zorlaştı.

Burak Yılmaz hak edilmiş bir galibiyetle evine döndü.

 

BU DEFA OLMADI...

TRABZONSPOR AŞ-GÖZTEPE AŞ: 1-1

Zubkov (32’)/Romulo (31’)

 

Fatih Tekke, evindeki maçı kazanarak heyecanı yükseltmek istiyordu. Zorlu bir rakip olsa da Göztepe maçı iyi bir fırsattı.

Maç, haftanın maçı olmaya adaydı ve ilk devresi gerçekten buna layık oldu.

Trabzon iyi başladı, fırsatlar da buldu. Ancak konuk takımın tehlikeli olduğu zaten bir gerçekti ve boş bırakmaya gelmezdi. Nitekim sakar bir penaltıyla Göztepe öne de geçti.

 

Ancak Trabzon buna, çok şık bir golle hemen cevap verdi, skora dengeyi yeniden getirdi. İlk devrenin kalan bölümünde tam anlamıyla bir Karadeniz fırtınası vardı ama Simon Banza yoktu.

Enis Destan istek ve gayretine rağmen başarılı olamadı. İlerleyen dakikalarda taraftar baskısına da maruz kaldı.

 

İkinci devre Göztepe beraberliğe razı bir oyun oynadı. Kazanmayı isteyen ev sahibi, ilk devredeki oyununu oynayamadı, tempoyu yükseltemedi. Fatih Tekke, oyuncu değişikliklerinden de istediği verimi alamadı.

 

Göztepe savunma hattı pek hata yapmadı.

Zubkov, kaliteli bir ayak ancak oyuna daha fazla girmesi ve sorumluluk alması gerek. Pasif oynadı.

Trabzon’un ve maçın en iyisi, golü de hazırlayan Mustafa Eskihellaç oldu.

 

Hakem-VAR... Ali Şansalan aslında şanslıydı. İdaresinden pek sorun çıkmayacak gibiydi. Göztepe’nin penaltısında devam demişti ki sahadaki hakemin kararına saygı duyulması gereken bir pozisyondu. Şansalan da devam dedi ancak VAR çağrısı sonucu dönüp penaltıyı verdi. VAR müdahalesi yanlıştı, elinde darbenin şiddetini gösteren bir kanıt yoktu. 

Ali Şansalan, inceleme sonrası keşke ilk kararında kalsaydı.

 

KARTAL KAZANDI 

BEŞİKTAŞ AŞ-GALATASARAY AŞ: 2-1

Goller: Rafa Silva (23’), Gedson Fernandez (66’)/Torreira (45’)

Kırmızı Kartlar: Semih Kılıçsoy (90+6’, BJK)/Frankowski (36’, GS)

 

Beşiktaş yönetimi, takım ve camia, bu maçı sezonun en önemli maçı olarak gördüklerini hafta boyunca göstermişti zaten. Tribünlerin yoğun desteğiyle maça iyi de başladı takım, baskıyı hemen kurdu.

Ancak Galatasaray bu bölümü atlattı ve 10. dakikadan sonra oyunda dengeyi kurdu. 

Buna karşın maçta kolayına gol atılmayacağı görüldü ama bir gol atılacaksa da daha yakın taraf “bir tıkla” Galatasaray gibi göründü.

 

RAFA SİLVA... Sezonun flaş isimlerinden biri olan Portekizli, üstün bir performans göstermese de “skor” adamı olduğunu bir kez daha ilan etti. Kendine has gollerinden birin atarak takımını öne geçirdi.

Bu golü Sanchez, Frankowski ve Muslera (ki karşı karşıya pozisyonlarda kalecileri çok eleştirmem) oturup birkaç kez izlesinler.

 

HAKEM-VAR MARİFETİ, TATSIZ DERBİLER...

Futbolun bayramıydı derbiler ama ülkemizde gittikçe sevimsiz bir hale geliyordu. Kaliteden söz etmek asla mümkün olmazken heyecan da azalıyordu.

Bunun sebeplerinden biri takımların yenilmemeyi öncelemeleri olabilirdi fakat asıl sebep hakemlerdi. Hata yapmamak adına hakemler oyun oynanmasına izin vermiyor, maçı sıklıkla durduruyordu. Futbol federasyonu, MHK ve futbol kamuoyu da bunu kabul etmiş gibi.

Son örneğini yabancı hakem Vincic ile yaşamıştık. Vincic tam bir “eyyam” yapmış ve Galatasaray-Fenerbahçe derbisini berabere bitirmeyi başarmıştı. Okan Buruk haricinde herkeste beğenmişti.

Yasin Kol da benzer bir yönetim sergiledi. Genel anlamda majör/büyük hata yapmadığı için başarılı sayıldı. Buna karşın hatalar bir a4 kâğıt doldurdu. 

Buna karşın maça damgayı VAR vurdu.

 

BAŞKAN Hacıosmanoğlu, seçildiğinde, “sahadaki hakemler neyse de VAR hataları kabul edilemez” mealinde bir açıklama yapmıştı. Başkan, VARların -yeri geldiğinde yokların- gözünün yaşına bakmayacaktı.

Muçi-Frankowski pozisyonunda Hakem Yasin Kol düdüğünü çaldı, faulü belirledi ve Frankowsi’ye sarı kart gösterdi. Bu karar, genel anlamda kabul gördü fakat devreye VAR girdi. Pskit isimli Polonyalı pozisyonu inceliyordu. 

Nitekim hakem monitöre gitti, pozisyonu seyretti, dönüp sarıyı iptal etti ve Galatasaraylı oyuncuyu ihraç etti.

Göreceli pozisyonda sahadaki hakemin kararına -her ne ise- saygı duymak gerekti ama Pskit duymamış olmalıydı. Tamam, duymasın. Yasin Kol, pozisyona çok yakındı ve çok açık görmüştü. İncelemede ne gördü de kararını sarıdan kırmızıya çevirdi.

Aynı Pskit, maçın sonunda aynı şekilde müdahalesiyle Semih Kılıçsoy’u da oyundan attırdı.

 

YAYINCI Kuruluş... Maçın heyecanıyla atlamış olabilir miyim, bilemiyorum ama hakemin ne için pozisyonu incelediği anlaşılamadı. Sert müdahale mi, penaltı mı, bariz gol şansı mı? 

Yayıncı kuruluşlar böyle durumlarda bir yazı ile seyirciyi bilgilendirirken bizim yayıncı neden fal açtırıyor. 

 

FÜZE... 1-0’ın ardından 10 kişi kalmak tam anlamıyla moral bozucuydu. Zaten Galatarasaylı futbolcular da iyi bir günde değildi, Osimhen topla buluşturulamıyordu. Bu maçın dönmesi imkânsıza giderken Torreira’nın sürpriz füzesi skora dengeyi getirdi, devre 1-1 bitti.

 

TEK PLAN... Okan Buruk, cesur ve hücumu seven bir teknik direktör. Maçlara çıkarken tek planı var gibi; kazanmak.

Büyük takımların hocası böyle olmalı denilebilir ama...

Şimdi kalecin kötü bir gol yemiş. Savunman Eren Elmalı haricinde savruk ve dengesiz. Torreira yine çalışkan lakin Sara etkisiz. Öndeki dörtlünün de maça hiç etkisi yok. 10 kişi kalmış ve sürpriz bir golle beraberliği yakalamışsın. Burada ikinci, belki üçüncü bir plana dönmek gerekmez mi? “Yenemiyorsan yenilme” taktiğiyle bir puan için oynamak çok daha iyi olmaz mı?

 

GEDSON Fernandez... Galatasaray maçlarının yıldızı. Yine öyle oynadı ve golünü de atarak takımının kazanmasında başrolü oynadı. Portekizlinin Galatasaray ile hesabı kapanmıyor ve kapatmaya hiç niyeti yok.

 

OLE Gunnar Solskjaer... Norveçliyi futbolcuyken de severdim. İyi ve mütevazı biri. Beşiktaş’a da teknik direktör olarak yakıştı doğrusu. Maç sonu konuşmaları çok yerinde. Kaybetmeyi biliyor... Kazanmayı da... Maçın şüphesiz kazananıydı. Buna karşın bir çiçekle baharın gelmeyeceğini de çok iyi bilen biri... Belki de zafer sarhoşluğu içindeki camiada tek kişi... 

 

KAZANANLAR, KAYBEDENLER...

Beşiktaş’ta genel olarak herkes görevini yaptı ve kazandı. Rafa Silva öne çıkarken maçın kahramanı Gedson oldu.

Topla buluşamayan Osimhen en etkisiz maçını oynadı. 

Savunma inanılmaz kötüydü.

Galatasaray’dan bir oyuncu söylemek zorunluluksa Eren Elmalı'ydı o isim.

Hakem Yasin Kol ve VAR kaybetti.

Okan Buruk kaybetti. Lakin maç sonu konuşmasında Beşiktaş’ın daha iyi olduğunu söylemesi ve tebrik etmesi değerliydi.

Ole Gunnar kazandı. 

BÜYÜK kazanan Mourinho oldu. Haftanın en ilginç olaylarından biri, neredeyse bütün Portekizlilerin Mourinho’ya yardımı oldu.

 

ŞAMPİYONLUK yarışında Fenerbahçe 3 puan daha yaklaştı ve iş biraz daha kızıştı. Ancak Galatasaray hâlâ avantajlı olan taraf. 

Yöneticiler, Okan Buruk, ekibi ve futbolcular “bay haftasını” en iyi değerlendirmek zorunda. 

 

SKANDAL... Hakem Yasin Kol’un bitiş düdüğü ile birlikte Beşiktaş Park Stadyumu’nun ışıkları söndürüldü ve saha karanlığa gömüldü. İlk kez böyle bir şeye şahit oldum. O arada futbolcular arasında arbede çıkabilir, sahaya birileri girebilir... İstenmeyen -istenen olaylar neyse- olaylar yaşanabilir. 

İşin ilginç yanı, bu konuda bir açıklama da duymadım. Kimse ilgilenmedi herhalde.

 

YİNE de güzel yanları vardı derbinin...

Masuaku-Barış Alper Yılmaz pozisyonunun haricinde Beşiktaş taraftarı iyiydi. Tabii televizyonda küfürlü tezahüratları duymuyoruz ama bu küfür dünyanın her yerinde bela ve çirkinlik.

Kenarda teknik adamlar. İyi ve saygılı göründüler.

Sahada futbolcular iyi ve saygılıydı. 

31.03.2025/Pazartesi     

İKAS EYÜPSPOR-RAMS BAŞAKŞEHİR FK: 1-3

Goller: Ampem (26’)/Brnic (22), Kemen (74’), Yusuf Sarı (85’)

Eyüp de Samsun gibi... Takım muhtemelen yoruldu. Yine de uzun süre başa baş oynanan oyunda fırsatları daha iyi değerlendiren konuk takım kazandı.

Kart gören Arda Turan, haklı olsa da bu kadar kart görmemeli, çaresini bulmalı. 

 

Haftanın maçı;

Derbi; BJK-GS olmalı ancak sahada iyi ve kaliteli bir oyun yoktu.

İlk 45 dakikası ile Trabzon-Göztepe maçı.

Haftanın takımı;

Fenerbahçe (Her sonuç sarı lacivertlilere yaradı)

Beşiktaş (Derbiyi kazandı)

Haftanın futbolcusu;

Gedson Fernandez (BJK)

Haftanın performansları;

Rafa Silva (BJK), İrfan Can Kahveci, Oğuz Aydın (FB), Mustafa Eskihallaç (Trabzon), Manaj (Sivas), Ali Karimi (Kayseri)

Haftanın golü;

Torreira (GS)

Haftanın güzel golü;

Yusuf Sarı (Başakşehir)

 

GÖZE BATANLAR

*MKE ANKARAGÜCÜ... 

Bursa... Tam bir şehir takımı. Muhteşem taraftar. Bir de lig şampiyonluğu. Bu takım, sıra sıra küme düştü ve şimdi ortalama 40 bin taraftarıyla 2. lige çıkma çabasında...

Ankaragücü, başkentin temsilcilerinden biri. Kalabalık, coşkulu ve heyecanlı bir taraftar grubu. Düştüğü 1. ligden hemen çıkması büyük bir beklentiydi. Ama o da ateş hattında. Takım son haftalara çok sıkıntılı girdi. Böyle takımların yeri Süper Lig olmalı. 

*Eseneler Erokspor Ankaragücü’nü 3-1 yendi ama bir de sayılmayan, iptal edilen gol vardı. Esenler kontrasında oyuncu güzel bir vuruşla topu uzak mesafeden kaleye gönderdi. Kayarak gelen Mert Çetin topa yetişemedi ama rakibini indirdi. Hakem -ne acelesi varsa- anında düdüğü çaldı lakin top gol oldu. VAR devre dışı kalmıştı doğal olarak, gol güme, pardon, hakeme kurban gitti.

Hakem, bariz gol pozisyonu sebebiyle Mert Çetin’e kırmızı gösterdi. Bu da büyük yanlıştı. Bırakın pozisyonu, bariz golü bizatihi kendisi engellemişti.  

 

Yorum-Haber; Yüksel Durak

Çarşamba 15.7 ° / 8.7 °
Perşembe 16.2 ° / 7.4 °
Cuma 17.6 ° / 8.1 °