Dr. Sakin Öner


HÜDA-PAR ANAYASA’NIN KİLİDİNİ ZORLUYOR ANAYASANIN KİLİDİNİ KIRDIRMAYACAĞIZ

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu çıktığı bir televizyon programda "Biz, Anayasa’nın 4'üncü maddesi olmasın diyoruz. Değiştirilemez maddelerin olması hukuk tekniği açısından da siyaseten de doğru değil. 4. madde gelecek nesillerin iradesine ipotek koymaktır."


HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu çıktığı bir televizyon programda "Biz, Anayasa’nın 4'üncü maddesi olmasın diyoruz. Değiştirilemez maddelerin olması hukuk tekniği açısından da siyaseten de doğru değil.  4. madde gelecek nesillerin iradesine ipotek koymaktır."
Anayasa; devletin kuruluşunu, yönetim biçimini, niteliklerini, yasama, yürütme, yargılama güçlerinin nasıl kullanılacağını, kişilerin devletle ilişkilerini ve yurttaşların kamu haklarını düzenleyen temel hukuki metindir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 4. maddesi, “devletimizin  şekli, Cumhuriyetin nitelikleri, devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti” ile ilgili ilk üç maddenin “değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez” hükmünü ortaya koyan maddedir. Bu madde, Anayasa’nın kilididir. HÜDA PAR, bu kilidi zorluyor.
Anayasanın 4. maddesinin güvenceye aldığı ilk üç maddeye bir göz atalım.
Madde 1. Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
Madde 2. Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
Madde 3. Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı “İstiklal Marşı”dır. Başkenti Ankara’dır.
HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, kendini çok uyanık, bizleri de geri zekalı yerine koyuyor. Anayasa’nın kilidini kırılınca, devletimizin kimliğini belirleyen ilk üç maddesini tartışmaya açacak. Eğer anayasanın 4. maddesi değişirse, önce devletin niteliklerinden olan laiklik kavramının çıkarılması,  ana dilde eğitim yapılması ve  66. maddedeki “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür” şeklindeki millet tanımının değiştirilmesi istenecektir.   
Amma şu hususun da altını çizmek gerekir. Yapıcıoğlu, birçok siyasal İslamcı ve bölücünün söylemek isteyip de söyleyemediği bir dileği cesaretle ortaya koyuyor. “Yeni Anayasa” söylemini dillerine pelesenk edenler, yeni Anayasanın neden değişmesi gerektiğini, Yapıcıoğlu kadar cesaretle ifade edemiyorlar.
Yeni Anayasalar, bir devletin kuruluşu sırasında veya milletin kaderini derinden etkileyen sosyal ve siyasi olaylardan sonra bir kurucu meclis tarafından yapılır. Bu konuda Yapıcıoğlu diyor ki: “Yeni anayasayı kurucu Meclis yapar demek; anayasa yapmanız için darbe yapmanız gerekir demektir.”
1982’de kabul edilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 177 maddedir. Kabul edildiği tarihten bugüne kadar geçen 42 yılda anayasanın 58 maddesi hiç değişmemiş, 119 maddesi ihtiyaçlara göre bazıları birkaç defa olmak üzere değiştirilmiştir.
Batının gelişmiş ülkelerinde sık sık anayasa değiştirilmez. Amerika’da Birleşik Devletlerin kuruluşunda kabul edilen Anayasa 1788 yılından bu yana 232 yıldır hâlâ yürürlüktedir. 230 sene içinde Anayasada sadece 17 değişiklik yapılmıştır. İngiltere (Birleşik Krallık) de bir anayasa devletidir, fakat yazılı anayasası yoktur. İngiliz Anayasası'nın büyük bir bölümü kanunlar, mahkeme kararları, uzman çalışmaları ve antlaşmalar gibi yazılı metinler doğrultusunda şekillenmiştir. Bu dağınık yazılı metinlere rağmen, İngiltere bir anayasa metni hazırlamayı düşünmüyor. Çünkü demokrasi kuralları düzenli bir şekilde işliyor. Nerede sık sık Anayasa değişiyor? Afrika ülkelerinde… Afrika ülkelerinde, gelişmiş ülkelerden farklı olarak, tam bir anayasa çöpe atma ve yenisini yapma geleneği vardır. Afrika’da, 1960 – 1990 yılları arasında  130 yeni anayasa, 1990 – 2017 arasında 48 yeni anayasa yapılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Başlangıç bölümünün sonunda; “Türk milleti tarafından, demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunmuştur.” O zaman bu ulvi emaneti savunma durumunda olan bir Türk evlâdı olarak diyoruz ki, hiçbir kişiye, siyasi kuruluşa veya örgüte, 4. maddeyi değiştirmelerine izin vermeyeceğiz.
ANAYASANIN KİLİDİNİ KIRDIRMAYACAĞIZ.