Yüksel Durak


TÜRK’ÜN VEDASI

TARAFTAR GÖZÜYLE EURO 2024 Almanya (5-6 Temmuz, 22-23. gün)


TÜRK’ÜN VEDASI

Turnuvanın tadı kaçtı…

 

Hollanda-Türkiye: 2-1

Goller: Vrij (70’), Mert Müldür (76’-KK)/Samet Akaydın (35’)

 

Dünya Kupası’ndan bu yana, bu turnuvada da Romanya maçına kadar “Tembel Hollanda” diyordum. İyi sayılmazlardı. Varları yokları Gakpo idi. Ayrıca Ronald Koeman’ın ikinci yarılarda şans verdiği Eski Beşiktaşlı Weghorst. Tabii Premier Lig’in en iyi 2 savunmacısı V. van Dijk ve N. Ake’yi söylememek olmaz. Ancak topa sahip olmak ve iyi top çevirmek kültürlerinde var.

 

Bu Hollanda maça çok sıkı başladı, 5 dakika dolmadan Depay ile bir pozisyon buldu. Ancak maçı çabuk dengeledik. Topu Hollanda’ya bırakmakla birlikte pozisyon vermedik. Buna karşın ileride biraz daha çoğalmayı başarabilseydik tehlikeli ataklarımızı büyütebilirdik.

35. dakika… Serbest atışta Arda Güler’in ortasına, bu takımda yeri olmadığı iddia edilen ve çok acımasızca eleştirilere maruz kalan Samet Akaydın’ın muhteşem kafası geldi; 1-0.

Golden sonra devrenin sonuna kadar iyi oynadık, Portakallara şans vermedik.

 

2. devrede Hollanda’nın baskısı elbette kaçınılmazdı. Koeman neyi var neyi üstümüze sürecekti takımını. Biz savunma yapıp kontratak arayacaktık. Öyle de oldu fakat her geçen sürede geriye daha fazla yaslandık. Savunma hattımız hemen ceza sahamızın önüne kadar geldi. 60’dan sonra oyun artık ceza sahamıza yıkıldı. Net pozisyon vermiyorduk fakat tehlikeli ataklar artıyordu. 

İlk devrede tuttuğumuz Gakpo bu devrede, gerek Arda Güler ve gerekse Mert Müldür’ün yorulması nedeniyle de olsa gerek daha etkiliydi. Sağ kanatta da Dumfries, Kenan Yıldız’ın savunma zafiyetiyle Ferdi Kadıoğlu’nu fazlasıyla yordu. 

İşte bu dakikalarda kenar yönetimi oyuna müdahale edebilirdi. Olmadı. 

70’de korner atışından golü yedik ve hemen 6 dakika sonra Mert Müldür talihsiz bir şekilde topu filelerimize yolladı. 

 

2-1’de bir an oyundan çok fazla düştük. Evet duygusalız fakat aynı zamanda profesyonel olmak zorundayız. 

Oyuncu değişiklikleriyle -60’da olsaydı daha iyi olabilirdi- Montella takımı Hollanda üstüne saldı. Kerem Aktürkoğlu sol kanada gerçekten hareket getirdi. Barış Alper Yılmaz bu dakikalarda etkisini arttırdı. Baskıyı kurduk, Hollanda savunmasını bunalttık, inanılmaz birkaç fırsat bulduk. En azından biraz şans yanımızda olsaydı kaleci Verbruggen’i geçebilir, 90 dakikayı berabere bitirebilirdik. Olmadı…

Sağlık olsun. Futbol böyle bir oyun. Nitekim Berlin Olimpiyat Stadyumu’nu dolduran on binler Milli Takımı alkışlarla uğurladı.

Teşekkürler Milli Takım…

 

MERT GÜNOK… Kendisine çok fazla iş düşmedi ancak yine de 2 kurtarışa imza attı. Yenilen gollerde yapacak bir şeyi pek yoktu.

MERT MÜLDÜR… İlk yarıda kusursuza yakın bir oyun oynadı. 2. Devre belki biraz da yalnız kalmasıyla büyük sıkıntılar yaşadı. Kendi kalemize attığı golde çok talihsizdi. Gakpo’yu kaçırmaması/görmemesi inanılmazdı.

KAAN AYHAN… Bir futbolcunun hemen her maçı aynı kalite ve standartta oynamasının örnekliğini verdi yine Kaan. Verilen her görevi sadece bu maçta değil turnuva boyunca yaptı. 

SAMET AKAYDIN… Turnuvanın en talihsiz oyuncularından biri sayılabilir. O şanssızlık demedi, eleştirilere de aldırmadı, elinden geleni ortaya koydu. Bir de nefis gol attı. Maçı kazansaydık şüphesiz maçın adamı seçilirdi.

ABDÜLKERİM BARDAKÇI… Savunmada çok sağlamdı, hata yapmadı. Son bölümde hücuma verdiği katkı da kayda değerdi.

FERDİ KADIOĞLU… Yine çok çalışkandı. İkinci devrede Weghorst ve Dumfries karşısında çok zorlandı fakat hata yapmadı.

KENAN YILDIZ… Genç futbolcumuz bütün iyi niyetine ve çalışmasına karşın beklentileri karşılayamadı. Bu turnuvadan gerekli dersleri çıkaracak olan Kenan, gelecek turnuvalarda büyük işler yapabilecek kapasiteye sahip.

HAKAN ÇALHANOĞLU… Kaptan, milli maçlarda en iyi oyunlarından birini çıkardı.

SALİH ÖZCAN… Çok çalışkandı. İlk devrede neredeyse hatasızdı. 2. devrede de iyiydi Salih.  

ARDA GÜLER… İlk devrede çok iyiydi. Golün asisti de ona kısmet oldu. Fakat 2. devre, özellikle 60’tan sonra oyundan düştü. Kenan ile birlikte iki oyuncunun savunmadan düşmesi bizi doğal olarak olumsuz etkiledi. Arda’nın en büyük ihtiyacı onu rahat bırakmamız olacaktır. O zaman Arda gerçekten bir maestro olacaktır. 

BARIŞ ALPER YILMAZ…  Hollanda’ya en fazla zorluk çıkaran oyuncu oldu. V. van Dijk ve Ake’ye sahayı dar etti. Hollanda savunmasında kart görmeyen adam kalmadı. Barış Alper, turnuva genelinde yıldızı en fazla parlayan oyuncu oldu. Bu oyunuyla birlikte en az 2 maçta 2 gol atsaydı turnuvanın yıldızı olabilirdi.

Maç sonu röportajında van Dijk’in Barış Alper için söyledikleri dikkat çekiciydi. Neyse ki gol atamadı sözü kayıtlara geçti. 

KEREM AKTÜRKOĞLU… Çok ama çok fazla ve acımasızca eleştirilen bizim çocuklardan biri. Bu kadar baskı hiç kolay değil elbette. Lakin oyuna girdiği dakikadan itibaren hücuma getirdiği hareket çok değerliydi. 

ZEKİ ÇELİK, OKAY YOKUŞLU, CENK TOSUN, SEMİH KILIÇSOY… Oyuna biraz daha erken girselerdi düşüncesini oluşturdular.

MONTELLA… Teknik direktörlük zor ve tuhaf bir iş… Kadroyu belirleyecek, çalıştıracak, planları yapacaksın. Ve bunların hepsini maçtan önce yapacaksın. Maçta iş futbolculara kalacak. Oysa biz maçtan sonra konuşuyoruz. Evet, ben ikinci devreye Kenan-Kerem değişikliğiyle başlayıp 60’larda da Arda’yı yanıma aldım. Evet ama tam da böyle olsaydı ne olacağını hiç bilemeyiz. Bilemeyiz fakat üst perdeden konuşuruz. Teşekkürler Sinyor…

 

MERİH DEMİRAL… Bu maçta, özellikle Samet’in sakatlığından sonra seni çok aradık…

 

İSTATİSTİK…

Hollanda’nın 11 şutuna karşın 15 şut attık. 

İsabetli şutlar 4’e 4 oldu.

3 kornere karşın 7 korner kullandık.

Biz 7 faul ile oynarken Hollanda 16 faul yaptı. Bu Hollanda’nın en çok faul yaptığı maç olabilir.

Biz 1 sarı kart görürken Hollanda 4 sarı gördü ki 2’si van Dijk ile Ake’ydi.

Daha ne olsun…

 

HAKEM… Fransız Clement Turpin. Bizim maçımıza kadar turnuvada en iyi hakem performansını sergiledi. Ben, Turpin’in, turnuvanın final maçını yönetecek hakem olduğunu düşünüyordum. Ancak Turpin’in bizim maçı iyi yönettiğini söylemek çok güç.

Simons’un Mert Müldür’e basması kırmızı olmalıydı. Bu pozisyon takdir hakkı denilecek pozisyon değildi.

Kaan Ayhan’ın dizine Hollandalı futbolcunun tabanı... Elbette istem dışıydı ve belki topla da oynadı oyuncu. Ancak çok benzer pozisyonda, Almanya-İskoçya maçında Porteus’un İlkay Gündoğan’a müdahalesinde hakem VAR ile penaltı vermiş, İskoçyalıya kırmızı göstermişti.

Velhasıl şans gibi hakem de biraz Hollanda’ya daha sıcaktı.     

 

SON DEĞİL…

Bu maç turnuvanın son maçı oldu. Ancak aynı zamanda yeni bir başlangıçtır. Takım hemen Dünya Kupası elemeleri için hazırlıklara başlamalıdır.

 

Çeyrek final eşleşmeleri;

2024, 5 Temmuz

Avrupa Derbisi

İspanya-Almanya: 2-1

Goller: Wirtz (89’)/Dani Olmo (51’), Merino (119’)

 

Dakika 8; Pedri sakatlandı, zorunlu bir değişiklikle oyuna Dani Olmo girdi.

Dakika 88; Nico Williams çıktı, Merino girdi.

 

Genel olarak İspanyollar daha iyi oynadı. Ev sahibi Almanlar zaman zaman tehlikeli oldu. Bir topları direkten döndü. Bir de açık penaltı beklentilerini (Cucurella, el teması) İngiliz Taylor umursamadı.

Maçta Almanya’nın en büyük sorunu “pas isabeti” oldu, inanılmaz bir biçimde basit top kaybıyla oynadı takım. Ayrıca tempoyu yükseltemediler, İspanya’nın oyununa razı oldu.

Sert ve mücadele düzeyi yüksek bir oyun vardı sahada. 39 faul (Almanya 17, İspanya 22) düdüğü çaldı hakem. 13 sarı, 1 kırmızı kart çıktı.

İspanyollar, Kroos’un oyunu kırmızı görmeden tamamlaması ve Almanlar penaltı nedeniyle muhtemelen eleştirecektir Taylor’u.

 

89’da tura yapışan Almanların 119’da vedası dramatik oldu. İlk kez bir ev sahibi çeyrek finalde turnuvaya veda etmiş oldu.

 

Dani Olmo maçın yıldızı olurken Merino da kader adamı oldu.

 

Portekiz-Fransa: 0-0 (3-5)

 

Topun arkasına geçmek, topu rakibe bırakmak… Elbette bir taktik plandır. 

Ama sen Dünya Şampiyonusun. 

Sen bu kupayı daha önce kazanmışsın. 

Son 4 büyük turnuvanın 3’nde final oynamışsın.

Böyle bir oyun?

60. dakikaya kadar bir şey yoktu maçta. 60-70 arası 2 takım da ikişer mutlak fırsattan yararlanamadı.

60’dan sonra hareketlense de uzatma devreleri dâhil gol atamadı taraflar. 

Fransa’da hayal kırıklığı (Mbappe), Portekiz’de yıldız sorunu (Ronaldo) vardı.

 

Önceki maçta 3 penaltı kurtaran Diogo Costa, bu maçta tek penaltı bile kurtaramayınca Portekiz veda etti. Fransız kaleci Maignan’da penaltı kurtaramadı. Felix’in penaltısı direkten döndü.

 

İngiltere-İsviçre: 1-1 (5-3)

Goller: Saka (80’)/Embolo (75’)

 

İsviçre çok daha iyi oynadığı ve hak ettiği maçı kaybetti ve veda etti. Shaqiri’nin son dakikalarda korner atışında çataldan dönen topu büyük şanssızlıktı. 

 

MEDYACI SAÇMALIĞI;

“Şu olağanüstü kadro iyi bir teknik direktörün elinde olsaydı kesin olarak final oynardık…”

Örneğin o teknik direktör kim?

Örneğin elimizde bir Guardiola, Ancelotti vardı da Montella’yı mı seçtik? Ne? 

 

NE DEMİŞTİM…

Çeyrek finallerin 4 maçının sonucunda yanıldım. Sadece Fransa’yı doğru tahmin edebildim ki onun da kolay kazanacağını yazmışım. 

 

NE DİYORUM…

İspanya-Fransa… İspanya turu geçer ve muhtemelen şampiyon olur.

Hollanda-İngiltere… İngiltere turu geçer.

 

TAT;

Gerçekten bizim veda etmemiz ve ev sahibi Almanya’nın elenmesi ile turnuvanın tadı biraz kaçtı.

 

BİR NOT;

Arda Güler’in maç içinde arkadaşlarıyla, daha doğrusu abileriyle ve teknik kadro ile bu kadar çok konuşması doğal mı? Normal mi? 

Bunun Tadic haricinde ikinci bir örneği var mı acaba?