"Cumhuriyetimizin ön sözünün yazıldığı, tarihi bir şehirde güzel bir üniversitede, üretken bir okulda çalışıyoruz. "
Sitemiz köşe yazarı Dr. Göktan AY’ın, ÜAK SDEK Başkanı ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Dekan Vekili, Prof. Dr. Uğur Türkmen ile “eğitim, müzik, otizm vb.” konularında yaptığı söyleşiyi yayımlıyoruz.
AY: Hocam nasılsınız?
TÜRKMEN: Teşekkür ederim. Önce sağlık diyoruz. Dilerim sizin ve sevdiklerinizin de sağlığı, sıhhati ve afiyeti yerindedir.
AY: Çanakkale’de de durmuyor; toplantılar, yayınlar vb. yapıyorsunuz. Bahseder misiniz…
TÜRKMEN: Cumhuriyetimizin ön sözünün yazıldığı, tarihi bir şehirde güzel bir üniversitede, üretken bir okulda çalışıyoruz. Motive edici birçok unsur var. 2023-2024 eğitim öğretim yılı bilimsel ve sanatsal etkinlikler, eğitimin kalitesi ve üretilen projeler bakımından oldukça verimli geçiyor. Umarım her yıl daha da etkin bir hale gelir.
AY: Ülkemizde pek üzerinde durulmayan ya da önemsenmeyen Otizmli ama yetenekli çocuklar için bir çalışmanız var. Bir yaz okulu açtınız. Bu konuda yayınlarınız var. Amacınız neydi? Hedefe ulaştınız mı?
TÜRKMEN: Müziğe yetenekli çocukları olan ve profesyonel müzik eğitimi alan yedi aile; Otizm ve Müzik Yaz Okulu Topluluğunu kurdular. Fikir bana ait olmakla birlikte süreç içerisinde birçok kişi ve kurum bu oluşuma katkı sağladı. Topluluğun en önemli projelerinden biri her yıl Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleşen “Otizm ve Müzik Yaz Okulu” oldu. İlk yıl yedi (7), ikinci yıl on dört (14) geçtiğimiz yıl ise otuz (30) müziğe yetenekli otizmli genç bu okulda eğitim aldı. İlgilenenler okula dair tüm bilgileri https://otizmuzikokulu.com adresinden öğrenebilirler. Web sitemizde detaylı bilgilendirmeler yanında başvuru süreçlerine ilişkinde birçok bilgi var.
Tamamen gönüllük esasına dayanan ve hiçbir şekilde ücret alınmayan yaz okulunda müziğe yetenekli otizmli çocuk ve gençlerimiz; solfej, koro, ritim, birlikte çalma, çalgı ve ses eğitimi almakta.
Elbette bir hafta kısa bir süre ama ülkemizde ve hatta sanırım dünyada ilk kez bu kadar çok sayıda müziğe yetenekli farklı öğrenen birey bir yaz okulunda bir araya geldi.
30 Öğrencimizin her birinin bir eğitimcisi ve bir gönüldaşı var. Ayrıca öğrenciler eğitimlerine devam ederken aileler de seminer, atölye çalışması, konferans gibi birçok etkinliğe katılıyor.
Yemek, farklı illerden gelen bilim insanları, eğitmen, gönüldaşların yol ve konaklama giderleri; bakanlıklar, valilik, belediye, sivil toplum kuruluşlarınca karşılanıyor.
Yaz okulunun güncel durumu ve en önemli hedefleri “Otizm ve Müzik Yaz Okulu Bir Hayalin Değerlendirilmesi” adlı kitapta toplandı. Kitap ücretsiz olarak ilgililerle paylaşılıyor. İsteyenler web sitemizdeki e posta adresine yazarak kitabı temin edebilirler.
Bakanlık ve çeşitli vakıfların açtığı projelere başvurular yapıldı. Yaz okulu üzerinde kitaplar, makaleler, bildiriler yayınlandı, yayınlamaya devam ediyor.
Ülkemizde otizm üzerinde bilgi sahibi olan sayısız bilim insanı var. Ama otizm ve müzik özelinde “farklı öğrenen bireylerin müzik eğitimi” üzerinde sayı oldukça az.
Yaz okulunun en önemli hedeflerinden biri de hiç kuşkusuz bu konuya dikkat çekebilmek.
AY: “GSF’lerin çeşitli alanlarla birleşmesinden sinerji doğmuyor. İsim karmaşası da var. “GSF’ler bağımsız olmalı” tezime katılıyor musunuz?
TÜRKMEN: Ülkemizde 15 farklı güzel sanatlar alanı fakülte var. Bu konu dekanlarımızın da gündeminde. İsim farklılıkları, yapılanmalar ve daha birçok sorun dile getirilmekte. Çözümü yine kendimiz bulacağız. Bağımsızlık elbette önemli, kurumun kendi geleneği ve göreneğinin de olması dikkate değer ama özellikle akreditasyon, eğitim öğretimde birlik söz konusu olduğunda bazı konularda bir arada olmanın, ortak yapılanmaları hayata geçirmenin yararı var diye düşünmekteyim.
AY: GSF Müzik Bölümlerinin “sanatçı/virtüöz yetiştirmek” değil de “müzik alanı ara insan gücü yetiştiren bölümler haline dönmesi gerekmez mi?
TÜRKMEN: Profesyonel müzik eğitiminde (elbette istisnalar hariç) dört yıllık bir eğitimin virtüöz yetiştiremeyeceği konusunda sanırım fikir birliği olacaktır. Bununla birlikte; müzikte ara insan kimdir? Ne iş yapar belki sizinle bu konu üzerinde ayrıca görüşmek gerekir. Bu ifadeyi pek benimsemediğimi belirtmek isterim.
AY: Konservatuvar sayısı 53 oldu. Kadro, bina, araç-gereç vb. açısından yeterli donanıma sahipler mi?
TÜRKMEN: Bir okulun başarısında elbette fiziki imkanlar oldukça etkili. Ama önce insan, eğitimin niteliği ve kalitesi. Binası oldukça iyi durumda olan okullarımız bile zamanla bazı ihtiyaçlarla karşılaşabiliyorlar. Örneğin nitelikli ses sistemleri, konser salonları, kaliteli araç gereç, stüdyo, vd. Dolayısı ile ihtiyaç hiçbir zaman bitmeyecek. Çalıştığım kurumlarda, başlarda bina olmak üzere sayısız ihtiyaçlarımızın hepsi kısa orta ve uzun vadede giderildi. Bildiğim kadarı ile ülke genelindeki tüm müdürlerimiz de bu gayretin içindeler.
AY: Konservatuvar programlarının güncel olduğunu düşünüyor musunuz?
TÜRKMEN: Konservatuvar eğitiminin bir yönü gelenek. Eğitim öğretim sürecinin böyle sürmesi de oldukça doğal. Eğitimci ve öğrencilerin icra ettikleri sanat dalına bağlılıkları, aslına sadık kalarak bugüne ve geleceğe taşımaları oldukça saygı duyulacak bir husus. Bununla birlikte; programlar güncel değil. Dünya değişiyor. Her bir dersin, sanat dalının günümüz eğitim anlayışı, öğretim, yöntem, strateji ve tekniklerine göre yeniden ele alınmasında fayda olacaktır. Bir araya gelmekte fayda vardır. Örneğin ÜAK SDEK bünyesinde ortaokul ve lise programları bulunan konservatuvarlar Alt Komisyonu bir karar aldı ve solfej eğitimcileri yakın bir zamanda “çalıştay” yapacaklar. Bu oldukça sevindirici bir gelişme. En önemli amaç; fikir paylaşımı.
Cumartesi günü devam edecek...