VE SEZON BİTER...

TARAFTAR GÖZÜYLE SÜPER LİG 38. HAFTA (30 Mayıs-1 Haziran)

Spor 5.06.2025 19:50:00 0
 VE SEZON BİTER...

VE SEZON BİTER...

“Sevinç, coşku, vedalar ve...”

 

9 Eylül 2024 tarihinde başlayan Süper Lig bitti. Bu sene sezon önceki iki seneye göre biraz erken bitti.

Herkes alacağını almış, sıralamadaki yer ve rütbeler belli olmuştu. Tek bilinmez Samsun ile Beşiktaş’tan hangisinin üçüncü olacağıydı.

 

Dakika 90; Bodrum-Beşiktaş: 0-4 ve Samsun Kayseri: 0-1 idi. 

Buna göre Beşiktaş ligi üçüncü bitiriyordu ancak Samsun’da ilave edilen süre (7 dakika) her şeyi değiştirdi. 90+5’te Soner Aydoğdu ve 90+8’de Muja’nın golleriyle Samsun maçı 2-1 kazandı ve sezonu üçüncü sırada tamamladı.

Maç sonu sevinç ve coşku görülmeye değerdi doğrusu. Şehir istediği ve gerçekten hak ettiği başarıya kavuştu. Samsun Başkanı Yüksel Yıldırım, üçüncülüğü çok büyük başarı olarak belirtirken, bu başarının Galatasaray’ın şampiyonluğundan ve Fenerbahçe’nin ikinciliğinden daha büyük olduğunu ifade etti. Yıldırım, sahada Kaptan Zeki Yavru ile üçlü çektirirken şampiyonluk sözü de verdi.

 

Beşiktaş için son anda gelen goller üzücü oldu. Siyah beyazlılar bu sonuçla sezonu erken açmak zorunda kaldığı gibi Süper Kupa’da mücadele etme şansını da kaçırdı. 

 

Futbol böyle bir oyun işte... Samsun favori olduğu maçta erkenden öne geçip kazansaydı Beşiktaş bu kadar üzülmezdi.   

 

Trabzon, Antalya deplasmanında 2-0 kazanarak sezona noktayı koydu. 11 lig maçı oynadıklarını söyleyen Fatih Tekke, iyi işler yaptıklarını belirtti ve gelecek sezon için umut verdi.

Sezonun en renkli takımlarından Göztepe, oldukça rahat bir sezon geçiren Kasımpaşa’yı İstanbul’da 2-1 yendi.

Alanya Sivas’ı ve Rize Hatay’ı yenerek sezonu tamamladı.

Selçuk İnan ile iyi bir sezon geçiren ve fakat buna karşın yolları ayıran Gaziantep, Adana’da Demirspor ile 2-2 berabere kalarak sezonu kapattı.

 

Sezonu ikinci sırada tamamlayan Fenerbahçe, geçen hafta Hatay’a kaybedince taraftarını üzmüştü. Konya maçı başta futbolcular olmak üzere herkese angarya olmuştu. Sarı lacivertliler 1-0 geriye düştükleri maçta Konya’yı 2-1 yendi ama kimse mutlu olmadı. Stadyuma gelen az sayıdaki taraftarın protestoları ve yönetim istifa tezahüratlarıyla sezon bitti.

Portekizli Teknik Direktör Sayın Mourinho da bu maçta nasibine düşeni aldı.   

 

KUTLAMA ve VEDA...

GALATASARAY AŞ-RAMS BAŞAKŞEHİR FK: 2-0

Goller: Mertens (17’-P), Osimhen (81’)

 

Şampiyon Ali Sami Yen Rams Park çimlerine Başakşehirli futbolcuların alkışlarıyla çıktı. Bu çok hoş bir görüntüydü ve bu nedenle Göksel Gümüşdağ tebrik ve teşekkürü hak etti.

Sıralama açısından maçın hiçbir önemi yoktu. Galatasaray şampiyon ve Başakşehir 5. olarak tamamlamıştı sezonu. Buna karşın “alkışçı” Başakşehirli futbolcular oldukça sert ve agresifti. Hayır! Maçı bıraksınlar demiyorum. Bu özel günde ve bu özel müsabakada, kazanmak için oynasınlar elbette. Bu maçtan oyununuzla da keyif alın be çocuklar. Ama Ousseynou Ba provokatifti... İyi oyun ve efendilikleriyle bilinen Ömer Ali Şahiner ve Yusuf Sarı fazlasıyla asabiydi. Skor 2-0 ve maç neredeyse bitmiş iken oyuna giren Deniz Türüç’ün tepkileri de dikkat çekti.

 

Maçın Galatasaray için önemi “veda maçı” olmasıydı. 

11 Eylül 2011 tarihinde, 25 numaralı yeşil formasıyla, bir Başakşehir maçında sahaya çıkan Fernando Muslera’nın vedasıydı bu maç. 87’de oyundan çıkarken yine o kazağını, 25 numaralı formasını giydi Uruguaylı. Arkadaşlarının sırtında gözyaşlarıyla veda etti Kaptan. 

Bu tip söylemleri pek sevmem ama Muslera diye yazılır, adam diye okunur...

“Küçük elli” bu mütevazı kalecinin en önemli özelliği... Kaleciler, genel olarak yenilen gollerden sonra bir suçlu ya da suça ortak ararlar. Oysa Muslera bunu hiç ama hiç yapmadı. 

Bir de yenilen hatalı gollerdeki üzüntüsü. Vallahi taraftar bir anda golü ve skoru unutur, Muslera’ya üzülür.

Oyuncu değişikliği esnasında anonsu Muslera’nın oğlu Kailash yaptı. Kailash’ın Fernando demesi duygu ve coşkunluk oluşturdu tribünlerde. 

Güle güle Kaptan... Bir gün yolların kesişmesi dileğiyle...

Dries Mertens... Napoli’nin efsanesi Belçikalı, bir sezon için gelmişti. Emekli denmişti, yatmaya geldi denmişti. Galatasaray’ın paraları çöpe atılıyor denmişti.

Ama bütün iş, onun İstanbul’a gelirken Torreira ile uçakta verdiği pozdu. Nazım Hikmet, “sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin” demişti ya... Abidin Dino, resmi yaptı mı bilmiyorum ama Mertens-Torreira ikilisi pozu vermişti vallahi. 

İşte o Mertens, 3 yılda, üçü lig olmak üzere kupaları aldı. Kolay değildi ama 3 yılda efsane oldu.

Son maçında, Osimhen’in verdiği topu penaltı noktasına koydu ve son golünü attı.

Tabii Mertens yalnız ve tek değildi. Ciro vardı... Galatasaray taraftarının ve hatta Türkiye’nin Ciro’yu unutması, en azından yakın zamanlarda mümkün değildi.

Tabii yenge Katrin Kerkhofs... Son maçta kocasının anonsunu yaptı ve hemen “seni seviyorum” demeyi ihmal etmedi.

Güle güle Mertens ailesi... Biz de sizi çok sevdik. Yeniden görüşmek dileğiyle.

 

Önce Ba ile çıldıran, penaltıyı Mertens’e bırakan Osimhen kazanmak ve gol atmak için oynadı. O güzel golü atmasaydı çıldırabilirdi bizim deli oğlan.

Maçın etkin isimleri Ahmed Kutucu ve Yusuf Demir oldu. Ancak bu iki çocuk ellerine geçen net fırsatları değerlendiremedi.

Başakşehir’in iki fırsatında “son anda Muslera” vardı...   

 

Notlar;

*Galatasaray Muslera ve Mertens’e veda etti. Eskiden futbolcuların jübileleri olurdu. Futbolcu o maç ile camiaya ve taraftara veda ederdi. Sonra bu uygulama kalktı ve nice efsaneler sıradan ve sessizce veda etti. Ayrıklar küskün ve kırgın oldu. Oysa ayrılıklar sevdadandı...

Muslera ve Mertens vedası harika oldu.

*Şampiyonluk kutlaması Başakşehir maçından sonra da devam etti. Camia bir kez daha coşkuyla bütünleşti.

*Süper Lige yükselme maçında Karagümrük, Bandırma’yı yenerek yeniden Süper Lig’e döndü.   

*Arda Turan Shakhtar Donetsk ile anlaştı.

*Selçuk İnan, ligin yeni takımı Kocaeli ile anlaştı. Selçuk Hoca, imkânlar elverirse Kozlowski, Halil Dervişoğlu, Sorescu ve Maxim’den birini/birilerini Kocaeli’ne götürecektir. 

*YAKIŞMADI... Fenerbahçe, Dzeko ve Tadic ile yolları ayırdığını duyurdu.

Başkan Ali Koç ve Acun Ilıcalı, iki futbolcuya teşekkür ederken plaket verdi. 

Lakin plaketlerin, -muhtemelen kulübün sosyal tesislerinde- çay ocağında verilmesi dikkat ve tepki çekti.

Evet, kupa kazanamamıştı Balkanlı iki futbolcu ama ciddi gol ve asist katkıları vardı. 

*Şampiyonlar Ligi; PSG-Inter: 5-0

Başlama düdüğünde Vitinha topu, Inter aut çizgisine yakın bir yerden taca gönderdi. PSG’li bütün oyuncular o bölgeye çöktü. Taktik plan belliydi; yüksek tempo ve önde baskı...

Savunmasıyla öne çıkan Simone Inzaghi de biliyordu bunu fakat bu defa önlem alamadı. Gol de erken gelince bütün oyun tek taraflı oynandı. Inter ilk devrede isabetli tek şut bile atamadı. 

Luis Enrique tiki-takayı seviyordu elbette lakin oyunu hızlı oynatıyordu. PSG’liler zaman zaman antrenmanda 5’e 2 gibi oynadılar. 

Gole doymadı Fransızlar... Baştan sona oyunu tempolu ve önde baskıyla oynadılar. Zaten 2-0 ve özellikle 3-0’dan sonra kalan süre (27 dakika) Interlilere zulüm oldu.

Hakan Çalhanoğlu kaybetti, üzüldüm.

Luis Enrique kazandı, sevindim. Severim Enrique’yi. Hangi sevinci yaşarsa yaşasın gözlerinde o hüzün hep kalıcı olacak İspanyol’un. 

Çok pahalı kadrolar ve efsane isimlerle kupayı kazanamayan PSG sonunda kazandı. Yalnız kupa değildi kazanılan... Yıllarca itici gelen takım sempatik ve hoş bir takım oldu aynı zamanda. 

Kupanın son notu; PSG’nin yaş ortalaması 23, Inter’in yaş ortalaması 30. 

Zaman ve dünya gençlerin artık...

*Tiki-takanın bu hızlı ve tempolu hâli çok keyifli. Şimdi zaman, en azından bir süre için PSG ve Barcelona için çalışacak gibi...

Yorum-Haber: Yüksel DURAK

Anahtar Kelimeler: SEZON BİTER...
Cuma 34.4 ° / 21.2 °
Cumartesi 34.8 ° / 20.8 °
Pazar 34.6 ° / 20.5 °