Ahmet Rauf Akay


ATEŞ CİNAYETİ AKP'NİN VEBALİ

Sinan Ateş cinayeti ile ilgili yazı yazmak, -bilinçli olarak- MHP ve Ülkü Ocakları karşıtlığı olarak takdim ediliyor. Yani bu konuda yazı yazan aslında bir cinayetin arka planını aydınlatmayı değil, MHP ve Ülkü Ocaklarının kurumsal kimliğini hedef alıyor diyorlar. Amaç susturmak, çünkü olayın nereye varacağını biliyorlar.


Sinan Ateş cinayeti ile ilgili yazı yazmak, -bilinçli olarak- MHP ve Ülkü Ocakları karşıtlığı olarak takdim ediliyor. Yani bu konuda yazı yazan aslında bir cinayetin arka planını aydınlatmayı değil, MHP ve Ülkü Ocaklarının kurumsal kimliğini hedef alıyor diyorlar. Amaç susturmak, çünkü olayın nereye varacağını biliyorlar.

Kimsenin ne MHP'nin ne de Ülkü Ocaklarının kurumsal kimliği ile problemi yok,tam aksine bu kimliklerle problemi olanlar, onu medyanın önüne atıp, bu iki kurumun arkasına saklanarak her türlü çirkinliği yapanlardır.

Bu satırların yazarı uzun süre hapis yattı, o sürede ailesi Ülkü Ocaklarından çok yardım gördü. Onun için Ülkü Ocaklarının kurumsal kimliği ile bir sorunu olamaz, böyle bir şeyi vefasızlık ve kadir bilmezlik olarak görür. Ancak her eleştiriyi saptırarak Ülkü Ocaklarının veya MHP'nin arkasına saklanarak savuşturmaya çalışmak, bu kurumları hasis emellere alet etmektir. Asıl kirleticiler, -tek başına bir hiçken- kurum kimliği ile kendini kudret sahibi görenlerdir.

Önümüzdeki günlerde Ateş cinayetinin sanıkları yargı karşısına çıkacak. Bu noktadan sonra bu menfur cinayeti örtmek, faillerinin bir kısmını kurtarmak pek mümkün gözükmüyor. İddianame çok çekingen ve muğlak bir dille hazırlanmış olsa da ortaya çıkan deliller, telefon kayıtları, PTS görüntüleri bugün dışarıda olanların bile önümüzdeki süreçte kendilerini demir parmaklıkların arkasında göreceklerini gösteriyor. Akıttıkları kan onların boyunlarına dolaşacaktır.

Bu cinayetin failleri sadece iddianamede ismi geçenlerle dosyası tefrik edilenlerden ibaret değil, bu olayın görünen görünmeyen başka failleri de var. Öncelikle şunun bilinmesi lazım; lider-teşkilat- doktrin klişesi ile hareket eden bir partide liderden veya onun yakın çevresinden habersiz bir yaprak bile oynayamaz. Bir ülkücü, hem de Ülkü Ocakları başkanı öldürülecek ama bunun siyasi ayağı olmayacak. Bunu tasavvur etmek bile mümkün değil. 

Bahçeli ve çevresinin baştan beri takındığı tavır, bu olayın boyutlarının üç beş torbacı ile Ülkü Ocağındaki  birkaç gençten ibaret olmadığını, faillerin MHP ve Ülkü Ocaklarının arkasına saklananlardan ibaret olmadığını gösteriyor. Onların bir Ocak başkanını öldürecek kadar cüret ve cesaretlerini artıranlar da en az onlar kadar sorumludur.

Gazeteci Yavuz Selim Demirdağ, Siyasetçi Selçuk Özdağ, Kılıçdaroğlu, Suat Başaran, Orhan Uğurluoğlu, Levent Gültekin ve Alaaddin Aldemir gibi isimler de saldırıya uğradılar. Bu saldırıların ortak noktası hemen hepsinin MHP ile AKP'nin ittifakından sonra olması ve bir çoğunun doğru dürüst soruşturmasının yapılmamasıdır. Özdağ'a saldıranlardan biri ödüllendirilerek -Bursa Ülkü Ocağı- başkanı, Sinan Ateş olayına adı karışanlardan biri ise milletvekili yapıldı. Bunlara tesadüf denilebilir mi? 

 Saldırıların ittifak ortağı olmaktan sonra yoğunlaşması, saldırganların  nereden cesaret aldıklarını gösteriyor. Önceki olayların üzerine kararlılıkla gidilse, müttefik olmanın -suç işleme özgürlüğü- olmadığı ortaya konulsa, belki Sinan Ateş bugün yaşıyor olacaktı. Görevini yapmayarak saldırganlara bu güveni veren AKP' de en az bu olaylara karışanlar kadar sorumludur. 

Sn Erdoğan, kendisini ziyaret eden Ateş ailesine faillerin cezalandırılacağına dair söz verdi.Bir ittifak, bir cinayeti örtmek üzerine sürdürülemez.Bu sözün gereğinin yapılacağına inanmak istiyorum. Eminim, yetim bırakılan o çocukların bükük boyunları sayın Erdoğan'ı etkilemiştir.

 Şimdi Bahçeli, duruşmaya gideceğini söylüyor, ülkücü gençler duruşmaya çağrılıyor. Milliyetçi bir lider kamu düzenini bozacak tasarruflarda bulunmaz.Sokaktan medet ummaz. Yargıyı etkileyecek tutum ve davranışlardan kaçınır.  Bu telaş, bu korku, bu panik niye? Kimse MHP veya Ülkü Ocakları suçludur demiyor, söylenen şudur, içinizde Müslümanlıkla, milliyetçilikle,yasalarla hatta insanlıkla bağdaşmayan işler yapanlar var. Ya bunları kendiniz temizleyin yahut bırakın yargı temizlesin. Bu davranışınızla MHP'ye de Ülkü Ocaklarına da asıl siz zarar veriyorsunuz. Kurtulun şu şarap fıçıları ile mafya taslaklarından!