Kılıçarslan?ın bugün yayınlanan köşe yazısı şöyle:
Önce zamdan başlayalım. Motorlu Taşıtlar Vergisi?ne %40 oranında zam geldi biliyorsunuz. Hem yapılan zam oranı hem de zammın yapılış gerekçesi akıl alır gibi değildi. Evet, zammın ?savunma sanayiine destek amaçlı? olarak lanse edilmesinden söz ediyorum. Ve hemen bir yanlış anlaşılmanın önüne geçmek istiyorum. Türkiye?nin savunma sanayiinde olduğundan daha parlak daha güçlü olması için yapılması gereken ne fedakârlık varsa yapılmalı, yaparım, toplumun çoğu da yapar. Ama bunun yöntemi ?savunma sanayiine aktaracağız? deyip %40 zammı yaslamak değildir.
Niçin? İki bakımdan: Birincisi zaten güzel ülkemiz Türkiye?de herhangi bir araç alırken %206 vergi ödüyoruz. Akıl dışı, insaf dışı, vicdan dışı bir vergi bu. Elmastan, pırlantadan, tekneden, yattan alınmayan vergi, artık temelin temeli bir ihtiyaç olarak hayatımızdaki varlığını sürdüren araçlardan alınıyor zaten. Burayı tekrar kazımanın ne anlamı var? İkincisi ise şu: AK Parti?nin devr-i iktidarında en alışmadığımız şey herhangi bir zam oranının %40 düzeyinde gerçekleşmesi idi. Madem savunma sanayiine para aktarmak gerekiyor, ?sonunda bu da oldu? dedirtmek yerine daha eşit bir dağılım yapılabilirdi.
Bir de not: %40 zam karşısında adeta ?kesin ulan sesinizi? diyen bazı paylaşımlar, bazı mesajlar gördük hep birlikte. 4 kişilik ailenin lokantada yiyeceği yemekten günlük sigara tüketiminin azaltılması tavsiyesine değin bir yığın tuhaf öneri-önerme arasında oldu bu ?kesin sesinizi? çiğliği. İş, ?vatanını seven bu zamma katlanacak? cümlesine geldi dayandı. Ayıptır yahu. Tuhaf bir zammı bile bir ?yerlilik ve millilik krizi?ne dönüştürme temayülü yüzünden bu iki çok önemli meseleyi konuşamaz, tartışamaz, savunamaz duruma geleceğiz.