İrfan Sönmez

Tarih: 03.07.2025 21:33

DEMOGRAFİK YAPI, İRAN VE TÜRKİYE

Facebook Twitter Linked-in

ABD’nin İran’a saldırısında, İran’ın geleceği  ile ilgili ilginç yorumlar yapıldı.
Ciddi ciddi İran’ın parçalanabileceği konuşuldu,
Bu analizlerin ortak noktası, İran’ın demografik yapısıydı.
İran’da sadece Pers kökenli İranlılar yaşamıyor, Türkler, Kürtler, Lurlar, Beluclar ve Araplar da yaşıyor. Ancak bu toplulukların genel nüfusa oranlarıyla ilgili bilgiler çok farklı. Kaba bir genelleme ile, Pers kökenli olmayanların yüzde 40-45 bir nüfus oranına sahip oldukları söylenebilir.
Bölünme seneryoları da daha çok Azeri Türkler ile Kürtler üzerinde yapıldı. İran’daki Kürt nüfus yüzde 5/7 civarında, Türk nüfus ise kaynaklarda yüzde 30 civarında gösteriliyor.
Analizciler, bu yüzdelerin her birini bir bölünme zemini olarak gördüler. Bunu hem yandaş yazarlar, hem  muhalif yazarlar yaptı. Ortaklaştıkları nokta; yüzde 6/7’lik Kürt nüfusunu da, yüzde 30’luk Türk nüfusunu da İran’ı bölecek bir tehdit olarak görmeleriydi. Bu analizler, bana göre de yanlış değil.
Ancak doğru olmayan şuydu: bir ülkede azınlık nüfusu bir bölünme tehdidi gören yandaş yazarların, bu ülkede bir azınlık yaratılırken ittifakla buna destek vermeleri,Ensar/ muhacirin aldatmacası üzerinden Suriyelilerin ülkeye taşınmasını teşvik etmeleriydi.
Bugün ülkedeki gerçek sığınmacı sayısını 
kimse bilmiyor. Altı milyonla on milyon arasında rakamlar telafuz ediliyor. Birinci rakam ülke nüfusunun yüzde 7’sine ikinci rakam yüzde 12’sine tekabül ediyor. Buna Irak’tan, Afganistan’dan gelenler dahil değil. İran’da yüzde 6/7’lik bir kitle bölünme tehdidi yaratıyorsa buradaki 7/12’lik bir kitlenin hiç bir tehlike yaratmadığını düşünmek safdilliktir.
Nüfus taşımak günümüzün savaş biçimlerinden biridir. Önce bir azınlık yaratılır,sonra o azınlık milliyetçiliği üzerinden o ülke iç boğuşmalarla enerjisi, kaynakları tüketilir.Türkiye’de yapılan budur! PKK üzerinden önce bir “ Kürt sorunu” inşa edildi, ardından terör yoluyla ülke enerjisi ve kaynakları bu işe harcandı. İran için bölünebilir yorumu yapanlar, Türkiye için nüfus taşımayı bir güç ve büyüme biçimi olarak sundular.
Şimdi de PKK’nın silah bırakmasını birlik ve bütünlüğe dönüş olarak değerlendiriyorlar.
Hedeflerinden vaz geçmediğini söyleyen PKK sözcülerinin bu beyanlarını ısrarla gizliyorlar. Önceki gün yapılan dron saldırısını gizledikleri gibi…PKK’nin bir Büyük Kürdistan amacı yoksa İran, Kuzey Irak, Suriye ve Türkiye’de niçin örgütlendiğini izah edemiyorlar. Birinci bölme sürecinde PKK’nın destek zeminini yüzde 5/6’dan yüzde 10/13’lere çıkardılar. Şimdi de ikinci bölme süreciyle Öcalan ve Örgütünü bölgenin yegane siyasi temsilcisi haline getiriyorlar. Oradaki tüm çeşitliliği yok ediyorlar. İlk bölme sürecinden sonra bölgeye giden Milli Yol milletvekili( o tarihte AKP) sn.Selçuk Özdağ’a toplantı yaptığı sivil toplum örgütleri: bir daha bir çözüm süreci olursa artık buralara gelemezsiniz, bir defa daha bunu denemeyin” demişlerdi. Bu uyarı ve tecrübeye rağmen aynı batağa ikinci defa giriliyor, üstelik İran için ülke içi azınlık veya parçalı demografik yapıyı bölünme tehdidi olarak görenlerin desteği ile…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —