Orhan Arslan


İBRAHİM GERÇEKTE NEYİ KURBAN ETTİ?

Kurban kelimesi Kur’an’da sadece bir yerde geçer:


Kurban kelimesi Kur’an’da sadece bir yerde geçer:

“Adem’in iki oğlu da birer “kurban” sunmuşlardı ve birinden kabul edildiği halde diğerinden kabul edilmemişti (Maide 5:27).”

Kur’an’da geçen bu sembolik “Adem’in iki oğlu meselinde”, kardeşlerden biri sebzecilik yaptığı için kurbanlık olarak bitkisel ürünler getirmiş, diğeri hayvancılık yaptığı için hayvan getirmişti.

Yani, kurbanlık farklı ürünlerden de olabiliyordu. Ama birisi hayvanlarının en iyisini getirdiği halde, öbürü sebze ve meyvelerinin en kötülerini seçerek getirmişti.

Mesaj açıktı; infak veya kurban en iyisinden değilse kabul edilmezdi.

SORUMLULUK BİLİNCİ VE KURBAN

Bir başka ayette de “Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır; fakat sizden O’na ulaşan yalnızca O’na karşı gösterdiğiniz derin sorumluluk bilincidir (Hac 22:37).”

O halde prensipte kurbanın kesilmesiyle, etiyle, kanıyla hiç ilgilenmiyoruz.

Bizim asıl üzerinde durup yoğunlaşmamız gereken ve kurbanın ruhu kabul edilmesi gereken husus, sorumluluk bilincine (Takva) sahip olmaktır.

Kur’an’da isimleri geçmeyen sembolik oğullardan Kabil ise, iyi olmak yerine iyiyi ortadan kaldırmayı düşünmüştür.

İBRAHİM BİR EŞİK TAŞI

İbrahim kelimesi sembolik bir sıfattır ve muhtemelen babası put yapımcısı Azer tarafından koyulmuş bir isim değildir. Zira İbrahim; “Ebun Rahimun”, “Merhametli Baba” anlamında bir sıfattır. Bir babanın kendi oğluna böyle bir isim koyması elbette düşünülemez.

İbrahim pek çok konuda olduğu gibi kurban meselesinde de özel bir başlangıç eşiğidir.

Konumuz olan kurban eşiği bir şekilde atlanmalıydı. Zira pek çok yerde insanlar Tanrıya kurban ediliyordu.

NİL’E KURBAN EDİLEN KIZLAR

Nil Nehri, Mısır uygarlığının yaşam kaynağı olup, tarımdan taşımacılığa kadar birçok alanda merkezi bir rol oynamıştır. Nil'in düzenli taşkınları, Mısır topraklarını verimli hale getirirken, bu doğa olayının düzenliliği ve kontrol edilebilirliği Mısır tanrılarıyla ilişkilendirilmiştir. Bu bağlamda, Nil'e zaman zaman bakire kızlar kurban edilmiştir.

Nil Nehri'ne adaklar sunmak, tanrıların hoşnut edilmesi için önemli bir ritüeldi.

Ve… Nil, kendisine kurban edilen kızlarla bazen kızıl akardı.

MAYA MEDENİYETİNDE TANRILARA KURBAN AMAÇLI KORKUNÇ İNSAN KATLİAMI

Orta Amerika Maya medeniyetinin dini ritüelleri, hayatın her alanında merkezi bir rol oynamış, tanrılara adaklar ve kurbanlar sunmak ise bu ritüellerin en önemli parçalarından biri olmuştur.

Kurban ritüellerinin en bilinen örneklerinden biri, Maya piramitlerinin tepesinde gerçekleştirilen kalp çıkarma ritüelidir. Bu ritüelde, kurbanın göğsü açılır ve hala atan kalbi, yüksek rahip tarafından çıkarılırdı. Bu ritüel, tanrılara sunulan en büyük adak olarak kabul edilirdi ve tanrıların güç ve koruma sağlaması umulurdu.

Aynı şekilde insanı kurban etme olayı, İbrahim’in kavminde de vardı.

NEYİ KURBAN ETMEK?

Kurbanın gerçek anlamı; “insanın Rabbi ile arasına giren şeyleri, aradan çıkartmaktır.” İbrahim’in rüyası da budur. Eylem olmuş bitmiş değil, fiil gerçekleşmiş değil… Sadece rüya, bildiğiniz rüya…

Ancak, Rabbinden derin niyazlarla istediği evladına duyduğu sevgi, kendisini öylesine esir almıştır ki, artık kendi özgürlüğü kaybolmuştur.

Rabbi diyor ki: "Rüyalar tasdik edilmez, tabir edilir. Ey İbrahim! Sen rüyanı tabir edeceğin yerde tasdik ettin. Ne var ki, Biz senin tasdikini iyilerden oluşunun delili saydık."

Rüya, gece görülen hayaldir, hayal, gündüz görülen rüyadır.

Onun için İbrahim oğlunu veya bir başka hayvanı değil, Allah ile arasındaki aracıları kurban etmiştir.

İBRAHİM TEVHİDİN İLK EŞİĞİ

Gerçekte kurban etmek, kedisini bağlayan zincirlerini kırmaktır. 
İnsanı esir eden ve Rabbiyle arasına giren şeyler çok çeşitli olabilir.

- Bazen mal ve servet olabilir, 
- Bazen makam ve mevki, 
- Bazen iktidar ve yönetme hırsı olabilir.

Kurban etmek; sembolik olarak bu ve benzeri ayırıcıları Tanrı ile arasından çıkarıp, şah damarına dönmektir. Bir başka ifadeyle şah damarından yakın olana dönmektir.

Aranıza girip sizi ayıran o şey her ne ise, onu yaratıldığı yere koymaktır.

- Evlat mı sizi ayırıyor? Evladını, Allah ile olan arandan çıkart, yaratılış amacına uygun olan yere koy.
- Servet mi Rabbin ile buluşmanı engelliyor? O halde servetini de ait olduğu yere koy. 
- Hayatının anlamı kabul ettiğin o meşhur ideolojin mi, doktrinin mi seni engelliyor? Öyleyse onu da olması gereken yere koy. 
- Bazen din de Rabbin ile aranda engel olabilir. 
- Hatta bazen ibadetlerin bile engele vesile olabilir.

Ölçünü kendin koy, kontrollerini kendin iyice yap ve aradaki engelleri kaldır, yani kurban et.

ALLAH İLE ARANDAKİLERİ KURBAN ET, KENDİNLE BULUŞ

Özetle kendini bil.

Kurban, kendini bilme eylemidir.

Kendinle öyle bir buluş ki, en derunundaki hakikate ulaş, yani El Hakk’a…

Engelleri aradan çıkartmak onları öldürmek değildir. Onların Kurban edilmesi; yok edilmesi demek de değildir. Bertaraf etmek, kenara koymak değildir.

Engelleri kurban etmek onlara takılmamak, onları aşmaktır. Engelleri aşmanın bin bir türlü yolu ve metodu vardır. Herkese ve her olaya göre değişir.

KURBAN KAN AKITMAK DEĞİLDİR

Kurban, yaklaşmanın ve yaklaştığının şuuruna ermektir. 
Yaklaşmanın her anlamıyla mutlu olmaktır.

“Ben neye yaklaştım” sorusuna, vücudundaki 100 Trilyon hücresiyle dolu dolu “yaklaştığının kim olduğunun” cevabını verebilmektir kurban.

Sadece bir yönden değil, kalbî, fikrî ve zihnî yaklaşma sağlanmalıdır. Yaklaşmanın bütün boyutları rol almalı, görev almalı, “El Hak” olana bütün benliğiyle şah damarından daha çok yakınlık sağlanmalıdır.

Bizi kurbanla, sorumluluk bilincine erdirip kendimize döndüren Rabbimiz. Seni sınırsızca övüyor ve çok seviyoruz Allah’ım…

Bayramlarımızın bayram olması dileğiyle…

Doruk, 17 Haziran 2024
Prof. Dr. Orhan Arslan