Eğer bugün dünyada neler olup bittiğini anlamak istiyorsanız, çok uzağa bakmanıza gerek yok.
Sadece şu soruyu sorun:
Kim kazanıyor?
Savaş çıkıyor, insanlar ölüyor…
Ama silah fabrikalarının hisseleri yükseliyor.
Virüs yayılıyor, panik büyüyor…
Ama ilaç devleri milyarlarca dolar kâr açıklıyor.
Savaşın da, hastalığın da kazananı hep aynı.
Aynı aileler, aynı lobiler, aynı karteller.
Soyadlar değişmiyor, sadece sahnedeki aktörler değişiyor.
“Sistemin en büyük silahı, gerçeği komplo gibi gösterebilme yeteneğidir.”
(Çetin Ay)
Bir yanda kan akıyor, bir yanda kârlar katlanıyor.
Bir yanda hastalar sıraya giriyor, diğer yanda sağlık şirketleri büyüyor.
Çünkü mesele ne barış, ne de şifa… Mesele para.
Ve o para, hep aynı ceplere akıyor.
Bakın, bu bir teori değil…
Bu, sistemin ta kendisi.
Savaşlar planlanıyor, krizler büyütülüyor, korkular pompalanıyor…
Sonra o korkuya “çözüm” sunuluyor.
Ama çözüm de onlardan, kriz de!
Dünya büyük bir tiyatroysa, perde arkasında kimler olduğunu artık görelim.
Bir yanda hayatını kaybeden milyonlar…
Diğer yanda servetine servet katan bir avuç insan.
Bunu görmeden hiçbir şey değişmeyecek.
Savaş ve hastalık…
İki farklı felaket gibi görünür ama tek bir merkezden yönetilir.
Ne zaman ki bu gerçeği kabul ederiz,
İşte o zaman gerçekten iyileşmeye başlarız.
Çünkü hakikat, sustukça değil, söylendikçe şifadır.
Sevilay Ay
Ankara