Bir anne-baba olarak, çocuklarımızın mutlu olmasını isteriz. Ancak, onları sürekli mutlu olmaya zorlamak, duygularını bastırarak yapay bir neşe sergilemelerini beklemek, onların ruh dünyasını zenginleştirmez; aksine köreltir. Çocuk, kendini olduğu gibi kabul eden, duygularına değer veren, onları yargılamadan yönlendiren bir aile ortamında gerçek huzura kavuşur.
Siyasette de böyledir. Bir milletin huzuru, ona sürekli “mutlu olmalısın” dayatmasıyla değil, adil bir yönetim, sağlam bir hukuk düzeni ve özgür düşüncenin varlığıyla sağlanır. Milletin bütün sesleri, düşünceleri, duyguları, talepleri dikkate alındığında toplumsal barış tesis edilir. Aksi takdirde, suni bir birliktelik, sessiz bir baskıya dönüşür.
Okul hayatında da başarı, sadece yüksek notlarla ölçülmez. Bir öğrencinin yetenekleri, ilgi alanları, duygusal dünyası göz ardı edildiğinde, öğrenme süreci bir yük haline gelir. Eğitim, her çocuğun fıtratına uygun bir şekilde şekillendiğinde anlam kazanır. Onları zoraki başarıya zorlamak yerine, ilim ve irfan ile ruhlarını beslemek gerekir.
"Bir çocuğa mutluluğu öğretemezsin; ona sadece güven içinde büyümeyi sağlayabilirsin.(çetin ay)"
Sporda da aynısı geçerlidir. Gerçek bir şampiyon, kazanmaya mahkum edilen değil, mücadele etmeyi seven, azmin ve sabrın değerini bilen kişidir. Başarı hırsı, ahlak ve disiplinle yoğrulmazsa, spor bir ruh terbiyesi olmaktan çıkar, sadece rekabetin gölgesinde hırsın esiri haline gelir.
Ve ahlak… Gerçek fazilet, insanın iç dünyasında kök salan bir bilinçtir. İnsan ancak vicdanını diri tutarak, kendisine verilen her duyguyu doğru bir terazide tartarak güzel ahlakı kuşanabilir. Mutluluk, sadece gülmek değildir; kalbin huzur bulması, insanın özüne uygun yaşamasıyla mümkündür.
Bir çocuğun mutlu olmasının yolu, ona sürekli gülmesi gerektiğini söylemek değil, onun duygularına hürmet etmek, her halini kabullenmek ve ona merhametle yaklaşmaktır.
O halde, ister ailede, ister devlette, ister eğitimde, ister sporda olsun; huzurun, başarının, ahlakın ve mutluluğun yolu, dayatmadan değil, inşa etmekten geçer. Çünkü mutlu olmak bir zorunluluk değil, fıtratla uyum içinde yaşamayı başarmaktır.
Sevilay Ay
Ankara