Tarih: 07.02.2020 12:55

Veysi Dündar yazdı: Ortada boykot edilecek medya mı var?

Facebook Twitter Linked-in

Ocak medya köşe yazarı Veysi Dündar, CNN Türk boykotunu ele aldı ve 'Kimse CNN Türk'ü boykot etmiyor. CNN Türk kendi fitilini ateşlemiş olarak çoktan erittiği varlığının, son izlerinin de silinmesi için üzerine düşeni yapıyor. Ortada boykot edilecek bir medya zaten yok.' dedi. 

Veysi Dündar'ın bugün yayınlanan köşe yazısı şöyle: 

"Ne habersin ne Türk'sün
Seni gören yollara dökülsün
Kul oldun köle oldun
Kurşun geçirmez cam oldun
Cin oldun adam çarptın
Cellat oldun kelle uçurdun"

Mor ve Ötesi'nin, 'Cambaz' şarkısı bu sözlerle açılır.
Gazeteciliğin kitabını yeniden yazan ve yazdıran kuşe kağıda basılı Habertürk'ün çağrıştırdıkları genç gruba bu sözleri yazdırmıştı.

Türkiye'de gazete denilince uzun zaman sol açıkta Cumhuriyet sağ açıkta Tercüman sol içte Milliyet sağ içte Hürriyet'ten oluşan bir takım akla gelirdi.

Habertürk'ün klasik medya bakışını aşan anlayışla devreye girerek Milenyumun hemen ardından basını yeniden tanımlaması, Mor ve Ötesi'nin bu unutulmaz şarkısı ile kendini hafızalara kazıdı.

Habertürk'ün sansasyona dayalı ve iddiacı yayıncılığı ile Irak savaşındaki Amerikancılığı eleştiri oklarına tabi olmuştu. Mor ve Ötesi grubu Habertürk'ü eleştiren şarkı sözlerini 16 sene önce yazmıştı.

HaberTürk bugünlerin sürreel düzeni içinde, merkez medyanın başına gelenlere baktığımızda tarafsız ve görece daha makul bir duruşu temsil ediyor.

Mor ve Ötesi bugün aynı şarkıyı yazsa muhtemel ki;
'Ne CNN'sin ne Türk'sün' diyerek söze girerdi.

Oysa ki Demirören Grubunun gazete olmaktan çıkarıp broşüre dönüştürdüğü Hürriyet'e ve varyok arası belirsizliğe tahvil ettiği Milliyet'e nazaran, CNN Türk bir miktar steril kalmayı başarmıştı ya da hak ediyordu.

CNN Türk adının ilk bölümünde yer alan Amerikan kanalının prestiji ve çok uzun süre sadece haber kanalı olarak görsel medyada değil radyoda da var olması ile, belleklerde görece de olsa gerçek haberciliği temsil edebilmişti.

CNN Türk'ün Demirören Grubunun elinde kelimenin gerçek anlamında zıvanadan çıkmasına dair ise alametler belireli uzun zaman geçti.

Özellikle 2019 yerel seçimlerinde iktidarın yanında değil bizzat arasında olmaktan çekinmeyen yayıncılık anlayışı ile sahip olduğu kredinin tamamını tüketmekten kaçınmadı.

Sözde tarafsız özde ise; 'bitaraf olan bertaraf olur' anlayışının hemen hemen tüm programlarına yansıdığı görüldü.

Ahmet Hakan aklına emanet edilen Hürriyet'in havuz medyasına dönüştüğü süreçte, aynı Ahmet Hakan'ın CNN Türk'ü de A Haber kıvamına getirmeyeceğini düşünmek pollyannacılık olurdu zaten.

Bugün Ahmet Hakan kendi durumunun bilinci ile karşı cenahı "bakın siz de tarafgirsiniz" diyerek sefalette eşitliğe davet ediyor.

Türkiye'de basının iktidara destek olarak değil, bizzat bir iktidar aracı olarak kullanılması CNN Türk'de normalleştirilmeye çalışıldı.

Kadrolu konukların iktidara destek verirken karşı tarafı yok edici söylemleri sıradanlaştırması CNN Türk'ü giderek A Haber'den bile antipatik kıldı.

A Haber'in duruşu ve rengi çok önceden zaten belirlenmişti.
Oysa CNN Türk'ün bu duruştan farklı olduğu zannı vardı.
Bu algıyı yıkıp yok etmek için gösterilen çaba meyvesini uzun uğraşlar sonunda nihayet verdi.

İktidar bileşeni iki partinin benimsediği 'ya bizdensin ya onlardan' ve 'beka' ya da 'yokluk' söylemi ile Türkiye'de her iki seçmenden en az biri zaten dışlanmıştı.

CNN Türk'ün tercihi ise kendisini takip eden hedef kitle açısından çok daha yüksek oranda bir kesimi dışlamak anlamına geldi.

CNN Türk bir taraftan A Haber'e dönüşürken, diğer taraftan da, çelişkili bir şekilde, kendisini geçmişteki CNN Türk olarak lanse etmeye çalıştı.

Bu şizofren durumun artık dayanılmaz bir hal alması ve özellikle kadrolu açık oturum elemanlarının gösterdiği tutum ana muhalefeti en sonunda çileden çıkardı.

HDP için zaten kapılar kapatılalı çok zaman olmuştu. HDP'nin seçmeniyle beraber demokratik ortamdan dışlanmasında, sözde medyanın desteği göz ardı edilemezdi.

HDP'ye uygulanan tecrit bu kez CHP'ye denenmekteydi. CHP'nin hem de kendi hedef kitlesi, kendi seçmeni önünde bu muameleye daha fazla hoşgörü göstermesini beklemek saflık olacaktı.

Sonuçta CHP'nin de bardağı taştıktan sonra CNN Türk'e hak ettiği tavrı resmen göstermesi beklenen bir gelişme oldu.

CNN Türk'ün, Hürriyet'in, Milliyet'in içine işleyen tarafgirlik zehrinin, onu hak ettiği klasmana düşürmesine değil, neden Kanal D'ye bu muamelenin henüz başlamadığına şaşırmalıyız.

Kimse CNN Türk'ü boykot etmiyor.
CNN Türk kendi fitilini ateşlemiş olarak çoktan erittiği varlığının, son izlerinin de silinmesi için üzerine düşeni yapıyor.
Ortada boykot edilecek bir medya zaten yok.

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —