SUSUN! HERKES Bİ SUSSUN
“Harç bitti, yapı paydos”
Susun...
“Sayın Mourinho” deyip bugün acımasızca eleştirenler sussun!
“Dünyanın en büyük teknik direktörü” deyip bugün yerin dibine gömenler sussun!
“Mourinho bunları...” deyip ben zaten sezon başında söylemiştim diyenler sussun!
Süper Lig, hakemler, oynanan oyun aşağılandığında, kısacası Türkiye küçük görüldüğünde sessiz kalanlar kesinlikle sussun.
Adam, meslektaşının, Okan Buruk’un burnunu sıktığında eleştirmeyenler mutlaka sussun.
Arşiv ve kayıtlar ortada, kamuya açık.
Orada kim ne söylemiş, kim ne yazmış, hepsi var.
Onun için bi susun artık!
Ne yani, Mourinho eleştirilemeyecek mi denirse, evet, eleştirilecek.
Ama zamanında yere göğe sığdıramayıp övgüler düzenler önce bir özür dileyecek, sonra eleştirecek.
...
Fenerbahçe, evinde Kayseri ile berabere kalınca ağır yara aldı. Puan farkı 6 maç kala 5+1’e çıktı.
Puan farkını matematiksel olarak hâlâ kapama şansı var sarı lacivertlilerin ama taraftarın inancı kalmadı.
Acun Ilıcalı, sorumluluğu yönetim, teknik kadro ve futbolcular olarak üzerine aldı ve “her şeyi yaptık. Bazen olmayınca olmuyor. Her şey sahada belli oluyor” dedi.
Bay Ilıcalı ve Fenerbahçe yönetimi her şeyin sahada belli olduğunu sezon başında kabul etselerdi bugün böyle olmayabilirdi.
Bu aşamada “yapı” sözcüğü de tamamen ortadan kalktı.
...
Kocaelispor, Karagümrük’ün Bolu’ya kaybetmesiyle 1. Lig şampiyonluğunu ilan etti ve kent, 16 yıl aradan sonra yeniden Süper Lig’e merhaba dedi. Hoş geldin Kocaeli...
Başkentin kadim temsilcisi Ankaragücü, Manisa maçını kaybetti ve 3 maç kala 18. sıraya indi.
Bir zamanların “Büyük Altay’ı” da küme düştü, 3. Lige indi.
Bursa, 2. Lige çıktı.
...
Şampiyonlar Ligi’nde Arteta, Real Madrid’i bir kez daha (2-1) yendi ve eledi. Bu sonuçla Ancelotti’nin Real dönemi muhtemelen sona erdi. Bir adım daha gideyim; Ancelotti emekli olabilir. Olmazsa da artık büyük takım çalıştıramaz diye düşünüyorum.
Inter, evinde Bayern Münih ile 2-2 berabere kaldı ve toplamda 4-3’lük skor ile turu geçti.
Borussia Dortmund’un Barcelona karşısında 3-1’lik galibiyeti yetmedi (toplam skor 3-4) ve veda etti.
Aston Villa’nın şahane Şampiyonlar Ligi macerası sona erdi. PSG karşısında 2-0 geriye düşen Villa, maçı 3-2 kazandı (toplam skor 4-5) ama yetmedi.
Yarı finalde Arsenal-PSG ve Barcelona-Inter ile eşleşti.
Avrupa Ligi’nde haftaya Manchester United-Lyon maçı damga vurdu. 2-2’nin rövanşına Manu fırtına gibi başladı ve 2-0’ı buldu. Lyon 90 dakikayı 2-2 ile kapattı. Uzatma devresine 10 kişi giden Lyon, 4-2 öne geçti fakat 6 dakika içinde gelen 3 gole engel olamayınca maçı 5-4 (toplam skor 7-6) kaybetti.
Sürpriz İtalya’dan geldi. Lazio, Bodo-Glimt’e penaltılarla elendi.
Yarı final; Athletic Bilbao-Manchester United ve Tottenham-Bodo Glimt oldu.
Premier Lig’de çok zor günler geçiren iki İngiliz takımı; Manu ve Tottenham Avrupa Ligi’nde yarı finale kaldı. Bir İngiliz finali... Hiç uzak bir ihtimal değil.
MAÇ MAÇ FİNALE...
18 Nisan 2025/Cuma
GALATASARAY AŞ-SİPAY BODRUM FK: 2-0
Goller: Torreira (29’), Davinson Sanchez (81’)
Geçen hafta Samsun maçı için “garanti şampiyonluk modu” demiştim. Galatasaray evindeki Bordum maçına da tek forvet ile çıktı. Savunmayı sağlama alan takım oyunu Bodrum sahasında oynadı. Maç boyu da kontrollü bir tempo ile oynadı.
Gol şöyle dursun, rakibe tek bir isabetli şut imkânı tanımadı. Sarı kırmızılılar, Derwall’den bu yana ilk kez iç sahada beş maç gol yememiş oldu. Takım zaten son beş maçta da kalesini gole kapamıştı.
Kontrollü tempoya karşın futbolcular, özellikle Barış Alper Yılmaz, Davinson ve Torreira çok istekliydi. Osimhen bildiğimiz Osimhen’di. Eren Elmalı da çok çalışkandı.
Osimhen ve Barış Alper kısmetsizdi. Net fırsatlardan yararlanamadılar, Barış Alper’in bir şutu da direkten döndü. Buna karşın Davinson ve Torreira ödüllerini güzel goller atarak aldılar.
Maç daha 15. dakika da 2 ya da 3’e gidebilirdi fakat konuk takımın şansı skoru iki farkta bıraktı.
Maç sonunda Süper Lig’in en ağır istatistiklerinden biri çıktı ortaya. Muslera’yı asla rahatsız edemeyen Bodrum maçı bir isabetsiz şut ve bir kornerle kapatırken kaleci Diogo Sousa 11 önemli kurtarışla haftanın performanslarından birine imza attı.
Jose Morais ile gol yemeyi unutan Bodrum, bu süreç içinde sadece Fenerbahçe’ye yenilmişti ki o maçın kadrosu da hayli tartışma yaratmıştı.
Morais, bu maçta ustası Mourinho’dan öte kale önüne otobüs değil bir TIR çekmişti fakat olmadı. Morais’in en büyük şansı gollerin her iki yarıda da geç gelmesi oldu.
Maçın yıldızı -muhtemelen haftanın da- şüphesiz Torreira oldu. Sara’nın nefis kesmesinde kafa ile golü attı ama Uruguaylı iki fırsat daha yakaladı.
Hakem Mehmet Türkmen’in ilginç bir “tarzı” var. 32 yaşında genç bir hakem lakin hiçte yaşını göstermiyor. Maç öncesi futbolcularla diyalogları dikkat çekti. Bunun yorumunu eski hakemlere ve MHK’ye bırakayım. Bence hiç sakıncası yok ama “abartmamak” kaydıyla.
“Mourinho’nun prensi/en sevdiği hakem” tanımlamaları çocuğu etkiliyor muhakkak. Galatasaray maçlarında hata yapmaktan korkuyor, “aklı çıkıyor.” Böyle olunca iyi yönetim mümkün değil. Türkmen Barış Alper ya da ceza sahası içinde -yanılmıyorsam- Herelle’nin eline gelen pozisyona penaltı çalsa idi kabul edilebilirdi ki yayıncı kuruluş net bir görüntü vermese de Ajeti Barış Alper’i kesinlikle bozdu. Ancak Sara pozisyonuna çalınan düdük kabul edilemezdi... Allah’tan VAR vardı.
ALGI ya da futbol kamuoyu... İlginç bir şekilde maç öncesinde Bodrum’un Galatasaray’dan puan alacağı havası verildi sanki. Tamam, yenemezdi ama gol yemeyerek berabere kalabilirdi. Bana ve muhtemelen birçok insana göre Bodrum maçı Galatasaray’ın görece kolay maçlarından biri iken en zor maçlarından biri gibi sunuldu.
Sonuç; öyle ya da böyle maçlar sahada kazanılıyordu...
İPTEN DÖNMEK...
Hatay-Konya: 2-3
Goller: Boutobba (28’), Abdulkadir Parmak (32’)/Jevtovic (10’), Prip (70’), Oğulcan Ülgün (90’)
Futbolda, söylem ve yazılarda spor dışı sözcük ve cümleleri sevmiyorum fakat bazen cuk oturuyor gerçekten. Konya için olmazsa olmaz 3 puanlık maçlardan biriydi fakat Anadolu’nun çift başlı kartalı zorlu anlar yaşadı. 70’te beraberliği yakalayan Konya 3 puana 90’da ulaşabildi ancak. Oğulcan Ülgün’ün ilginç vuruşu 3 puanı getirdi ki o şutun, kaleye o şekilde gidip gol olması gerçekten kısmetti.
İyi ve onurlu bir mücadele sergileyen Hatay’da Boutobba dikkat çekti yine. Cezayirli Fransız Fenerbahçe maçında gözüme takılmıştı. Sakin ve yavaş, ancak etkili oynuyor.
ADIM ADIM SONA...
19 Nisan 2025/Cumartesi
Kasımpaşa-Sivas: 3-1
Goller: Can Keleş (6’), Fall (34’), Aytaç Kara (90+9’)/Koita (84’)
Fenerbahçe mağlubiyetiyle ateş hattına düşen Sivas için dönüm maçlarından biriydi. Ancak Yiğidolar beklentinin çok altında kaldı ve mağlubiyeti 6. dakikada kabul etmiş oldu.
Bu yenilgi ile Sivas, Süper Lig’den düşecek üçüncü takım için en büyük aday oldu.
Kasımpaşa oldukça rahat kazandı. Golcü Nuno da Costa gol atamadı ama maçın en iyisiydi.
HEDEF KUPA OLMALI
ADANA DEMİRSPOR AŞ-TRABZONSPOR AŞ: 0-1
Gol: Banza (45’)
Sezonun en talihsiz kenti Ankara ile birlikte Adana olmalı. Adana Demirspor daha sezon başında düşmüştü. Diğer takım Adana da 1. Lige veda etti.
Demirspor camiası (çekildikleri Galatasaray maçı hariç), taraftar ve futbolcular gerçekten onurlu bir mücadele verdi. Bu maçta da oldukça iyiydi ev sahibi.
Fatih Tekke ile yeni bir hava yakalayan Trabzon’da Fenerbahçe mağlubiyeti (iyi oynanan ilk devreye karşın gelen yenilgi) şüphesiz moral bozucu olmuştu.
Doğal olarak -gelecek sezon yapılanması için- kalan maçların kazanılması önemli bir hedefti. Tabii bu aşamada en önemli hedef Türkiye Kupası’ydı. Tekke, Solskjaer’in hatasına düşmedi ve kupayı önceledi.
Trabzon çok zorlanmadan ve fazla yorulmadan maçı kazandı.
SÜLEYMAN EFENDİ’NİN NASIRI...
GÖZTEPE AŞ-BEŞİKTAŞ AŞ: 1-1
Goller: İsmail Köybaşı (46’)/Rafa Silva (10’)
“Hiçbir şeyden çekmedi dünyada/Nasırdan çektiği kadar;/Hatta çirkin yaratıldığından bile/O kadar müteessir değildi;/Kundurası vurmadığı zamanlarda/Anmazdı ama Allah'ın adını,/Günahkâr da sayılmazdı./Yazık oldu Süleyman Efendi’ye.” (Kitabe-i Seng-i Mezar, Orhan Veli Kanık)
Beşiktaş, bu sezon Göztepe’den çektiğini doğrusu kimseden çekmedi. Aslında takım maça oldukça iyi başladı ve Rafa Silva ile skoru da aldı. Ancak sonrası gelmedi.
Göztepe, golden sonra oyun karakterini ortaya koydu ve maça yüklendi. Ancak oyun skora tam olarak yansıtılamadı.
Maçın pozisyonu İsmail Köybaşı’nın golü oldu. İsmail, Roberto Carlos’un ortasına makas vuruşuyla ikonik bir gol atan McManaman’ın golüne nazire yaptı.
20 Nisan 2025/Pazar
Başakşehir-Gaziantep: 2-1
Goller: Piatek (42’-P), Brnic (45+4’)/Okereke (9’)
Kırmızı kartlar: Piatek (88’, Başakşehir), Kozlowski (90+7’, Gaziantep)
Gaziantep, oyun genelinde daha etkili olan ve puan ya da puanları daha çok hak eden taraftı. Ancak ilk devrenin sonunda yaşanan konsantrasyon kaybı pahalıya mal oldu.
Hakem Zorbay Küçük, gerçekten çok kötü bir günündeydi.
Karşılaşmanın 53. dakikasında Gaziantep Teknik Direktörü Selçuk İnan da kırmızı kart gördü.
Rize-Eyüp: 1-0
Gol: Claro (76’-KK)
Rize, zorlu maçtan 3 puanı çıkararak bir nefes aldı. Aksi bir sonuç büyük kâbuslara neden olurdu.
HER ŞEY SAHADA BELLİ OLUYOR...
FENERBAHÇE AŞ-BELLONA KAYSERİSPOR: 3-3
Goller: Talisca (36’ ve 79’-P), Maximin (64’)/Ramazan Civelek (7’), Livakovic (48’-KK, ya da Nazon), Talha Sarıaslan ((90+4’)
Kadro kalitesi ve maliyeti... Şampiyonluğa oynama... Ev sahibi olma... Bir de üstüne rakibin yarsının cezalı ya da sakat olması... Bu şartlar altın iyi ve güçlü bir oyunla farklı skor olağan beklenti. Üstelik Galatasaray haftanın açılış maçında kazanmışken hata söz konusu bile olmamalı, olamazdı.
İyi de karşıda Sergej Jakirovic var. 48 yaşındaki Bosnalı, ligin ikinci devresinde geldiği Kayseri’de ciddi bir farkındalık yaratmış, sahaya bir oyun karakteri koymuştu. Ligden düşmenin en büyük adaylarından biri olan Kayseri ardı ardına puanları toplamıştı.
Ligin ikinci yarısı için yapılacak olan en başarılı teknik direktörler listesinde Jakirovic’in ilk üçe girmesine kimse itiraz etmezdi herhalde.
Buna karşın 62 yaşındaki Mourinho, daha çok “saha dışı” olay ve söylemleriyle gündeme geliyordu.
Konuk takım yerleşik ve sağlam savunma ile başladı. Ancak daha ikinci dakikada geçiş hücumlarında etkili olacağını gösterdi. Ardından Fenerbahçe altyapısında futbol oynayan Ramazan Civelek golü atıverdi.
Geriye düşen Fenerbahçe daha önde oynamaya başladı. Lakin baskının etkili olduğunu söylemek zordu. Yine de kaleci Bilal Bayazit’in ikramında Talisca golü atarak skoru eşitledi.
Taraflar, soyunma odasına 1-1 ile gittiyse bu ev sahibinin şansıydı. Mourinho’nun takımı yine bir ilk yarıyı çöpe atmıştı.
İkinci devreye Kayseri’nin gol ile başlaması tribünleri de kenar yönetimini de futbolcuları da bozdu. Mourinho savunmacıları çıkarıp, hücumcuları doldurdu takıma. Tek stoper Skriniar kaldı takımda.
Baskıyı da kurdu Fenerbahçe. Doğal olarak konuk takım da geriye daha çok çekilmeye başladı.
Kaleci Bilal’in kısa düşen yumruğunda Saint-Maximin skoru, takımı adına bir kez daha eşitledi. Ardından Gökhan Sazdağı’nın sakar penaltısı yetişti Fenerbahçe’nin imdadına. Talisca penaltıyı gole çevirince tribünler rahat bir nefes aldı.
3-2’lik skor sonrası Mourinho bu defa İsmail Yüksek, Çağlar Söyüncü ve Kostic’i oyuna attı. Portekizli muhtemelen 3 puanı garanti altına almak istedi.
Fakat Fenerbahçe’nin tarihinde mi, talihinde mi, genlerinde mi ya da hepsinde mi ne bir sorun, sorunlar vardı. Sarı lacivertliler, şampiyonluk yarışlarında böyle maçlarda puan kaybı yaşayabiliyordu. Akla ilk gelen örnekler Trabzon, Sivas ve Kasımpaşa (Fatih Tekke ile) idi.
Bu maçta da 21 yaşındaki Talha Sarıaslan, golü attı ve Kadıköy’e sessizliği indirdi.
Ramazan Civelek çok iyi oynadı ve golünü de attı. Ramazan, gol sonrası sevincini de saygılı bir şekilde yaptı. Talha Sarıaslan o son gol ile maça damga vurdu. Son pas tercihlerinde iyi olmasa da Nazon Fenerbahçe savunmasını hayli zorladı. Bilal Bayazit, önemli kurtarışlara karşın 2 golde hata yaptı.
Maçın yıldızı şüphesiz, 3 nefis asist ile oynayan ve oyunun her anında mücadelesinden vaz geçmeyen Gökhan Sazdağı oldu. Takım yenilseydi, sakar penaltı nedeniyle Gökhan çok üzülürdü.
Fenerbahçe’de sadece Allan Saint-Maximin vardı doğrusu. Bir ara Mourinho ile sorun yaşayan Fransız çok çalıştı, golünü de attı. Lakin çok da top ezdiğini görmezden gelmek hata olur.
Attığı 2 gole karşın (biri kaleci ikramı, biri penaltı) Talisca da oyunda yoktu. Amrabat’ın yokluğunda Skriniar savunma sertliğini gösteremedi.
Günün sonunda Jakirovic, kaybeden taraf olabilirdi ama bu, onun oyun anlayışının ve planının yanlış olduğunu göstermezdi. Tam tersi durum; Mourinho kazanabilirdi fakat bu da onun iyi olduğunun kanıtı olmazdı.
Deplasmanda şampiyonluk yarışındaki rakibine 3 gol atan Jakirovic haftanın performansına imza attı.
Hakem Oğuzhan Çakır... Kesinlikle şanslıydı. Skora ve puan kaybına rağmen, Fenerbahçe’nin maç performansı nedeniyle kimse onu eleştirmedi.
Kayseri’nin ikinci golü öncesi, Szymanski-Gökhan Sazdağı mücadelesini birçok yorumcu faul olarak yorumladı. Atak başlangıç fazı nedeniyle golün iptal edilmesi görüşü vardı bazılarında. Benim, oyunun kuralları ile sorunum var zaten. Golü, o mücadele nedeniyle iptal etmek -ki kimse; Szymanski de Mourinho da tribünler de böyle bir beklentiye girmedi- futbolun doğasına aykırıydı.
21 Nisan 2025/Pazartesi
Alanya-Samsun: 1-0
Gol: Yusuf Özdemir (9’)
Alanya, erken bir golle öne geçtikten sonra ilave edilen sürelerle birlikte yaklaşık 90 dakika savunma yaptı. Özellikle ikinci devre Samsun baskısı, ev sahibini hayli bunalttı. Holse ile bir penaltı kaçıran Samsun iki kez de direkleri geçemedi.
1 gol ile 3 puanı alan Alanya, lige sıkı sıkıya yapışırken alt tarafı karıştırdı, Bodrum ile Sivas’ın işi daha da zora girdi.
Haftanın maçı;
FB-Kayseri (3-3)
Haftanın takımı;
Kayseri
Haftanın futbolcusu;
Torreira (GS)
Gökhan Sazdağı (Kayseri)
Haftanın performansı;
Jakirovic (Kayseri TD)
Haftanın performansları;
Barış Alper Yılmaz, Davinson Sanchez, Eren Elmalı (GS), Diogo Sousa (Bodrum), Boutobba (Hatay), Nuno da Costa (Paşa), Ramazan Civelek (Kayseri), Saint-Maximin (FB)
Haftanın golü;
İsmail Köybaşı (Göztepe)
Haftanın güzel golleri;
Torreira (GS), Ramazan Civelek, Talha Sarıaslan (Kayseri)
Haftanın asisti;
Gökhan Sazdağı (Kayseri, üçüncü asist)
Sara (GS)
Haftanın pozisyonu;
İsmail Köybaşı’nın golü.
Haftanın söylemi;
Mourinho’nun, soru nedeniyle muhabir Onur Çubukçu’yu terslemesi.
Haftanın talihlisi;
Diogo Sousa (Bodrum kalecisi)
Haftanın talihsizi;
Mourinho (FB TD)
GÖZE TAKILANLAR;
*Jose Morais’in ve Bodrum’un çağ dışı futbolu.
*Sergej Jakirovic ve Kayseri futbolu.
GÖZE BATANLAR;
*Düne kadar “Sayın Mourinho” diyenlerin bugün “dünyanın en büyük teknik direktörünü” topa tutmaları.
Yorum-Haber: Yüksel DURAK