Ahmet Rauf Akay


İYİ PARTİDE İBRE YUKARI DÖNDÜ

İYİ Parti büyük umutlarla kuruldu.


İYİ Parti büyük umutlarla kuruldu. Önü kesilen, horlanan, ezilen bir hareketin çıkış arayışıydı.

Başlarda mevzi başarılara imza attı.Hızla siyasetin ağırlık merkezlerinden biri oldu. CHP ile AKP arasında sıkışmış, kitlelerin alternatifi oldu. Ne o, ne ötekisi diyenler İYİ Partiye koştular.

MHP'de umduğunu bulamayan ve CHP'yi etnik bölücülere karşı yeterince mesafeli görmeyenler İYİ Partiye koştular. Partinin çatısını onlar oluşturdu.

Sn Akşener' de çok koştu çok çalıştı. Bahçeli'nin genel başkanlığı boyunca yaptığı mitinglerin toplamının belki iki -üç katı miting ve organizasyonu iki -üç yılda yaptı.

Her şey iyi giderken büyü bozuldu, müstakil siyaset Erdoğan'a destek olarak okundu, en belirgin vasfı Erdoğan ve Bahçeli karşıtlığı olan seçmen CHP'ye kaçtı.

İYİ Partiyi var eden bu muhalif kimliğiydi, o örselenince parti büyük yara aldı.

Her partiden ayrılanlar olabilir. Ama bir partiden bu kadar milletvekili ayrılabiliyorsa o parti aday tercihlerini doğru yapamamış demektir. Partiyi omuzlayanlarla, omuzlara binenler ayırt edilmeyince, ortaya  onun bunun emeğini istismar edenlerin kaçışlarının oluşturduğu tablo çıktı.

Bu olaydan çıkarılacak ilk ders, tabanın eğilimlerine, beklentilerine aykırı hareket etmemek, siyaseti onların taleplerine göre oluşturmaktır. Ülkeyi yönetenlere muhalefetin yerini muhalefete muhalefet alınca parti ile vatandaşın yolları farklılaştı.

İkinci ders ise  ter dökenleri para dökenlere feda etmemektir. Partiden ayrılıp gidenlere bakınız, eminim birçok kişi bunların ne işi vardı partide diye düşünmüştür. Partiler dernek değildir, herkese hitap eder, herkesi saflarına katmak, büyümek isterler. Bu doğrudur. Lakin bu her geleni omuzlara almak, vekil yapmak anlamına gelmez. Parti düşüncesine bağlılığını ispat etmemiş insanları meclise taşımak, bir misyona, bir fikre hizmet değil, çıkarcıların ihtiraslarına hizmet etmektir. Nitekim, daha seçimin üzerinden bir ay bile geçmeden bu menfaatperestler kendilerini emellerini gerçekleştirebilecekleri yerlere attılar.

Sn. Dervişoğlu işte bu zor şartlarda göreve geldi. Hem iktidarın hem muhalefetin -dağıtmaya- çalıştığı bir partiyi toparlamak o kadar kolay değildir. Çünkü herkes yere düşmüş partiden, bir şey koparmak için üzerine üşüşmüştü. Fakat İYİ Partiyi yok ederek ülkeyi ikili sisteme geçirme planları tutmadı. Metropol'ün son araştırmasında, İYİ Partinin eski seçmenini yeniden kazanabileceği ön görülüyor. Sn Dervişoğlu'ndan sonra parti bir puan civarında büyüdü. Bu büyüme, Dervişoğlu'nun performansına bağlı olarak ya devam edecek yahut duracaktır. 

Dervişoğlu'nun grup konuşmalarına bakıldığında, son derece başarılı olduğunu söylemek mümkün. Ortak noktası varanın birliği, bütünlüğü olan milliyetçi/mütedeyyin çevrelerin hassasiyetlerine hitap ediyor. Ne dindarın, ne milliyetçinin ne de merkezde bulunan seçmenin rahatsız olabileceği bir dil ve içerik kullanmıyor.Üslubunda dedikodu yok. Milliyetçiliği bir tehdit söylemine çevirmiyor. Konuştuğum birçok kişi, Dervişoğlu'nun konuşmalarını beğendiğini söylüyor. 

Belki bundan sonra da nefislerinin peşine takılıp gidenler olacaktır. Ama sn Dervişoğlu bu söylemini meydanlara taşır, iktidara muhalefette sabit kadem olursa, İYİ parti önceki çizgisinin üzerine çıkar. Çıkmalıdır da. Yeni Anayasa ile ülkenin kimliksizleştirilmek istendiği bir dönemde İYİ Parti mümkün olduğu kadar güçlendirilmeli ve desteklenmelidir.