Göktan Ay


MEB’in Yeni Müfredat Taslağı’na Bazı Görüşler…

Milli Eğitim Bakanlığı “Türkiye Yüzyıl Maarif Modeli” müfredatının taslağını paylaştı ve tartışmalar başladı. Ancak Eğitim Fakülteleri’nden Eğitim Fakülteleri Dekanlar Konsey’inden hala ses çıkmadı…


Milli Eğitim Bakanlığı “Türkiye Yüzyıl Maarif Modeli” müfredatının taslağını paylaştı ve tartışmalar başladı. Ancak Eğitim Fakülteleri’nden Eğitim Fakülteleri Dekanlar Konsey’inden hala ses çıkmadı…Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, kamuoyunun görüşüne açılan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli müfredat taslağının 1 hafta içerisinde 1 milyon 372 bin defa indirildiğini, an itibarıyla 45 bin 636 görüş bildirildiğini açıkladı

 Görüşlerden örnekler veriyoruz.

“Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), geçtiğimiz günlerde “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”ni (TYMM) duyurdu. Taslağı kamuoyuna açılan eğitim modeline ilişkin Maarif Platformu da değerlendirmelerde bulundu. Platform Başkanı Prof. Dr. Osman Çakmak ile birçok öğretim görevlisinin katkısıyla hazırlanan değerlendirme raporunda, yeni müfredata ilişkin 22 madde halinde MEB'e bazı önerilerde bulunuldu. MEB'in hazırladığı taslak geneli itibariyle başarılı bulunarak “Yetkin ve Erdemli Birey” sloganıyla kaleme alınan öğretim programları perspektifinde, evrensel bilim kadar milli ve yerli içeriğe de yer verilmeye çalışıldığına da dikkat çekildi. Geliştirilen yeni müfredatta, “bilgiyi aktarma” tabanlı mevcut yöntemlere; müzakere, akl-etme, eleştiri, deneme-yanılma, yaparak-yaşayarak öğrenme gibi, bilgiyi kullanım esaslı yeni nesil teknoloji tabanlı yöntemlere yer verilmesi gerektiği ve bu noktada Nizamü’l-Mülk, İbni Haldun, Gazali, Ahmet Yesevi, Geylani ve Bediüzzaman’ın insan, bilgi ve toplum tasavvurları, yeni eğitim modelleri için yol gösterici olabileceği vurgulandı.” https://www.yenisafak.com/gundem/mebin-yeni-mufredatini-degerlendiren-maarif-platformundan-22-maddelik-oneri-4618354

“İçerisinde çok şık ahlak erdem kamil insan vurguları var. Cumhuriyet bir ya da iki kez geçiyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün adı hiç geçmiyor. Tekkede mürid mi yetiştiriyorsunuz? Yoksa çağın gereğinde öğrenci mi yetiştiriyorsunuz? Bu müfredat bir parti programıdır. Cumhuriyet değerlerine uyan bir müfredat değildir. Maarif kelimesi de müfredatın ne olduğunu vurguluyor. Çocuğun akademik gelişiminden yana değil, ahlakını baskılayan bir nesil yetiştirilmeye çalışılıyor. Bilimsellik vurgusu yok denecek kadar az. Buradan soruyorum müfredatla mürid yetirilmesi mi amaçlanıyor?” https://www.birgun.net/haber/sendikalardan-meb-in-yeni-mufredat-programina-tepki-524595

“Milli Eğitim Bakanlığınca yayınlanan ilkokul, ortaokul ve lise ders müfredatlarını üyelerimiz, akademisyenlerimiz ve kurullarımız inceliyor.
Özellikle Türkiye Cumhuriyeti kurucu değerleri, Mustafa Kemal Atatürk ilke ve inkılapları, devletin birliği, bölünmez bütünlüğü noktasındaki konuların ağırlığı önceki müfredatla karşılaştırılıyor. Pedagojik düzeyi inceleniyor. Sadece Milli Eğitim Bakanlığının tanıtım afişi dahi bizi kaygılandırmıştır. Bu afişe Mustafa Kemal Atatürk, kurucu değerler, ilke ve inkılapları sığdıramadınız mı?

Milli şuur, kurucu şuurla oluşturulur. Milli şuur, milli değerleri, devleti koruyan temel şuurdur. Bir diğer ayrıntı mertlik ve yiğitlik kavramı pedagojinin neresinde geçiyor? Mertlik ve yiğitliğin tanımını pedagojik olarak da görmeyi istiyoruz.

Tabii ki yapıcı yaklaşıyoruz. Var olan müfredatın yeterli olmadığını, değişmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Ancak yeni müfredat “gelen gideni aratır” durumunda olmadığını umuyoruz. Bu nedenle konuya ön yargıyla yaklaşmıyoruz. Bakanlığa da bu konuda da Eğitim Gücü Sendikası olarak destek vermek, yardımcı olmak istediğimizi defaatle ilettik.” https://egitimingundemi.com/yeni-mufredat-icin-sendika-baskanlari-ne-dedi/
 

“Millî Eğitim Bakanlığı uzun zamandır üzerinde çalıştığı yeni müfredat taslağını kamuoyuyla paylaştı. Askıya çıkarılan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adlı yeni müfredata ilişkin pek çok görüş ileri sürüldü. Alışılageldiği gibi okuyan-okumayan, bilen-bilmeyen pek çok kişi metinler üzerinde yorum yaptı ve yapmaya devam ediyor. Namık Kemal’in ifadesiyle elbette “Bârika-i hakikat, müsâdeme-i efkârdan doğar.” Ancak bunun bilgi dâhilinde ve uzman kişilerce yapılması önemli değer taşıyor. Değerli olan diğer bir husus, modelle ilgili görüş ve önerilerin ilgili yere yapılması. Diğer önemli bir konu ise tenkitle birlikte teklifin de yapılması.

Mesleğimizin icabı olarak taslak modeli inceleyip değerlendirmemiz kaçınılmazdı. Yaptığımız incelemeye ilişkin tespit ve tekliflerimizin bir kısmını muhataplara arz ederiz: 

https://www.yenisoz.com.tr/yazarlar/yeni-mufredata-genel-bir-bakis-495/

“Müfredat nihayet açıklandı. En önemli değişiklik “eğitim”den “maarife” dönüş oldu Taslağa, MEB dışında alkış tutan yok gibi. Eğitim sendikaları, muhalefet ve öğretmenlerden sert eleştiriler var. Bir haftalık askı sürecinde umarız her biri titizlikle incelenir ve haklı gerekçelere dayananlar dikkate alınır.

Öyle bir taslak hazırlanmış ki birinci yüzyılda yapılanlar ve 21 yıllık icraat yok sayılmış!

Uygulamalı eğitime geçileceği açıklanmış, “peki bugüne kadar niye geçilmedi?” sorusu bir yana uygulamaların nerede ve nasıl yapılacağından hiç söz edilmemiş. Her kademede uygulamalı eğitim için atölye, laboratuvar, konferans salonu, spor salonu ve sanat sınıfları olması gerekir.

Kaç okulumuzda bunlar var? Daha da önemlisi sınavda soru çıkmayan derslerin, dersten sayılmadığı bir sistemde uygulamalı eğitim nasıl cazibe merkezi haline gelecek?.. Müfredat hafifletilecek, ders yükü azaltılacakmış!” https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/abbas-guclu/yeni-mufredat-ne-kadar-yeni-7118809


 

“Kısa bir köşe yazısında önerilen müfredat değişikliğini tam anlamıyla ele almak mümkün olmayacaktır. Ancak bu yazıda, farklı derslerin müfredat yapısını oluşturan tanımlamalar ve geliştirilen söylemler aracılığıyla bu derslerin kendi kendini anlatmasını istiyorum:

“İnsan madde ve manadan oluşur. İnsanın varoluşunu olgunlaştırması, kemale erdirmesi esas itibarıyla eğitim ile gerçekleştirilebilir. İnsanın hayatında iyi, doğru, faydalı ve güzel; hep bu çerçevede farklı şekillerde ortaya çıkar. Bu bağlamda Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, sahip olduğu mefkûre ile toplumu ve ülkesini imar eden şahsiyetler yetiştirmeyi ahlaki bir sorumluluk olarak ele alır. Bu çerçevede değerler, geniş bir perspektifle sistemi bütünleyen anlamlı bir olgu olarak ele alınır; programların ruhunda tabii bir şekilde yer alır.”

https://www.gazetepencere.com/kose-yazilari/mufredat-610103h

“Kabaca iki tür müfredat vardır: Beceri temelli, değerler odaklı. Yeni ‘maarif planı’ 100 yıl geri gidip değerler odaklı bir yaklaşım benimsiyor. Oysa modern dünyada değerler eğitimi okuldan alınıp aileye verilmiştir. Bazı değerler aileden aileye değişir.

Türkiye gibi kültürel zenginlikler barındıran, siyasi kampları keskinleşmiş bir ülkede okulu kimlik tartışmalarının arenası yapmak zaten kıt olan kaynaklarımızı heba etmek ve okulun diğer yapabileceklerinin önüne set çekmektir. Yazık” https://gazeteoksijen.com/yazarlar/selcuk-sirin/yeni-mufredat-100-yil-geride-210290

“Milli Eğitim Bakanı Prof. Yusuf Tekin inanılmaz bir gayretle çalışıyor, okullara gidiyor, öğretmenleri dinliyor, evlatlarımızı geleceğe hazırlama adına fevkalade zihin teri döküyor. Bakanlığın açıkladığı Türkiye Yüzyılı Maarif Müfredatı yoğun bir çalışmanın ürünü. Öğretim Programları Ortak Metni son derece güzel hazırlanmış. 

Metinde, insan madde-mana, ruh-beden, kalp-zihin olarak ele alınıyor; milli bilinç, milli şahsiyet sahibi insan yetiştirme hedefi konuyor. Milli ve manevi değerleri hayatlarına geçirecek; medeniyet kurucu ve geliştirici, bilge nesiller yetiştirme hedefleniyor. 

Bu amaç ve hedeflerin ders kitaplarına yansıtılması hayatî önem taşıyor. 

Türkçe, edebiyat, fen bilimleri, biyoloji, hayat bilgisi programlarını inceledim. Programda sıralanan nitelikte nesiller yetiştirmek için birkaç teklifte bulunacağım:” https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/ali-erkan-kavakli/yeni-mufredatta-neler-olmali-45264.html


 

Bakalım sonuç ne olacak? 

8 Bakanın görmediğini göre Sn. Yusuf Tekin başarılı olacak mı? Gönderilen 50.000’e yakın görüş nasıl değerlendirilecek?

Form göndermeyip köşelerinde görüş bildiren köşe yazarları dikkate alınacak mı?