Tarih: 18.03.2017 11:44

ÇANAKKALE?Yİ GEÇİRTMEYEN RÜYÂ

Facebook Twitter Linked-in

 

Birinci Cihan Harbi başladığında, Birleşik Krallık Donanma Bakanı Winston Churchill, Osmanlı Devleti?ni teslim olmaya mecbûr etmek için bir plan hazırladı. Bu plana göre, Birleşik Krallık ve Fransa gemilerinden oluşan bir donanma, Çanakkale Boğazı?nı geçerek İstanbul?u ele geçirecekti. Hazırlanan donanma, 19 Şubat 1915?de, Çanakkale Boğazı?nın her iki yakasını bombalamaya başladı. 18 Mart?da ise en büyük saldırıya geçti.

18 Mart?da, öğleye doğru,  Birleşik filo, Agamemnon zırhlısı rehberliğinde Çanakkale Boğazı?na girdi. Bütün tedbirler alınmış ve deniz, donanmanın rahatça geçmesi için mayınlardan temizlenmişti. İtilaf ordusu komutanları, Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanı Albay Cevad Bey?in gördüğü rüyâ üzerine boğaza döşenen mayınlardan habersizdi. Birleşik Filo'nun üç zırhlısı, Irresistible, Bouvet ve Ocean bu mayınlara çarparak battı. Diğer zırhlılar ise ağır hasar gördü. İtilaf devletleri, hiç beklemedikleri bu kayıplar karşısında, akşam geri çekildiler. Çanakkale?yi geçemediler.

Zırhlıları batırıp deniz savaşının kaderini değiştiren bu mayınların sırrı neydi? Cevad Bey?in rüyâsını anlatmadan evvel, dört asır geriye gidelim.

 

EVLİYÂ SULTAN


Halvetiyye tarîkinin Câhidiyye kolunun kurucusu olan Ahmed Câhidî Efendi, Edirne?de doğdu. Gençliği Edirne?de geçti. Küçük yaştan îtibâren din ve fen ilimlerinde yetişti. Sonra, ehl-i sünnet îtikâdını yaymak ve talebe yetiştirmek üzere Çanakkale'nin Kilidbahir Köyü?ne gitti. Burada, Kerîme Hâtunla evlendi. Âdem ve Lütfullah isminde oğulları oldu. 1659?da, Kilidbahir Köyü?nde vefât etti.

Câhidî Ahmed Efendi, halk arasında ?Evliyâ Sultan? olarak bilindi. Şöyle ki; rivâyete göre pâdişâh 4. Mehmed Han, bir gece rüyâsında, Câhidî Ahmed Efendi'yi gördü. Bunun üzerine, Çanakkale'nin Kilitbahir beldesine giderek, halk arasında tanınıp sevilen Ahmed Efendi ile görüştü ve duâsını aldı. Bu görüşme sırasında Sultan, Câhidî Ahmed Efendi'nin çok tesirinde kaldı. Sevgi ve hürmetini göstermek için kendisine maddî ikrâmda bulunmak istedi. Ancak, Câhidî Ahmed Efendi, teşekkür ve duâ ederek, bu tür ikrâmları kabul edemeyeceğini söyledi. Bu hâlden oldukça etkilenen Pâdişâh, Ahmed Efendi?ye 'Sultan' unvânını verdi.

 

EVLİYÂ SULTAN VE CEVAD BEY?İN ORTAK ACISI

Aslen Malatya'nın Arapgir ilçesinden olan Cevad Bey, 10 Ağustos 1914?te Çanakkale Boğazı Müstahkem Mevkii Komutanı oldu. Cevat Bey, boğazın kıyı savunmasından sorumluydu.

Üç asır arayla yaşayan bu Çanakkale evliyâsı ile komutanını birleştiren sâdece Çanakkale aşkı değildi. Her ikisi de hayattayken evlât acısı görmüştü. Câhidî Sultan, oğlu Âdem?i Cevad Bey ise kızı Bedîle?yi genç yaşta toprağa vermişti. Evlât acısını tadan bu iki insanı, çocuklarının kabirleri de yakın ediyordu. Âdem ve Bedîle?nin kabirleri, Câhidî Sultan?ın türbesinin hazîresindeydi.

 

VE RÜYÂ?

Cevad Bey, bir gece rüyâsında, denize bakmasını söyleyen bir ses duydu ve deniz üzerinde parlayan kef ve vav harflerini gördü. Ancak, bir anlam veremedi. O günlerde, etrâfı teftiş ederken kızı Bedîle'yi ziyâret etmek istedi. Cevad Bey, kalbinde kızının üzüntüsü, dilinde duâ ile mezara geldiğinde, rüyâsındaki sesi tekrar duydu. Ses, mayınları denize döşemesini söylüyordu. Korku ve şaşkınlık içerisinde iken Ahmed Câhidî Sultan kendisine görünüp derdini sordu. Cevad Bey, rüyâyı ve sesi anlatınca, kef ve vav harflerinin ebced hesâbı ile 26 ettiğini; ellerindeki 26 mayını denize bırakmalarını söyleyip kayboldu.

Cevad Bey karargâha dönünce, depoda Türk yapımı 26 mayın olduğunu öğrendi. Daha sonra, Nusret Mayın Gemisi Komutanı Yüzbaşı Hakkı Bey ve Yüzbaşı Hâfiz Nazmi Bey ile bir plan yaptı. 7 Mart?ı 8 Mart?a bağlayan gece, Nusret mayın gemisi sessizce denize açıldı. 26 mayın, Kumbağı Burnu ile Soğanlıdere arasına, boğaza paralel olarak döküldü. Yüzbaşı Hakkı Bey, kalbinden rahatsız olmasına rağmen vazifeyi kabul etmişti. Nusret işini bitirip dönerken düşman projektörleri ile karşılaşma riski meydana geldi. Aynı anda Türk bataryalarından tutulan bir projektör imdâda yetişince bu tehlike atlatıldı. Ancak, Tophaneli Yüzbaşı Hakkı Bey'in vatan aşkı ile çarpan yorgun kalbi bu heyecana dayanamadı ve şehid oldu. Belki de Cevad Bey'e görünen ilâhî işâretler ona da görünmüş ve kalbi zaferin heyecanına yenik düşmüştü.

18 Mart sabahı, mayınlardan habersiz olan ve zafer sarhoşluğuyla saldıran haçlı donanması, şehid Yüzbaşı Hakkı Bey'in duâlarla döşediği mukaddes mayınlara çarparak neye uğradığını şaşırdı. Târihinde hiç yenilgi almamış olan İngiliz donanmasının Ocean ve İrresistible adlı zırhlıları, Fransızların ise Bouvet zırhlısı sulara gömüldü.

 

SEYİT ONBAŞI

Bouvet zırhlısının batmasında mayınların yanı sıra, Seyid Onbaşı'nın da büyük payı vardı. Seyid Ali, o sırada Rumeli Mecidiye Tabyası'nda görevliydi. Topun vinci arızalanınca 275 kiloluk mermileri 'Ya Allah!' diye sırtlayıp topa yerleştirdi. Üçüncü atışta Ocean bir hayli zarar gördü ve arkasından mayına çarparak sulara gömüldü. Zaferden sonra paşa olan Cevad Bey, Seyid Ali'ye onbaşı rütbesini verdi. Seyid Onbaşı'dan, fotoğraf çektirmek için mermiyi tekrar kaldırması istendiyse de bunu tekrar yapamadı. Gene savaş olursa yapabileceğini söyledi. Bunun üzerine, tahtadan mermi ile fotoğrafı çekildi.

18 Mart Çanakkale Deniz Savaşı, evliyâsı, komutanı ve askeriyle böyle kazanıldı.  

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —