Em. Emniyet Müdürü ve Yazar Alim Tülek'in yazısı şu şekilde;
"Diploması yok diye siyaset dışına itilen halkın iradesi kimin umurunda?
Bugün Türkiye’de her seçim döneminde aynı tartışma yeniden alevleniyor: “Şu kişinin diploması var mı, yok mu? Aday olabilir mi, olamaz mı?”
Peki şimdi açık soralım:
Bir çoban, bir esnaf, bir işçi, bir çiftçi oy kullanabiliyorsa, neden aday olamasın?
Madem ki oy verebiliyor, madem ki sistem onun fikrine değer veriyor, o zaman bu insan neden seçilme hakkından mahrum bırakılıyor?
Bu sadece Recep Tayyip Erdoğan için değil, Ekrem İmamoğlu için de geçerli. Siyasi tercihin ne olursa olsun, halkın iradesine duyulan saygı hepimiz için geçerli olmak zorunda.
Diyelim ki bir kişinin diploması yok ya da tartışmalı. Eğer bu yüzden “aday olamaz” diyorsan, o zaman çıkıp “bu kişi oy da kullanamaz” deme cesaretin var mı?
Yani diploma, sadece seçilmek için engel mi? Seçmek için neden değil?
Bu çelişki halkın gözünden kaçmıyor.
Siyaset diplomasıyla değil, vicdanıyla, iradesiyle, halkla kurduğu bağla yapılır. Eğer diploma tek ölçü olacaksa, bu ülkede milyonlarca insanın oyu da sorgulanır hale gelir – ki bu da demokrasinin tabutuna çakılmış çividir.
Bu ülkenin dağındaki çobanı, şehrindeki öğrencisi, fabrikasındaki işçisi birer vatandaşsa; onların temsil hakkı da olmalı. Oy verip kader belirleyen biri, neden kendi kaderine aday olamasın?
Eğer bu ülkede gerçek demokrasi varsa, seçme hakkı olan herkesin seçilme hakkı da vardır. Bunu inkâr edenler, sadece halkı değil, cumhuriyetin özünü inkâr eder"