TARAFTAR GÖZÜYLE SÜPER LİG; 32. HAFTA (12-15 Nisan 2024)
Avrupa’nın önde gelen liglerinde “3 günde bir maç” söyleminin ne zaman gündemden kalktığını ben hatırlamıyorum; yüzyıl olmalı.
Bizde kalkalı 20 yıldan fazla olmalı. Hatırımda kalan son tartışma Roma-Galatasaray maçı olarak kalmış.
Kerameti kendinden menkul federasyonumuz, kulüplerimizin Avrupa maçları ve ülke puanı gerekçesiyle Süper Kupa maçını ertelemişti önce. Sonra ligin başlangıcında bir hafta ara vermişti.
Şubat ayından sonra ise Avrupa’da tek temsilcimiz kalmıştı. Buna karşın sürekli “3 günde bir maç” söylemleri ve “erteleme” tartışmaları yaşanmıştı. Oysa arada milli maç, seçim haftası ve Süper Kupa final haftası nedenleriyle de aralar verilmiş ve takımlarımız son maçlarını 20 günden fazla bir zaman önce oynamışlardı.
Bu durum aslında en çok GS ve FB’nin oyun ritmini bozmuş, iki takım son maçlarını güçlükle kazanmıştı.
Premier Lig ve daha birçok ligde başarılı takımlar 3 günde birin ötesinde haftada 3 maç oynarken bizde bu tartışmalar artarak devam ediyorsa bir “süper ligden” bahsedemeyiz.
***
Bir türlü oynanamayan, oynatılamayan Süper Kupa finali nihayet 7 Nisan/Pazar günü oynandı.
Fenerbahçe finalin ertelenmesini istedi. Bunu yaparken Başkan Ali Koç ve yönetimi hem federasyonu hem de Galatasaray’ı hemen her konuşmasında, basın toplantısında, kongresinde eleştirdi, ağır ithamlarda ve suçlamalarda bulundu. “Ligden çekilme” kartı zaten masaya sürülmüştü.
Ardından sarı lacivertli kulüp yabancı hakem istedi. Bu isteği de kabul olmayınca finale U-19 takımıyla çıktı. Plana göre çocuklar, maçın başlamasından sonra sahadan çekilecekti. Ancak tuhaf bir şekilde Icardi’nin daha dakika dolmadan gelen golü herkesi şaşırttı. U-19 takımı golden sonra sahayı terk etti.
Akıl ve mantık çerçevesinde uygun her tür protesto kabulümdür. Sağlam gerekçeleri de varsa saygı da duyarım. Ancak ben, bir taraftar olarak FB’nin, tam olarak neyi protesto ettiğini anlamadım. Protesto gerekçesi maçın tarihi idiyse neden yabancı hakem istendi. Yabancı hakemdiyse neden bu protesto çocuklarla yapıldı. Yok, bunlar değil de bugüne kadar yaşanan olaylar denirse onu bilemeyeceğim.
Bu protestoda benim en çok takıldığım konu Teknik Direktör İsmail Kartal oldu. Kartal, 3 günlük rapor -bu futbol tarihimizde bir ilktir herhalde- alarak Şanlıurfa’ya gitmedi ve takımının başında sahaya çıkmadı.
Söz konusu bir protesto ise İsmail Kartal takımının başında olmalıydı.
***
AVRUPA MESAİSİ…
11.04.2024
Olympiakos-Fenerbahçe: 3-2
Evet, temsilcimiz Yunan takımından daha kaliteli ve güçlüydü. Bundan olsa gerek medyacılarımız ve yorumcularımız turu çantada keklik gördü. İlk maçı da kazanacağımızdan kimsenin kuşkusu yoktu.
Oysa bu Olympiakos, bir önceki maçta Maccabi Tel Aviv’e evinde 4-1 kaybetmiş fakat rövanşı alarak çeyrek finale yükselmişti. Yani eşleşme sanıldığı kadar kolay olmasa gerekti.
Nitekim Olympiakos 3-0 öne geçti. Tur ilk maçta gidiyor endişesi başlamış iken Yunan savunmasının sakar penaltısı imdada yetişti. Ardından İrfan Can Kahveci’nin golü geldi ve maç 3-2 bitti. Tur İstanbul’a taşındı.
Evet… İsmail Kartal’ın da söylediği gibi skor beraberliğe de gelebilirdi, hatta FB maçı kazanma fırsatları da buldu. Ancak unutmamak gerek ki sakar penaltı öncesi maç daha farklı bir skora da gidebilirdi.
Kartal’ın ilk 11’i çok tartışıldı. İkinci devrede Oosterwolde’nin sakatlığı nedeniyle zorunlu bir değişiklikle oyuna giren Ferdi Kadıoğlu ile ilerleyen bölümde oyuna dâhil olan Fred ve İsmail Yüksek oyunu ve skoru değiştirdi.
Şimdi FB’ye tur için en az 2 fark gerek. Temsilcimiz, taraftar desteğiyle bunu başarabilecek güçte fakat -özellikle erken gol gelmezse- kolay bir maç olmayacak.
***
ELVEDA SANTOS…
Söylemiştim, yazmıştım demeyi sevmiyor değilim. Hatta sevdiğimi söylemeliyim.
Elbette her seferinde haklı çıkıyor değilim. Öyle olduğunda yanıldığımı da belirtiyorum. Hatta yanılgılarım ülkemiz ve futbolumuz lehine olursa seviniyorum da.
Ancak Fernando Santos konusunda haklı çıktım.
17. hafta değerlendirmemde; “Medyada, “Adı bile yetti, gölgesi bile yeter” gibi yorumlarla Fernando Santos’a göndermeler yapıldı. Öyle midir? Bunu önümüzdeki süreçte göreceğiz.” demişim.
22. hafta değerlendirmemde; “BJK’nin yeni yönetimi ve hocası, bu sezondan vazgeçip -belki öyledir- önümüzdeki sezon planına başlamalı. Bu planlamada her ihtimale karşı Santos’un yedeği de hazır tutulmalı… Bizde bazı ülkelerden; İtalya, Portekiz, Hollanda gibi ülkelerden teknik direktörler pek tutmuyor. Bu ülkelerden en iyi teknik direktörleri de getirdiğimiz unutulmamalı. Bir de günümüzde “genç teknik direktörler” daha başarılı oluyor. Bazı takımlarda futbolculardan genç teknik adamlar görev yapıyor.” demişim.
26. hafta değerlendirmemde; “Şüphesiz yeni transferleriyle birkaç hafta içinde Beşiktaş daha iyi olacaktır. Ancak Santos ile takım belki de hiçbir zaman etkili ve hücum üstünlüğü kuran bir oyun oynamayacaktır. Kısaca söylemek gerekirse; Santos’un takımı maçları savunmasıyla kazanacaktır.
Beşiktaş taraftarı buna ne kadar tahammül eder, bilemem… Zaman gösterecek.” demişim ki takım kazanamadı da…
27 hafta değerlendirmemde; “Şüphesiz Santos savunmacı bir teknik direktördü. Beşiktaş’a geldiği günden bu yana topu rakibe bırakmakta pek sıkıntı görmedi. Ancak “topa sahip olmamak, topu rakibe bırakmak orta sıralardaki takımların işidir” deyince taktiğin değişeceğini düşündüm. Geçen haftalarda da kazansa bile BJK taraftarının böyle bir oyundan çok hoşlanmayacağını söylemiştim.” demişim.
28. hafta değerlendirmemde; “Maç sonunda Santos çok eleştirildi. Ben, bu eleştirileri anlamakta güçlük çektim. Santos, teknik direktörlük hayatı boyunca böyle oynadı, böyle oynayacaktı. Daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi, bu oyunun Beşiktaş taraftarını tatmin etmesi çok olası değil. Ancak yenilmez bir takım oluşturulup atılacak 1-2 golle başarılı olunabilir. Santos bunu daha önce böyle başardı.” demişim.
30 hafta değerlendirmemde; “Santos’un oyunu konusunda görüşlerimi daha transferin başında belirtmiştim. Hafta hafta değerlendirmelerim de çok umutlu değildi. Lakin BJK’nin bu derece skor alamayacağını düşünmemiştim. Zor gol yiyecek olan bir Beşiktaş’ın, maçlarını da zorlukla ve kısır skorlarla kazanma ihtimali vardı. Olmadı. Portekizli skor alma konusunda başarılı olamadı. Tamam, bu sene için çok fazla eleştiri yanlış olabilir fakat Santos’un gelecek sene için umut verdiğini söylemek çok zor olsa gerek. Belki de Beşiktaş’a başkan, yönetici ve teknik direktör şansı gerek.” demişim.
Ama yine de bu sezon için bir ayrılık öngörmemiştim. Beşiktaş Santos ile de yolları ayırdı. Bu kadar çok teknik direktör değiştirmek Türk futbolunda değilse bile kulüp tarihinde bir rekor olmalı.
Başkan Hasan Arat ve yönetimi, gelecek sezon için en az 3 teknik direktör adayı belirlemediyse, önümüzdeki sezon da işler hiç kolay olmayacaktır.
***
NİHAYET SEÇİM…
Tamam, ehliyet ve liyakat…
Tamam, otorite, kararlılık ve kuralların uygulanması…
Tamam, dik duruş ve adalet…
Evet, bunları Mehmet Büyükekşi federasyonunda ve kurullarında göremedik. Ama bu kadar başarısızlık ve kötü yönetim sadece bunlarla açıklanabilir miydi?
Ertelenen maçlar, oynanamayan Süper Kupa maçı, hakem kararları, MHK, PFDK, Tahkim, en elit hakemin yumruklanması, sahadan takımların çekilmesi, Trabzon-FB maçı olayları, ithamlar, suçlamalar, tehdit ve hakaretler, verilen, verilmeyen/verilemeyen kararlar, cezalar…
Bütün bunların ve daha fazlasının bir sezonda yaşanması…
Birinin ya da birilerinin ahı olmalı.
TFF, 31 Temmuz tarihinde yapılacak olan olağan kongresinin 18 Temmuz tarihinde seçimli olarak yapılacağını açıkladı. Bu tarih federasyonun anlaşılabilir en makul kararıydı aslında. Avrupa Futbol Şampiyonasından önce kimse ayrılmak istemezdi.
Ancak federasyonun bu kararı da kimseyi tatmin etmedi. Seçimin daha erken bir tarihte yapılması için imzalar toplanmaya başladı.
***
KONFERANS LİGİ
Şüphesiz Avrupa’da oynanacak her maç ve olası her başarı çok önemlidir. Ancak bu kupanın, bu derece abartılması normal mi?
Malum, bu kupayı Avrupa devleri; Real, Barcelona, Bayern, Liverpool, Manchester City, Manchester United ve benzerleri hiç kazanmadı.
Bu kupanın önceki versiyonu sayılabilecek Intertoto Kupası’nı ise Kayserispor, 2006-2007 sezonunda kazanmıştır. Kayserispor, Intertoto Kupası’nı kazanan İlk ve Tek Türk takımı olmayı başarmıştır. (https://kayserispor.org.tr/kupalar)
Konferans Ligi önemlidir ve olası bir başarı elbette tarihe geçecektir.
Ancak taraftarlara; takımınızın Süper Lig şampiyonu mu olmasını istersiniz, Konferans Ligi şampiyonu mu sorusu sorulsa cevabı herkes tahmin eder herhalde…
12.04.2024/Cuma
TRABZONSPOR AŞ-EMS YAPI SİVASSPOR: 0-1
Gol: Menig (52’)
Verilen aralar ve olaylar ritmi ve konsantrasyonu bozmuştu elbette.
Ceza nedeniyle tribünler sessizdi.
Yine de favori olan taraf Trabzon’du. Ev sahibi konuk takıma göre daha iyi bir oyun sergiledi. Ancak maçı kazanan taraf Sivas oldu.
Sivas, bu galibiyetle küme düşme endişesinden kurtuldu.
13.04.2024/Cumartesi
KASIMPAŞA AŞ-TÜMOSAN KONYASPOR: 0-2
Goller: Ndao (21’), Guilherme (90+8’-P)
Kasımpaşa beklenen futbolundan uzak kaldı. GS maçında gösterdiği mücadeleyi de gösteremedi. Hajradinovic ve Aytaç Kara da pasif kalınca gol atmak mümkün olmadı.
Kümede kalma mücadelesinde çok zor günler yaşayan Konya iyi bir mücadele gösterdi. Ömerovic’in takımı öne de geçince 3 puana sıkı sıkıya yapıştı. Konuk takım, son dakikalarda bir gol daha atarak evine mutlu dönmeyi başardı.
Konya, haftanın en kazançlı takımlarından biri olsa gerek…
FİNAL NİTELİĞİNDE
MKE ANKARAGÜCÜ-GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ AŞ: 3-1
Goller: Efkan Bekiroğlu (31’ ve 68’), Ali Sowe (65’)/Jevtovic (7’)
Ligde kalma yolunda iki takım için final niteliğinde bir maçtı. Kazanan çok değerli bir 3 puan alırken kaybeden ateşi ensesinde hissedecekti. Bu nedenle maç, haftanın maçlarından biri olmaya adaydı.
Konuk takım, erken bir golle öne geçince Başkent ve Emre Belözoğlu fena halde kasıldı. Yapacak bir şey yoktu; gemileri yakmanın tam zamanıydı.
Yenilen golden sonra ev sahibi oyunun kontrolünü tamamen ele aldı. Baskıyı kurdu, pozisyonlar oluşturdu fırsatlar yakaladı.
Bugün Morutan hiç olmadığı kadar çalışkandı. Ali Sowe istekli, Tolga Ciğerci yürekliydi. Ama Efkan Bekiroğlu tam bir yıldızdı. Arkadaşları da onlara eşlik edince kazanmak kaçınılmazdı.
Kazandı Ankaragücü. Ligin boyunun kısaldığı bu haftalarda derin bir soluk aldı.
Skorun 1-1’e gelmesinden sonra Gaziantep reaksiyon veremedi. 1 puan da önemliydi ancak gerekli direnç gösterilemedi. Müstakbel Trabzon yolcusu Draguş haricinde öne çıkan bir oyuncu olmadı.
Ali Sowe, haftanın talihsizlerinden biri olabilirdi. Bir golü, parmak ucu ofsayt ile iptal oldu, etkili bir kafa şutu direkten döndü. Gambiyalı talihsizliğini 65’te bir gol atarak kırdı.
Belözoğlu, Efkan’ı 75’te oyundan aldı. Aşırı bir yorgunluk ve sakatlık durumu yoksa hataydı bu. Efkan Bekiroğlu bir gol daha atarak üçleme (hattrick) yapabilirdi.
VEDA…
BEŞİKTAŞ AŞ-YILPORT SAMSUNSPOR: 1-1
Goller: Semih Kılıçsoy (18’)/Emre Kılınç (68’)
Olmadı. Bu sezon hiçbir şey Beşiktaş için -Semih Kılıçsoy ve Türkiye Kupası hariç- iyi olmadı.
Anlaşılan bu sezon iş daha baştan ters gitmiş, belki de ilk düğme yanlış iliklenmişti.
Dolayısıyla Santos’ta çare olmadı. Portekizli skor alamadığı gibi bir oyun da ortaya çıkaramadı, bir oyun karakteri koyamadı.
Hasan Arat ve yönetimi daha fazla dayanamadı Santos ile yolları ayırdı.
Samsun bildiğimiz gibiydi. 1 puanı fazlasıyla hak etti. Fazlası da olabilirdi.
Samsun Teknik Direktörü Gisdol, bu ligin en başarılı olan hocalarından biri. Buna karşın takımın hâlâ küme düşme hattı civarında olması futbolun bir cilvesi olsa gerek.
YUKATEL ADANA DEMİRSPOR AŞ-MONDİHOME KAYSERİSPOR: 0-0
Haftanın iyi ve seyir zevki veren maçlarından biri olmaya adaydı bu maç fakat olmadı. Tam tersine haftanın en kısır maçı olarak kayıtlara geçti.
14.04.2024/Pazar
MUHTEŞEM İKİLİ
SİLTAŞ YAPI PENDİKSPOR FUTBOL AŞ-RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ: 2-3
Goller: Thiam (18’), Midtsjö (56’)/Figueiredo (36’ ve 50’), Pelkas (80’)
Kırmızı Kart: Welinton (58’, Pendik)
Pendik, can havliyle maça başladı, önde baskıyı kurdu. Sağlı sollu ataklarından pozisyonlar üretti, fırsatlar buldu, Thiam ile öne geçmeyi başardı.
18. dakikaya kadar sadece savunmada kalan Başakşehir sağlam bir savunma yapamadı. Ancak golden sonra işler değişti. Sahneye Figueiredo-Pelkas ikilisi çıktı. Bu ikilinin muhteşem oyunundan 2 güzel gol geldi. Figueiredo haftanın en güzel gollerini attı. Konuk takım öne geçti.
Eski GS’li Midtsjö, Eski GS’li Dubois’ten kaptığı topla takımını beraberliğe taşımayı başardı. Ancak hemen akabinde Welinton gördüğü ikinci sarıdan kızardı ve takımını 10 kişi bıraktı.
Son sözü Figueiredo’ya 2 asist yapan Pelkas söyledi.
Bu sonuç, şüphesiz Pendik’in ensesini fazlasıyla kararttı.
ATAKAŞ HATAYSPOR-İSTANBULSPOR AŞ: 0-3
Goller: Loshaj (68’), Mamadou (71’), Vefa Temel (87’)
İstanbul lige veda maçlarını oynarken Hatay ligde kalma derdindeydi. Ev sahibi için bu maçta 3 puan olmazsa olmaz önemindeydi. Olmadı…
Haftanın sürprizi Hatay’dan geldi, konuk takım farklı bir skorla kazandı. Adeta Hatay’a beraber gidelim dedi.
Futbol de her zaman ilginç sonuçlar olasıdır. Ancak Hatay’ın oyun anlamında bu kadar etkisiz kalması anlaşılır değildi. Bu sonuç ile ateşe düşen Volkan Demirel’in ekibini çok zor günler bekliyor.
Haftanın bir güzel golünü de bu maçta Vefa Temel attı.
ONE MAN SHOV
ÇAYKUR RİZESPOR AŞ-BITEXEN ANTALYASPOR: 3-0
Goller: Zeqiri (33’ ve 60’), Gaich (82’)
Antalya çok uzun zamandır böylesine zor bir durumda kalmamıştı. Takım hücumda etkili olamazken savunmada da hiç yoktu dense yeridir. Böyle bir oyunda, karşı takımda da Shelvey varsa cezalandırılmanız kaçınılmazdır. İngiliz, Sergen Yalçın’ın takımını fena cezalandırdı.
Shelvey, bu sezon Rize’nin önde gelen oyuncularındandı. Yine formda oyuncular Olawoyin, Varesanovic ve Zeqiri de Shelvey’e katılınca fark ortaya çıktı. Haftanın en güzel maçlarından biriydi bu maç.
İlhan Palut… Daha önce çalıştığı takımlarda; Hatay, Göztepe, Konya gibi ekiplerde farkını göstermişti. Rize’de daha da iyi bir performans sergiledi ve takımını Beşiktaş ile aynı puanda beşinciliğe taşıdı. Bununla birlikte yukarıda saydığım dörtlü ve diğer oyuncularının da değerini arttırdı.
Palut, iki sorunu hallederse daha büyük başarılara ulaşabilir. Birincisi, bir takımda devamlılık…
İkincisi büyük takımlarla oynarken farklı ve sağlam bir oyun karakteri ortaya koymak. Bu sezon en büyük başarısızlığı GS ve FB’ye karşı oynadığı oyunlar oldu. Mağlubiyetten öte hiçbir direnç gösteremedi.
SİYAH BEYAZ…
VAVACARS FATİH KARAGÜMRÜK-FENERBAHÇE AŞ: 1-2
Goller: Can Keleş (45+1’)/Dzeko (49’), Batshuayi (57’-P)
Kırmızı Kart: Mendes (76’) ve Eysseric (90+7’) (Karagümrük)
Fenerbahçe cephesi ve teknik direktör İsmail Kartal’ın sürekli şikâyetlerinden biriydi maçların ertelenmemesi. Kartal, her basın toplantısında “3 günde 1” maç cümlesini kullanıyordu.
Ben, lige verilen araların iyi olmadığını, takımların oyun ritmini ve konsantrasyonunu bozduğunu düşünüyorum. Nitekim milli maç dönüşlerinde takımlar puan kaybedince “milli ara yaramadı” ifadesi medyada çok kullanılır.
Uzun ama çok uzun aradan sonra Fenerbahçe, favori çıktığı maçta Olympiakos’a yenildi. Şimdi onları zorlu bir ikinci maç bekliyor.
Bu maçın ilk devresinde de ritim ve konsantrasyonunu kaybetmiş FB görüldü, takım Karagümrük karşısında ilk yarı da sahada yoktu. Buna karşın ev sahibi iyi bir oyun oynadı, yeterince pozisyon buldu. Ancak şanssızlıkları Livakovic oldu. Hırvat, FB’ye geldiğinden bu yana en iyi maçını oynadı, takımını oyunda tuttu. Yine de Can Keleş’in golüne engel olamadı.
2. devre roller değişti, Karagümrük inanılmaz bir biçimde durgun kaldı. Bu devrenin 10-15 dakikalık bir bölümünde konuk takım gerçekten iyi bir oyun sergiledi. Golcüsü Dzeko ve bir de penaltı golüyle öne geçti.
Şiddetle puan/puanlara ihtiyacı olan ev sahibi, skorun aleyhine dönmesine bir tepki gösteremedi. Şansız ya da gereksiz kırmızı kartların adamı Mendes yine kızarınca iş tamamen bozuldu. Oyunu rölantiye alan FB, 3 puan alarak liderlik koltuğuna oturdu ve Galatasaray’ı beklemeye başladı.
Hakem Tugay Kaan Numanoğlu’nun iyi bir maç yönettiğini söylemek olası değil ancak sonuca etki edip etmediği konusunda tartışmalar var. Ancak VAR olmasaydı büyük sıkıntılar çıkabilirdi.
Numanoğlu, Osayi-Samuel’in pozisyonuna devam dedi, VAR uyarısıyla penaltı kararı çıktı.
İrfan Can Kahveci pozisyonuna penaltı dedi, VAR uyarısıyla iptal kararı geldi.
KADER ANI… Son dakikada yaşandı. Valentin Eysseric ceza sahasına girdi. Topu, önüne yatan savunmadan (Mert Müldür) kurtardı. Eysseric koşusuna doğal bir biçimde devam etseydi kaçınılmaz temas gerçekleşecek ve muhtemelen bir penaltı kararı çıkacaktı. Ancak Fransız, penaltıya gidince aldatma nedeniyle sarı ve ikinci sarı nedeniyle kırmızı gördü.
Teknik Direktör Tolunay Kafkas ve Karagümrük cephesi, -FB ile sorunlarının olmadığını belirterek- hakem-VAR yönetimine, özellikle VAR’a büyük tepki gösterdi.
Haklı ya da haksız oldukları konusunda son karar elbette kamuoyunun.
Teknik Direktör İsmail Kartal’ın açıklamalarında bazı hususlar dikkatimi çekti;
“Maça çok fazla antrenman yaparak hazırlanma şansımız olmadı. 3 gün içinde bir maç daha oynadık. Karagümrük’ün ligde pozisyonu belli, bize karşı ne kadar iyi hazırlanacaklarını biliyorduk. Biz de takım olarak ilk devre istediğimiz gibi üretken futbol oynayamasak da bunun böyle olmaması gerektiğini konuşarak hep beraber maçı çevirmemiz gerektiğini konuşarak iyi bir başlangıç yaptık. Kendimiz gibi oynayarak pozisyon bulduk, gollerimiz de geldi. Bu akşam kazanmasını bildik. Daha farklı da kazanabilirdik.”
“Ben ne yaptığını bilen insanım. Başkalarının ne söylediği umurumda değil.
“Livakovic, yönetimimiz hep birlikte önemli bir yatırım olarak transfer ettik. Çok duygusal bir çocuk, sürekli konuşuyoruz. Bugün çok güzel bir performans ortaya koyarak oynadı. Sezonun en iyi performansını ortaya koydu.”
“Hakem bugün bana göre doğru maç yönetti. Rakibimizin beklediği penaltı pozisyon aldatmaya yönelik hareket. Bizim penaltı beklediğimiz pozisyonda durduruldu, izledi penaltı verilmedi. Karşı karşıyayken golümüz engellendi. VAR’a gelen yabancı hakem bana göre iyi olacak gibi görünüyor.”
15.04.2024/Pazartesi
ZİRVE İNADI…
CORENDON ALANYASPOR-GALATASARAY AŞ: 0-4
Goller: Barış Alper Yılmaz (56’ ve 72’), Ziyech (61’), Icardi (83’)
Kırmızı Kart: Leroy Fer (64’, Alanya)
Alanya iyi ve sağlam başladı. İyi kapandı, geçiş hücumlarında Oğuz Aydın ve Yusuf Özdemir ile başarılı oldu, Galatasaray savunmasını zorladı. Ancak Muslera’ya tehlike oluşturamadı. İlk 45 dakikada isabetli şut atamadı ev sahibi.
Galatasaray fazlasıyla durgundu bu yarıda. Muslera’ya iş düşmediği için bilemiyorum ama takımda iki oyuncu vardı sadece. Skoru tutan Nelsson ve hücumları organize etmeye çalışan Mertens. Zaten tek tehlike de Mertens’in direğe takılan harika şutu oldu. Konuk takım da isabetli şut atamadı.
Okan Buruk, ikinci devreye Kerem Aktürkoğlu yerine Ziyech, Aurier yerine Kaan Ayhan ile başladı. Bu devre daha hareketli başladı GS. Takımın boyu kısaldı, çabuk oynadı ve artık karakteri haline gelen önde baskıyı kurdu. Alanya cevap veremedi. Oğuz ve Yusuf’un etkisi de tamamen kırıldı. Maç tek taraflı oynanmaya başladı.
Barış Alper Yılmaz’ın müthiş golünün ardından Ziyech fantastik bir gol attı. 2-0’a gelen maçta Fer de kızarınca aslında maç ev sahibi için bitti.
Ancak bu devrede şampiyon gibi oynayan sarı kırmızılıların atacağı goller vardı. Barış Alper aynı golden bir tane daha attı, Icardi perdeyi kapadı.
İki devre arasındaki oyun farkı elbette sadece oyuncu değişiklikleriyle açıklanamaz. Plan da değişti. Bu devrede GS, zaman zaman 3-5-2 oynadı.
İlk devre takımdan sadece iki isim sayabilirken ikinci devre herkes iyi oynadı. Ziyech oyuna damga vururken Barış Alper haftanın futbolcusu oyununu oynadı.
Fatih Tekke… Türk futbolunun müthiş santrforlarından biriydi. Bizim ligimizde bir Premier Lig oyuncusu gibiydi. Ancak İstanbul’a transfer yapmaması nedeniyle tanınırlığı ve hak ettiği övgü yeterince olmadı.
Teknik direktörlüğü de iyi Tekke’nin. Takımlarına bir oyun karakteri veriyor. Ayağa pas, defanstan hücuma çıkış ve geçiş oyunu… Sakin ve mütevazı bir kişiliğe sahip hocanın takımları da öyleydi. Nitekim Alanya son 7 maçta yenilmemişti.
Ancak Tekke’nin bu maçtaki asabi görüntüsü kendine yakışmadı ki kırmızı kartla saha dışına çıkmak zorunda kaldı.
En basit olumsuzlukta -kendi taraftarının bir kısmı da dâhil- eleştirilen Okan Buruk, işine kaldığı yerden devam etti. Maç başına puan ortalamasını her maç yükseltiyor. Bu maçı da kazanan hoca, son düzlüğe önde girmenin tadını çıkarıyor ki GS bu durumlarda yarışı pek kaybetmiyor.
Hakem Cihan Aydın çok iyi bir maç yönetti. Beden dilini bilemem ama özgüveni ve yönetim biçimi yerli yerindeydi. Karşılıklı birer sarı kartı (Alanya’da Ahmed Hasan, GS’de Aurier) atlaması ve bir iki faul kararı haricinde çok iyiydi. Hakem şansının da yanında olduğunu söylemek gerek. Alanya’da temiz bir müsabaka vardı.
Haftanın Maçı
Ankaragücü-Gaziantep (3-1)
Haftanın Güzel Maçı
Alanya-GS (0-4)
Rize-Antalya (3-0)
Haftanın Heyecanlı Maçı
Pendik-Başakşehir (2-3)
Haftanın Takımı
Galatasaray
İstanbul
Rize
Haftanın Futbolcusu
Barış Alper Yılmaz (GS)
Haftanın performansı
Efkan Bekiroğlu (Ankaragücü), Pelkas (Başakşehir), Shelvey (Rize)
Haftanın Performansları
Zeqiri, Varesanovic (Rize), Vefa Temel (İstanbul), Figueiredo (Başakşehir), Ziyech, Nelsson (GS)
Haftanın Golü
Ziyech (GS)
Güzel Goller
Figueiredo (Başakşehir, 1. gol), Vefa Temel (İstanbul), Barış Alper Yılmaz (2 golü de)
Haftanın Asisti
Morutan (Ankaragücü, Efkan Bekiroğlu’na)
Pelkas (Başakşehir, her iki asist)
Haftanın Pozisyonu
Eysseric (Karagümrük, penaltıya giderken aldatmadan sarı kart)
Efecan Karaca (Alanya, hakem kartı atladı ama o da penaltı almak istedi)
Haftanın Hakemi
Cihan Aydın (Alanya-GS)
Haftanın iyi hakemleri
Ali Şansalan (Ankaragücü-Gaziantep)
Ümit Öztürk (Trabzon-Sivas)
Haftanın Talihsizi
Mertens (Bile göre attığı şutun direkten dönmesi)
Haftanın Talihlisi
-
Haftanın Söylemi
İsmail Kartal (FB teknik direktörü): Futbolun kalbini biliyorum.
Samet Aybaba (BJK’li futbolculara): 6 antrenör değiştirdiniz. Helal olsun!
MOR KART
GÖZE TAKILANLAR
* Ertelenmesi istenen, ertelenmeyen maçlar, lige verilen uzun aralar taraftarın da keyfini kaçırıyor doğrusu…
* Okan Buruk’un maç sonu açıklamasında oyunu ve takımını değerlendirmesi, rakip takım ve hocasını saygıyla övmesi ve hakem değerlendirmeleri kayda değerdi. Hocanın, “İyi oyunculara ve iyi insanlara sahibiz” cümlesi dikkat çekiciydi. Gerçekten Okan Buruk ve oyuncularının mutluluğu ve güler yüzleri (2 yıldır) başarının önemli unsurlarından bir olsa gerek.
* Psikolojik üstünlük… İsmail Kartal ile gündeme gelmişti fakat biraz erkendi sanki. Ama artık ligin son düzlüğünde göze çarpıyor. GS, FB maçına kadar bir maçını kaybetse bile kalan maçlarını kazandığında şampiyon olacak. FB’nin ise GS maçına kadar puan kaybetmesi yarışı kaybetmesi anlamına gelebilir. GS’de bunun rahatlığı, FB’de ise gerginliği görünüyor.