Bugün, insan hayatını korumak için gece gündüz demeden özveriyle çalışan hekimlerimizin ve sağlık emekçilerimizin günü… Ancak ne yazık ki, sağlık çalışanları yalnızca hastalıklarla değil, şiddetle, değersizleştirme ve baskılarla da mücadele etmek zorunda kalıyor. Türkiye, her geçen gün daha fazla hekim ve hemşiresini başka ülkelere kaptırırken, bu alandaki temel sorunlardan biri, sağlık çalışanlarına ve insan yaşamına duyulan saygının azalmasıdır. Sağlığın ticari bir meta olarak görülmediği, liyakatin, vicdanın egemen olduğu, tüm sağlık çalışanlarının ve hasta haklarının etkin şekilde korunduğu yeni bir sağlık sistemi inşa etmek zorundayız.
HEKİMLERİN TOPLUMDA İTİBARI KORUNMALI
"Giderlerse gitsinler" anlayışıyla değersizleştirilen, sağlıkta şiddetle karşı karşıya bırakılan, "Yenidoğan Çetesi" gibi olaylar nedeniyle itibarları zedelenmeye çalışılan hekim ve hemşirelerimiz aslında en temel insan hakkımız olan yaşam hakkına en büyük katkıyı sunan kahramanlardır. Toplumda itibarları korunmalıdır.
Sağlık alanında ticari hesaplarla hareket edilmesi, çeteleşmeler ve etik dışı uygulamalar elbette ki mücadele edilmesi gereken ciddi sorunlardır. Ancak ahlakın zayıfladığı, erdemin değersizleştiği toplumlarda adaletsizlik, vicdansızlık ve yozlaşma her alanda kaçınılmaz hale gelir. Bu toplumsal çürümeyle ve suçun failleri ile mücadele etmek yerine, sağlık çalışanlarını topyekun suçluymuş gibi göstermek, meslek onurlarını hedef almak kesinlikle yanlıştır.
"SAĞLIK PERSONELİNİN GIRTLAĞINA YAPIŞIN" SÖYLEMİ KABUL EDİLEMEZ
Geçtiğimiz günlerde AK Parti Kırklareli Milletvekili Ahmet Gökhan Sarıçam, bir Aile Sağlığı Merkezi açılışında yaptığı konuşmada, "Memnuniyetsizlik varsa gidin sağlık personelinin gırtlağına yapışın" ifadelerini kullandı. Bu tür çirkin ve sorumsuz açıklamalar, sağlıkta şiddeti teşvik etmekte ve sağlık çalışanlarının güvenliğini ciddi şekilde tehlikeye atmaktadır.
SAĞLIKTA ŞİDDETLE ETKİN ŞEKİLDE MÜCADELE EDİLMELİ
Şiddeti meşrulaştıran, sağlık çalışanlarını toplumun gözünde hedef haline getiren söylemlere karşı herkes net bir duruş sergilemelidir. Onların onuru ve güvenliği toplumun ortak sorumluluğu olarak görülmeli, şiddetten arındırılmış güvenli çalışma ortamları sağlanmalıdır. Şiddet, her ne nedenle ve her kime karşı olursa olsun, hiçbir gerekçeyle normal kabul edilemez. Bir yakınını kaybetmiş olmanın verdiği derin bir üzüntü ve elem sonucunda gerçekleştirilmiş olsa bile, emeğin ve fedakârlığın karşılığı asla tehdit ve saldırı olamaz!
Unutulmamalıdır ki, bugün şiddeti teşvik edenler ve sağlık çalışanlarını itibarsızlaştıranlar da dahil herkes bir gün; o sağlık çalışanlarının ellerine yapışıp, "Ne olur hayatımı kurtar!" ya da "Annemi, babamı, kardeşimi veya evladımı kurtar!" demek zorunda kalabilir.
HEKİM VE SAĞLIK EMEKÇİLERİNİN HAKLARI İYİLEŞTİRİLMELİ
Türkiye’nin sağlık sistemini güçlendirmek için en önemli adımlardan biri de, hekim ve sağlık çalışanlarının emeğinin karşılığı olan ücretlerinin, özlük haklarının ve çalışma koşullarının iyileştirilmesidir. Hekimler ve sağlık emekçileri, mesleklerini bilim ve vicdan rehberliğinde, zamanla yarışmaksızın, başka ülkelerdeki meslektaşlarının çalışma şartlarına heveslenmeksizin, özgürce ve güven içinde icra edebilmelidir.
Gelecek Partisi olarak bizler, 14 Mart Tıp Bayramı vesilesiyle tüm hekim ve sağlık çalışanlarımızın Tıp Bayramı’nı kutluyor, yaşamı korumak adına depremde, salgında,yangında, vatandaşlarımızın en sıkıntılı anında ortaya koydukları özverili çalışmalardan dolayı kendilerine teşekkür ediyoruz.