Siyaset, milletin iradesini temsil etmek üzere kurulmuş en kadim meşruiyet yapısıdır. Bu yapı, dürüstlük, sadakat ve halkla yapılan sessiz sözleşmelere dayanır. Ancak bu sözleşme, zaman zaman bazı “vekil”ler tarafından hoyratça çiğnenir.
Hasan Ekici, Gelecek Partisi’nden istifa edip AK Parti saflarına katılarak, yalnızca bir partiyi değil, kendisine güvenerek oy vermiş binlerce insanı da sırtından hançerlemiştir. Unutulmamalıdır: Millet, sadece partiye değil, temsilciye de oy verir. Bu oy, bir ideolojik yakınlıktan çok, bir ahlaki kefalettir. Şimdi sorulmalı: “Hasan Ekici, bu kefaleti hangi bedelle bozdurmuştur?”
⸻
Siyasetin Yüz Karaları: Tarihten Örnekler
Siyasi tarihimiz, parti değiştirerek koltuk peşine düşen vekillerle doludur. Ancak aynı tarih, bu tarz figürlerin nasıl unutulduklarının da tanığıdır.
Fuat Sirmen: Tek parti döneminde yıldızı parlayan bu isim, çok partili hayata geçildiğinde partisini terk etti. Sonrası: Siyasi yalnızlık ve tarihin arka odalarına süpürülüş.
Metin Emiroğlu: 1980 sonrası dönemde sık sık parti değiştirdi. Ne hatırlandı, ne de iz bıraktı.
• Hasan Mezarcı: Bugün kendisinden bahsedildiğinde siyaset değil, sadece karikatürleşmiş bir figür akla gelir. Hasan Ekici’nin adı da, bu isimlerin arasında unutulmaya mahkûmdur. Çünkü halk, kendine ihanet edeni affetmez; en geç bir sandık sonra onu siyasi tarihten siler.
⸻
İstifa mı, Terk mi, Satış mı? Bir partiden istifa etmek elbette kişisel bir tercihtir. Ancak bu tercih, bir koltuk ya da kişisel çıkarla taçlandırıldığında adı “ilkesizlik” olur. Bugün Ekici’nin yaptığı, bir görüşten vazgeçmek değil, o görüşü bir başka merkezde pazarlamaktır. Siyasi mücadeleyi birlikte yürüttüğü arkadaşlarının yüzüne bakmadan, seçmene dönüp bir açıklama yapmadan, gece yarısı sosyal medya notlarıyla yapılan bu tür transferlerin adı siyaset değildir; olsa olsa siyasi tüccarlıktır.
⸻
Milletin Oyunu Çantada Keklik Sananlara Hiç kimse milletin oyunu şahsi malı gibi göremez. Seçmenin iradesini alıp cebine koyarak başka bir siyasi adrese taşımak, vekâletle alınmış bir emanete ihanettir. Bu tavır, milletin iradesine değil, sarayın gölgesine sığınmaktır. Bu, mücadele değil; teslimiyettir. Cesaret değil; konfor arayışıdır.
⸻
Son Söz: Tarih Unutmaz Hasan Ekici, bugün belki AK Parti sıralarında tebessümlerle karşılanıyor olabilir. Ama siyasetin diyalektiği bellidir: Halk, gün gelir sorar, gün gelir hesap keser. Ve o gün, sandık geldiğinde, milletin vicdan terazisinde Ekici’nin adı yalnızca bir kayıp olarak yazılacaktır. Unutulmasın: Milletin sırtına basa basa yükselenler, tam da oradan düşer.