Büro Emekçileri Sendikası (BES) Ankara şubeleri, “Hükümetin önce karşı çıktığı şimdi ise seçim rüşveti olarak gündemine aldığı EYT yasası da SGK emekçilerinin var olan iş yükünü katlayacaktır" ifadesinde bulundu.
Büro Emekçileri Sendikası (BES) Ankara şubeleri, “Hükümetin önce karşı çıktığı şimdi ise seçim rüşveti olarak gündemine aldığı EYT yasası da SGK emekçilerinin var olan iş yükünü katlayacaktır. En az 1,5 milyon kişinin emekli olacağı göz önünde bulundurulursa SGK emekçisinden yine fazla mesai yapması, özel hayatından fedakarlık etmesi, zamana karşı yarışması istenecek. Belirli bir süre hizmeti olan tüm çalışanlara uzmanlık kadrosunun verilmesi, özel hizmet tazminatı oranının artırılması, tüm çalışanlara acilen hak ettikleri fazla mesai ücretinin ödenmesi, ikramiyelerin tekrar ödenmesini talep ediyoruz” açıklamasını yaptı.
Büro Emekçileri Sendikası (BES) Ankara şubeleri, “Hükümetin önce karşı çıktığı şimdi ise seçim rüşveti olarak gündemine aldığı EYT yasası da SGK emekçilerinin var olan iş yükünü katlayacaktır. En az 1,5 milyon kişinin emekli olacağı göz önünde bulundurulursa SGK emekçisinden yine fazla mesai yapması, özel hayatından fedakarlık etmesi, zamana karşı yarışması istenecek. Belirli bir süre hizmeti olan tüm çalışanlara uzmanlık kadrosunun verilmesi, özel hizmet tazminatı oranının artırılması, tüm çalışanlara acilen hak ettikleri fazla mesai ücretinin ödenmesi, ikramiyelerin tekrar ödenmesini talep ediyoruz” açıklamasını yaptı.
BES Ankara şubeleri, Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanlarının talepleri ile ilgili basın açıklaması yaptı. Açıklama şöyle:
“Bilindiği gibi Anayasamızın değişmesi teklif bile edilmesi mümkün olmayan ikinci maddesinde devletin temel karakterlerinden birinin sosyal devlet olduğuna vurgu yapılmıştır. Keza yine Anayasamızın 60’ıncı maddesindeki “Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir” temel hükmü ile sosyal güvenlik hakkı anayasal hak olarak tanınmıştır.
“666 SAYILI KHK İLE HAKLAR GASP EDİLMİŞTİR”
Ülkemizde farklı statüler için ayrı kurumlar aracılığıyla verilmeye başlanan sosyal güvenlik hizmetinin parçalı yapısı 2008 yılında çıkarılan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile ortadan kaldırılarak SGK eliyle toplumun bütün kesimlerine tek çatı altında hizmet verilmeye devam edilmektedir. Ancak daha sonra sosyal politikaların altı oyularak halkın sağlık ve sosyal güvenlik hakkına erişimi engellenmiş, çalışanlar ve emekliler yine vahşi kapitalizm döneminde olduğu gibi piyasanın insafına terk edilmiştir. Sosyal haklara yönelik bu saldırı SGK çalışanlarını da vurmuş, 666 sayılı KHK ile sahip olduğu haklar gasp edilmiştir.
“SOSYAL GÜVENLİK KURUMU ÇALIŞANLARI ADETA DEVLETİN ÜVEY ÇALIŞANLARI OLARAK GÖRÜLMEKTEDİR”
Adaletsizlikle yaralanmış bir toplumun bireylerine doğumdan ölüme kadar hizmet üreten, dahası toplumun artan ihtiyaçları doğrultusunda her geçen gün daha çeşitli ve daha yoğun iş üretmek zorunda kalan sosyal güvenlik kurumu çalışanları adeta devletin üvey çalışanları olarak görülmektedir. Toplumsal huzurun sağlanması yönündeki emeği takdir edilmeyen SGK çalışanları ekonomik ve sosyal açıdan da kayıplar yaşamaya devam etmektedir. Hükümet, Sosyal Güvenlik Kurumu aracılığı ile 85 milyon yurttaşımıza ve sayısı milyonlarla ifade edilen göçmenlere iş kazası, hastalık, afet, savaş, terör gibi hallerde, başkalarının yardımına ihtiyaç kalmaksızın, geçinme ve yaşama ihtiyaçlarını karşıladığını propaganda etmektedir.
“HÜKÜMETİN ÖNCE KARŞI ÇIKTIĞI ŞİMDİ İSE SEÇİM RÜŞVETİ OLARAK GÜNDEMİNE ALDIĞI EYT YASASI DA SGK EMEKÇİLERİNİN VAR OLAN İŞ YÜKÜNÜ KATLAYACAKTIR”
Vatandaş odaklı sosyal güvenlik anlayışı terk edilerek müşteri odaklı bir anlayışla hizmet verilmeye başlanmış olsa da kamusal haklarımız şirketlere devredilmiş olsa da sosyal güvenlik sistemimiz yara bandı görevini olabildiğince sürdürmektedir. Bu hizmetleri sığınmacılarla birlikte yaklaşık yüz milyon kişiye sunan Sosyal Güvenlik Kurumu emekçileri hükümetin övündüğü bu sistemi ayakta tutmak için gecesini gündüzüne katarak çalışmaktadırlar. Pandemi dönemlerinde, işverene sağlanan prim affı dönemlerinde 33.000 SGK emekçisi hafta sonları da dahil hizmet vermektedirler. Hükümetin önce karşı çıktığı şimdi ise seçim rüşveti olarak gündemine aldığı EYT yasası da SGK emekçilerinin var olan iş yükünü katlayacaktır. En az 1,5 milyon kişinin emekli olacağı göz önünde bulundurulursa SGK emekçisinden yine fazla mesai yapması, özel hayatından fedakarlık etmesi, zamana karşı yarışması istenecek.
“VARKEN SGK EMEKÇİLERİNİN KARİYER PLANLAMASININ OLMAMASINI KABUL EDİLMEZ BULUYORUZ”
SGK emekçileri, tüm bu olumsuzluklara rağmen emeğini, özverisini ortaya koymaktan değil, haklarının gasp edilmesinden şikayetçidir. Sosyal adalet için görev yapan emekçilerin kendilerine de adil davranılmasını istemeleri en doğal haklarıdır. SGK emekçilerinin taleplerini iletmek için başlattığımız diyalog girişimlerini sonuçsuz bırakan kurum yönetimi bu basın açıklamasını yapmamızı zorunlu kılmıştır. Sosyal Güvenlik Kurumu emekçileri olarak; kamuda tüm kurumlarda kariyer planlaması varken SGK emekçilerinin kariyer planlamasının olmaması kabul edilemez. Üniversite mezunu bir personel SGK da VHKİ olarak işe başlamışsa 30-40 yıl sonra yine aynı kadrodan emekli olmaktadır. Bu nedenle belirli bir süre hizmeti olan tüm çalışanlara uzmanlık kadrosunun verilmesini talep ediyoruz. Özel hizmet tazminatı oranının artırılmasını, tüm çalışanlara acilen hak ettikleri fazla mesai ücretinin ödenmesini, ikramiyelerin tekrar ödenmesini talep ediyoruz.”