Neden bu başlığı attım. Beşiktaş Kulübü Başkanı Sayın Fikret Orman, Türkiye kupasından elendikten sonra basın mensuplarına şöyle demişti: 'Çok da önemli bir şey değil bu süt kupası sonuçta.' Bu cümle üzerine biraz araştırdım. İngiltere Lig Kupası'nın o dönemki adının 'Süt Kupası' olduğunu ve en son 1985-1986 yılında oynandığını öğrendim. En eski organizasyonlardan biriymiş anlaşılan.
Acaba bu ifadesiyle Sayın Orman, kupayı küçümsedi mi? Yoksa önemsedi mi? Bence küçümsedi, çünkü İngiltere'den haberi bile yoktur. Çünkü Fenerbahçe maçına kadar önemli idi hatta bir oyuncusunun transferi esnasında Sayın Başkanın Türkiye kupasını almak istediklerini belirttiğini de biliyoruz. Sayın Orman, ne olursa olsun bir kupanın önünde Türkiye yazıyorsa o kupa değerlidir ve Türk insanını temsil etmektedir. Yapılan mücadeleleri küçük görmek Beşiktaş Kulübü gibi büyük bir camianın başkanına yakışmamaktadır. Neyse kendisinin tecrübesizliğine verelim... Biz dün oynanan finale geçelim...
Türkiye Kupası, yoğun bir maç programının ardından dün gece sonuçlandı. Kendi adıma bir Gonyaspor taraftarı olarak iyide sonuçlandı. Konya şehri bu maç için haftalar öncesinden hazırlıklara başlamıştı. Neticede tarih yazılmak üzereydi. Dün gece oynanacak maç için Konya'dan yaklaşık 200 otobüs Eskişehir'e hareket etmişti. Eskişehir'de hava ve zemin futbol oynamaya elverişliydi. Protokolde, Gonyaspor'umuzun her daim yanında olan ve destekleyen eski Başbakanımız Konya milletvekili sayın Prof.Dr.Ahmet Davutoğlu vardı ve maçı Gençlik ve Spor Bakanı Sayın Akif Çağatay Kılıç ile birlikte izlediler. Maç esnasında, Şırnak Şenoba da meydana gelen helikopter kazasında şehit olan 13 askerimizin haberi geldi. Tüm stadyum hep bir ağızdan 'ŞEHİTLER ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ' diyerek tepkilerini gösterdiler. Şehitlerimize Allah'tan rahmet,ailelerine ve Türk milletine sabırlar diliyorum...
Maça gelince; Türkiye Kupası, iki yerli teknik adamın starateji ve taktik mücadelesi şeklinde geçti. Aykut Hoca, Başakşehir takımını çok iyi analiz etmiş. Sahada görsellik adına bir şey olmasa da, adam adama savunma adına herşey vardı. İlk yarı Konyaspor bu şekilde bir kurgu ile oynadı. İkinci yarı aynı oyuna Başakşehir Kulübü de dahil oldu ve daha karşılaşmanın 65. dakikasından itibaren oyunun uzatmalara gideceği belli hatta penaltılara gidebileceği görüntüsü hasıl olmuştu ve olduda...Penaltılarda Konyaspor Başakşehir'i 4-1 yenerek kupayı aldı.
Seyirciye gelince, Konyaspor'un vafakar ve cefakar taraftar gurubu Nalçacılılar (Eskiden Çılgın olarak nitelendirilirdi) benim de gençlik yıllarımda bir dönem içinde bulunduğum taraftarlar. Konya'da oynanan tüm maçlarda örnek olan, yaptıkları görsel şovlarla futbola güzellik katan Konyaspor taraftarı maalesef dün gece sınıfta kaldı. Sahaya atılan meşaleler maçın oynanmasını zorlaştırdı. Hatta ilk yarıda seyircilerin bir kısmının yeri değiştirilmek zorunda kalındı. Bu görüntüleri sahalarda görmek istemiyoruz. O meşaleler sahaya nasıl giriyor, bu kadar önleme!! rağmen olacak iş değil. Çok şükür herhangi bir kaza yaşanmadı ama yaşanmayacak anlamına da gelmiyor.
Hakem Fırat Aydınus'a gelince, aslına bakarsanız pozisyonsuz bir maçta pek de hakeme iş düşmez ama Emre Belezoğlu ile yaşadığı ikili mücadeleler görüntüden kaçmadı. İkili sık sık biraraya geldi, görüştüler ve nerdeyse çay sohbetine gidecek kadar... Bir hakemin oyuncuyla bu kadar sohbet etmesi oyundaki ağırlığını kaybetmesine yol açabilir. Çünkü Emre gibi futbolcular hakemle oynamayı sever ve etkileme taktiğini uygular, neyseki hakemi etkileyecek bir pozisyon da olmadı. Zaten pozisyon olmadı. (Ömer Ali'nin direkten dönen şutun haricinde)
Sonuç olarak; Aykut hocanın taktiği tuttu ve istediği oldu. Türkiye Kupası, tarihinde ilkleri Aykut Hoca ile yaşayan benimde memleketimin takımı, tuttuğum takım da olan Gonyaspor'a (G ile) nasip oldu.
Tebrikler Gonyaspor.Tebrikler Gonya....