Tarih: 08.05.2024 15:29

İBRE SARI-Kırmızı

Facebook Twitter Linked-in

35. hafta sonunda zirvede puan farkı 6’ya çıktı. Galatasaray evinde Sivas’ı çok rahat geçerken Fenerbahçe Konya’da takıldı. 3 hafta kala 6 puan fark Galatasaray için büyük bir avantaj demekti. Medya, pek çok spor yazarı ve yorumcu sarı lacivertlilere geçmiş olsun derken sarı kırmızılıları şampiyon ilan etti.

FB Teknik Direktörü İsmail Kartal, matematiksel olarak yarışın içinde olduklarını ifade ederken GS’nin geçmiş tecrübesinde buradan pek döndüğü olmadı.

Yine de oynanmamış hiçbir maç kazanılmış değildir. Heyecan görece azalsa da yarış devam ediyor.

***   

Ligin dibinde yer alan takımlar haftayı genel olarak beraberlikle geçti. Pendik’in kazanması alt sıralarda hesapların yeniden gözden geçirilmesine neden oldu. 

Ligde kalma mücadelesi son haftaya kadar devam edecek gibi.

***

Ligimizde yaşanan sorunlar nedeniyle masa, en az saha kadar gündemde kalıyor hep. FB Başkanı Ali Koç, bu hafta yine GS’li yöneticileri hedef aldı.

***

VAR odasına yabancı hakemlerin olması hakem tartışmalarını genel olarak azalttı. İlginç bir şekilde sahadaki hakemler de daha iyi maç yönetmeye başladı.

***

Federasyonun VAR odası için yabancı hakem kararı sonrasında hakem derneklerinin sesi çıkmamıştı. Sivas-FB maçındaki tartışılan penaltı kararı sonrası hakem dernekleri de topa girdi ve kararı eleştirdi. 

Eleştireceklerse keşke başta eleştirselerdi… Değilse -en azından bu sezon- sussalardı.

***

UEFA Gururla Sunar;

ŞAMPİYONLAR LİGİ (UCL) YARI FİNALLERİ

Tempo, hız, heyecan… Korakor mücadele… Kendine, rakibe, oyuna ve seyirciye saygı, futbol ahlakı… Müthiş bir seyir zevki…

Taktik plan… Rakibin oyununa ve skora göre yeni planlar… Dinamizm.

Oyun neredeyse hiç durmuyor, sürekli akıyor. Bu nedenle oynanmayan zaman olarak ilave edilen süreler 3 dakikayı, 4 dakikayı pek geçmiyor. 

Tribünlerde taraftarın takımına tam desteği… Hep destek. Sahaya en ufak bir madde, bir cisimcik atmamak…

Tabii yönetim… Sahadaki hakem oyunun içinde ama yok gibi. Oyun, kendi seyrinde akıyor gibi. Zaman zaman hatalara karşın hakem yönetiminin “adaleti tesis etmek” için orada olduğuna inanıyorsunuz.

Hakem-VAR uyumu müthiş. VAR yok gibi…

Bütün bunlar ve daha da fazlası ortaya bir “marka değeri” koyuyor. 

Ortaya muazzam bir kalite çıkıyor. 

Futbola doyuyorsunuz.

Hayır! Doyulamıyor aslında… Maç, hiç bitmesin isteniyor.

 

Yarı finallerin ilk maçlarında Bayern, sahasında Real Madrid ile 2-2 berabere kalırken bir diğer Alman Dortmund, evinde PSG’yi 1-0 yendi.

Ufukta bir Real Madrid-PSG finali çok mümkün. Ancak Almanlardan en az birinin, hatta ikisinin de final oynaması asla şaşırtıcı olmayacak.

 

AVRUPA LİGİ… Sezonun yenilmez armadası Bayer Leverkusen, harika taktik bir oyun ile Roma’yı deplasmanda 2-0 yenerek finale büyük bir adım attı. Xabi Alanso bir kez daha tebrikleri sonuna kadar hak etti.

Diğer maçta, Liverpool’u eleyen Atalanta, Fransa’da Marsilya ile 1-1 berabere kaldı.  

Final muhtemelen Leverkusen-Atalanta arasında oynanacak.

 

KONFERANS LİGİ… Medyamızın, yorumcu ve yazarlarımızın pek de kale almadığı Olimpiakos, İngiltere’de Aston Villa’yı 4-2 yenerek çok büyük bir avantaj yakaladı. Diğer maçta Fiorentina, Brugge’yi 3-2 mağlup etti.

Futbol, elbette sürprizlere açık lakin finalin takımları Olimpiakos-Brugge olacak gibi.

***

Ülkemiz futbolu bu seviyelere gelir mi?

Kulüp bazında zaman zaman başarılar elde edilse de ülkemiz futbolu, en azından yakın zamanlarda bu seviyelere gelemez.

Futbolumuz, masadan sahaya taşınmadıkça gelemez.

Sadece kazanmaya odaklı düşünce yapısı ile gelemez.

Sorunları kendi içimizde aramadığımız, sorumluları hep dışarıda, dış güçlerde aradığımız sürece gelemez.

Kendimizi kandırdığımız sürece asla gelemez.

***

Futbolun kalitesi, topun oyunda kaldığı süreyle doğru orantılıdır.

Futbolun kalitesi, ilave edilen sürelerle ters orantılıdır.

***

İki UCL ve Roma-Leverkusen maçında bağırıp çağıran, yerde sürünen, kırk taklalar atan, hakemi ve seyirciyi aldatmaya çalışan tek bir oyuncu bile yoktu. Oysan 3 maçta yumuşak değildi. Kuralların izin verdiği ölçüde sert mücadele ve topa sertlik vardı. 

***

 

03.05.2024/Cuma

BEŞİKTAŞ AŞ-ÇAYKUR RİZESPOR AŞ: 3-2

Goller: Colley (7’), Rashica (65’), Worrall (90+7’)/Olawoyin (5’), Emir Han Topçu (68’)

 

Beşiktaşlıların bir an önce bitmesini istedikleri sezonda takım zorlu bir maç daha oynadı. Maçın başında gelen Rize golü İnönü’yü gererken ev sahibi çabuk cevap verdi. 

Ortada bir maç oldu. Beşiktaş’ın bir adım daha önde olduğu maçın berabere bitmesi normal olarak göründü. Nitekim 90 dakika bittiğinde skor 2-2 idi.

 

İlave edilen sürenin sonunda gelen gol, kupa maçı öncesi BJK’ye moral oldu. 

Beşiktaş galibiyetinde oyuna sonradan giren Cenk Tosun’un hakkını teslim etmek gerek. 

 

MKE ANKARAGÜCÜ-CORENDON ALANYASPOR: 1-1

Goller: Haciyovanis (10’)/Oğuz Aydın (90+5’-P)

 

Kırmızı Kart: Furkan Bayır (87’, Alanya)

 

Fatih Tekke oyunuyla ligin en rahat takımlarından biriydi Alanya. Az da olsa Avrupa için bir iddia da söz konusuydu. Buna karşın Başkent temsilcisinin kayıp puana/puanlara tahammülü yoktu.

 

Topu konuk takıma bırakan bir oyun anlayışıyla sahadaydı ev sahibi. Hızlı ve etkili ataklarla gol arayacaktı. Tasos’un 10. dakikada gelen şık golü, ev sahibinin elini güçlendirdi. Takım, istediği oyun planıyla devam etti.

Ankaragücü pozisyonlar üretti, fırsatlar yarattı. İkinci ve hatta ikinciyi atabilselerdi üçüncüyü atabilecek gol fırsatları çok yakındı. Ancak skor maç boyunca tek farkta kaldı. 

 

Alanya, uzatmalarla birlikte son 15 dakikayı çok baskın oynadı. Ev sahibinin en büyük hatası bu baskıya cevap verememek oldu. Takım skoru korumak düşüncesiyle neredeyse ceza sahasına kadar kapandı. 

Taç atışından gelen penaltı pozisyonu bu seviyelerde kabul edilemezdi. Nitekim Alanya cezayı kesti ve 1 puanı alıp gitti.

 

Rize de son dakika golüyle 1 puan alan sarı lacivertliler evinde son dakika golüyle 2 puana veda etti. 

Haftayı 3 puanla kapatacak olan Ankaragücü çok rahat ederdi ve kupa maçına daha konsantre olabilirdi.

Zorlu yolcuğunda son 3 hafta hiç de kolay olmayacak Ankaragücü için.  

 

04.05.2024/Cumartesi

İSTANBULSPOR AŞ-YUKATEL ADANA DEMİRSPOR AŞ: 0-1

Gol: Yusuf Barası (10’)

 

Maç, haftanın en yavan maçı olarak kayıtlara geçti. Konuk takım tek golle 3 puanı alarak olası korkulu rüyalardan kendini kurtardı.

 

YILPORT SAMSUNSPOR-TRABZONSPOR AŞ: 3-1

Goller: Taylan Antalyalı (14’-P), Mouandilmadji (28’), Fernandez (36-KK)/Enis Bardhi (32’)

 

Bu sezonu unutmak isteyen bir başka takım Trabzon’du. Bordo mavililer, bu sene bir türlü istikrar yakalayamadı, git-gelli oyunlarından birini Samsun’da sergiledi. 

Avrupa’yı çok büyük ölçüde garanti eden Trabzon’un en büyük hedefi şüphesiz Türkiye Kupası…

 

Samsun, olası puan kaybında kâbuslar görmeye başlayabilirdi. Gisdol’ün ekibi buna izin vermedi, birkaç haftadır süren galibiyet hasretine son verdi ve haftayı karlı kapatan takımlardan biri oldu.

 

MONDİHOME KAYSERİSPOR-VAVACARS FATİH KARAGÜMRÜK: 2-2

Goller: Mane (3’), Boa Morte (64’)/Feghouli (51’), Marcos (60’)

 

Kırmızı Kart: Feghouli (86’-Karagümrük)

 

Final niteliğinde maçlardan biriydi. Kayseri kaybettiği takdirde son 3 haftada rahat uyumayı kendine haram edebilirdi. 

Çok erken bir golle öne geçen sarı kırmızılılar skoru arttıramayınca rahata eremedi. Karagümrük, devrenin kalan bölümünde daha iyi olan taraftı. Ancak konuk takım da gol atamadı.

 

İkinci devreye Feghouli ile başlayan konuk takım vitesi yükseltti. Cezayirlinin -kariyerinde çok az olsa gerek- kafa golüyle eşitliği yakalayan Karagümrük, Emre Mor’un defansı karıştırdığı pozisyonda golü atarak öne de geçti. Ancak ev sahibi çabuk cevap verdi.

Maçın hakkı beraberlikti. 

1 puanın önemini kalan 3 hafta belirleyecek.

 

05.05.2024

RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ-KASIMPAŞA AŞ: 4-1

Goller: Pelkas (15’), Davidson (24’ ve 69’), Kemen (86’)/Ben Ouanes (47’)

 

Oyun anlayışını takımına uygulatmada uzun bir süreç yaşayan Çağdaş Atan son haftalarda bunu yakalayınca galibiyetler ardı ardına gelmişti. Kazanmakla birlikte takımın oyun kalitesi de yükseliyordu. Bu hafta bunu, üstelik ligin zorlu takımlarından Kasımpaşa karşısında başarıyla uyguladılar. 

Üstelik son haftaların golcüsü Piatek’in yokluğuna rağmen gol atmakta zorlanmadılar.

Son haftaların formu yükselen oyuncusu Pelkas, bu maçın da en iyilerinden biriydi. Pelkas’ın attığı gol çok da güzeldi.

Bu arada Dubois, Galatasaray’a ben buradayım mesajı vermeye devam ediyor.

 

Kasımpaşa’nın bu derece etkisiz oyunu, bu yıl pek görülen bir şey değildi. Un elenmiş, elek asılmış gibiydi. Oysa olası bir 3 puan, Avrupa yolculuğu iddiasını sürdürebilirdi.

 

GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ AŞ-ATAKAŞ HATAYSPOR: 1-1

Goller: Djilobodji (11’)/Kilama (15’)

 

Final değildi fakat final niteliğinde bir maçtı iki takım için. Ayrıca bu maçın sonucu, küme düşme hattında diğer takımları da yakından ilgilendiriyordu.

Selçuk İnan ile bir oyun tutturan Gaziantep sonuç almakta zorlanıyordu. Öne geçtiği maçlarda skoru tutmak gibi de bir sorunu vardı takımın. Gol yollarında Draguş ile Maxim’in haricinde pek etkili olamıyordu. 

Maxim’in yokluğunda benzer bir oyun oynadı ev sahibi. Öne geçtiği maçta skoru yine tutamadı. Üstelik golü yine taç atışından -Selçuk Hoca’nın en büyük şikâyetiydi- yedi ev sahibi. 

Selçuk İnan ve ekibine son haftaya kadar uyku yasak anlaşılan.

 

Sezona oldukça iyi başlayan Hatay, sonrasını getiremedi. Yaşanılan büyük deprem felaketi sonucu takımın toparlanması elbette kolay değildi. 

Özellikle ikinci yarıda kötü gidiş bir türlü önlenemeyince Volkan Demirel ile yollar 4 hafta kala ayrılmıştı. Konuk takım yine de iyi bir mücadele sergiledi. Doğrudan rakibi karşısında zaman zaman daha etkili oldu, kazanmak için fırsatlar yakaladı. 

 

Her iki takımın da kazanabileceği ve kaybedebileceği maç berabere bitti.

 

Bu maçın akılda kalan en önemli pozisyonu, Draguş’un kaçırdığı penaltı oldu. Romen, muhtemelen hayatının en kötü gollerinden birini kaçırdı. Penaltı atışında destek ayağını, topa o kadar yakın koyması şaşırtıcıydı. Neredeyse “çift vuruş” yapacaktı.

 

Ligde kalma yolunda mücadele eden takımların maçlarının çoğunlukla berabere bitmesi, ümit ve heyecanı gelecek haftalara taşıdı. 

 

“ALTIMSI”

GALATASARAY AŞ-EMS YAPI SİVASSPOR: 6-1

Goller: Ziyech (11’ ve 60’), Mertens (38’ ve 73’), Icardi (59’ ve 85’)/Caner Osmanpaşa (54’)

 

Arka arkaya verilen aralardan sonra Galatasaray oyun ritmini çok çabuk yakalamış, vitesi yükseltmiş, oyun kalitesini de ciddi anlamda yukarı çekmişti. Bu durum çok zorlu geçmesi ve hatta puan kaybı beklentisi olan maçları rahat geçmesini sağlamış, puan farkının da 4’e çıkmasıyla açık bir psikolojik üstünlük yakalamıştı.

Sivas maçı öncesi yönetim rahattı. Teknik kadro rahattı. Okan Buruk maç öncesi analizinde durumu kısaca özetlemişti. Tribünü tıklım tıklım dolduran taraftar şendi. Sahada futbolcular, maçın başlamasıyla birlikte, “merak ve endişeye gerek yok, bu iş bizde” mesajını verdi.

 

İkinci devrenin bir beş-altı dakikalık bölümü sayılmazsa ev sahibi tek taraflı bir oyun oynadı. Muslera ve GS savunması, Manaj’a rağmen en rahat maçlarından birini çıkardı. Defansın tam desteğini alan orta saha ve ön taraf mücadeleye kalitesini de katınca fark geldi. Kimilerince “acaba mı” denilen maçta 6-1’lik skor ortaya çıktı. 

Sivas’ın, skoru 2-0’dan bir korner golüyle 2-1’e getirmesi bile kimseyi endişelendirmedi. Sarı kırmızılılar bu gole kısa zamanda 2 golle cevap verince maçı kopardı.

 

Atılan 6 golün hepsi de birbirinden güzel gollerdi. Seçmek gerçekten çok zordu. Yine de haftanın golü için Hakim’in ilk golü, gol öncesi pasları, asisti ve vuruş kalitesiyle diğer gollerin bir adım önüne geçti. 

Sivas’ta ikinci devrenin kısa bir bölümünde Charisis hareketli göründü. Manaj, en azından bir golü çok zorladı. Golünün iptali (omuz başı ve kafasının yarısıyla ofsayt) kendi adına şanssızlıktı.

GS’de herkes görevini yaparken ön alandaki “mahşerin dört atlısı” Barış Alper Yılmaz, Icardi, Ziyech ve Mertens adeta birbirleriyle de yarıştı. 

Okan Hoca’nın oyuncu değişiklikleri teknik-taktikten öte kulübedeki oyuncuları mümkün olduğunca sahaya atmaktan ibaretti.

 

Bülent Uygun… Futbolculuk zamanında “asker selamıyla” büyük bir sempati kazanmıştı. Ancak Uygun’un teknik direktörlüğü için bu meyanda olumlu bir şey söylemek hayli güç. 

Evet, teknik direktörlük için birçok unsurun bir arada olması gerekmektedir. Ancak en önemli iş “yönetmektir.” Burada sorunları var Uygun’un.

Sivas’taki maç sonrası hal ve tavırlarıyla ve “penaltımsı” söylemiyle GS’li taraftarların tepkisini çekmişti. Herkes unuturdu belki ama taraftar gerçekten unutmazdı. 

Galatasaraylı taraftarların sosyal medya hesaplarında “altımsı, altımsı bülentimsi” paylaşımları dikkat çekti.

TD Bülent Uygun’un basın toplantısı da ilginçti. Toplantıyı 40 saniyede bitiren, soru almayan Uygun, maçın skorunu hakeme bağladı. 

   

Hakem deyince… Hakem Arda Kardeşler iyi bir gününde değildi. VAR’da hakeme yardımcı olmadı. Eğer maç skoru böylesine açık olmasaydı, GS puan kaybetseydi hakem-VAR yönetimi gündem olurdu. 

Icardi’ye yapılan açık penaltı ve yine Icardi’nin attığı golün faul nedeniyle iptali gerçekten baş ağrıtırdı. Uğur Çiftçi’nin de maçı tamamlaması Arda Kardeşler’in engin hoşgörüsü olmalıydı.

Arda Kardeşler’e önerim; Şampiyonlar Ligi Bayern-Real Madrid maçının hakemini izlesin… Hemen ardından GS-Sivas maçında kendini izlesin.

 

06.05.2024/Pazartesi

“ALTIN VURUŞ”

BITEXEN ANTALYASPOR-SİLTAŞ YAPI PENDİKSPOR FUTBOL AŞ: 1-2

Goller: Buksa (13’-P)/Thiam (15’), Halil Akbunar (45+6’)

 

Kırmızı Kart: Sander van de Streek (74’, Antalya)

 

Neredeyse herkesin berabere kalarak puan kaybettiği haftada Pendik için 3 puan inanılmazdı. İstanbul takımı bunu başardı ve umudunu son 3 haftaya taşırken kümede kalma mücadelesi veren takımlara fazladan rahatsızlık verdi.

 

Antalya, sezonu bitirmiş gibiydi…

 

“ŞAMPİYONLUK ASLANIN AĞZINA GİDERKEN…”

TÜMOSAN KONYASPOR-FENERBAHÇE AŞ: 0-0

 

Hafta başında Konya için 3 puan olmazsa olmaz niteliğindeydi. Cuma, cumartesi ve pazar maçları sonunda Konya için durum, 1 puan 0 puandan elbette çok daha iyidir şekline döndü.

Buna karşın Fenerbahçe için 3 puan olmazsa olmazdı. Aksi şampiyonluk yarışında çok büyük kayıp demekti. 

 

Konya 1 puan için sahadaydı. Gol yememek esastı. Olursa 1 gol de harika olurdu. 

Bu oyunla gol imkânsız gibiydi ki olmadı. Ama yeşil beyazlılar gol yememeyi başardı.

Buna karşın FB, ilk yarıyı, deyim yerindeyse gerçekten harcadı. Sarı lacivertliler pozisyon üretti ve fırsatlar da yakaladı fakat oyunu çok yavaş oynadı.

İkinci devreye Batshuayi ile başladı konuk takım. Bu değişiklik ile FB hareketlenirken İrfan Can Kahveci ve Osayi-Samuel sakatlıkları takıma olumsuz yansıdı. 

Yine de FB vitesi yükseltemedi ancak daha fazla pozisyon buldu, fırsat yakaladı. Lakin başta takımın golcüsü Dzeko olmak üzere pozisyonlar harcandı, gol çıkmadı.

 

Büyük takımlar ve şampiyonluk kovalayan takımlar, kötü oynadıkları maçları kazanmaları ile öne çıkarlar. FB son 3 haftada bunu 2 kez başaramayınca puan farkı kaçınılmaz olarak 6’ya çıktı. 

3 hafta kala 6 puan fark kolayına kapanmaz fakat matematiksel ihtimali kovalayacak FB. Ancak bu moral bozukluğuyla bunu nasıl başaracağını önümüzdeki hafta bize gösterecek. 

 

Konya, kazandığı bir puan için öncelikle Polonyalı Kalecisi Jakub Slowik’e şükranlarını sunmalı. Zira tamamen savunmada kalan takımın savunmayı iyi yaptığı söylenemez. Çünkü rakip takıma oldukça fazla sayıda pozisyon verdi.

 

Dzeko, bu maça kaçırdıklarıyla damga vururken Mert Hakan Yandaş’ın kaçırdığı gol, 2018 yılında Denizli maçında Appiah’ın kaçırdığı golü akıllara getirdi.

 

Dzeko, Tadic, Szymanski, İrfan Can Kahveci ve Batshuayi’nin Süper Lig’in ilk devresi performansı müthişti. Ancak 2. devredeki Dzeko, Tadic ve Szymanski’nin inanılmaz düşüşü gerçekten çok şaşırtıcı.

 

Haftanın Maçı 

GS-Sivas (6-1)

Haftanın Güzel Maçı

Başakşehir-Kasımpaşa (4-1) 

Haftanın Heyecanlı Maçı

Antalya-Pendik (1-2)

Haftanın Takımı

Galatasaray

Pendik

Haftanın Futbolcusu 

Mertens (GS)

Haftanın performansı

Slowik (Konya)

Icardi (GS)

Haftanın Performansları

Erencan Yardımcı, Halil Akbunar (Pendik), Feghouli (Karagümrük), Pelkas (Başakşehir), Barış Alper Yılmaz, Ziyech (GS)

Haftanın Golü

Mertens (GS, 1. gol)

Güzel Goller

Icardi, Mertens, Ziyech (GS), Pelkas (Başakşehir)

Haftanın Asisti

Barış Alper Yılmaz (GS, 2 asistte) 

Haftanın Pozisyonu

Mert Hakan Yandaş’ın (FB) kaçırdığı gol

Draguş’un (Gaziantep) kaçırdığı penaltı

Haftanın Söylemi

GS taraftarı sosyal medya mesajları: Altımsı…

 

GÖZE TAKILANLAR

* Ne demiştik? 

“Şimdi FB’ye tur için en az 2 fark gerek. Temsilcimiz, taraftar desteğiyle bunu başarabilecek güçte fakat -özellikle erken gol gelmezse- kolay bir maç olmayacak.” (32. Hafta)

“Temsilcimiz Fenerbahçe, Yunanistan temsilcisi Olimpiakos ile eşleşince neredeyse herkes turu emin gördü, yarı finalden öte finali konuşmaya başladı. Evet, rakipten daha değerli ve güçlüydük ancak bu durum kazanmak için, hele de günümüz futbolunda kazanmak için her zaman yeterli olmuyordu. Ayrıca rakip, FB’nin daha önce oynadığı takımların aksine buralara pek yabancı değildi. (33. Hafta)

“Medyacılar ve yorumcular, Fenerbahçe’nin Olimpiakos’u eleyeceği ve lig yarışının Galatasaray-Fenerbahçe maçına kadar süreceği konusunda hemfikirdi. Oysa futbol kesinlik kabul etmezdi. 

Nitekim son temsilcimiz geçen hafta içinde elenmişti. Bu hafta lig yarışında puan farkı açıldı.” (33. Hafta)

İşte bu Olimpiakos, Atina’da kupayı kaldırmaya çok yakın. 

* Okan Buruk, rekorlara doymuyor. GS, ligin 2. devresinde oynadığı maçların tamamını kazandı. 15’te 15 galibiyet serisini 16’da 16’ya çıkardı. Toplanan 96 puan ile ligin puan rekoru kırıldı. 

Muslera en az gol yiyen kaleci, Icardi en çok gol atan oyuncu, Mertens en çok asist yapan oyuncu oldu. 

* Bir soru; bu sezon geçen yıla çok benzemiyor mu?

* 4 kupa iddiası ile yola çıkan Fenerbahçe, sezonu kupasız tamamlarsa en büyük sorumluluk kimindir;

a) Başkan ve yönetim b) teknik kadro c) futbolcular d) federasyon, hakemler, yabancı VAR hakemleri e) Masa başı olaylar f) Galatasaray  




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —