Tarih: 21.04.2016 15:38

Nisan Ayı Kültür Sanat Etkinlikleri Devam Ediyor

Facebook Twitter Linked-in

Büyükşehir Belediyesi Nisan Kültür Sanat Etkinlikleri kapsamında ?Osmanlı Siyasi Düşüncesinde Tasavvufun Rolü? konulu panel AKM?de gerçekleştirildi.
Sakarya Büyükşehir Belediyesi Nisan Kültür Sanat Etkinlikleri ?Osmanlı Siyasi Düşüncesinde Tasavvufun Rolü? konulu panel ile devam etti. AKM?de Osmanlı siyasi düşüncesi ile tasavvuf arasındaki ilişkinin incelendiği programa Doç. Dr. Semih Ceyhan, Doç. Dr. Haşim Şahin ve Yrd. Doç. Dr. Özkan Öztürk konuşmacı olarak katıldı.
'TASAVVUF GÖNLE HİTAP EDER'
Programın açılış konuşmasını yapan Doç. Dr. Haşim Şahin, ?Tasavvuf dediğimiz olay doğrudan doğruya gönüle hitap eden bir olaydır. İnsanın mistik boyutunu, ifade boyutunu ve ahlaki boyutunu geliştiren bir düşüncedir. Bu yönüyle baktığımız zaman şeyhlerin çok geniş halk kitleleri üzerinde etkili olduğunu görürüz. İktidar için kontrol edildiği zaman çok güçlü bir destek anlamını taşır. Kontrol edilmediğinde ise ciddi bir tehdit anlamına gelebilmektedir. Bu sebeple iktidar mensuplarının şeyhlerle yakınlık kurduğunu söyleyebiliriz? diye konuştu.
'SİYASETİN EN ÖNEMLİ İLKESİ ADALET'
Programın devamında konuşan Doç. Dr. Semih Ceyhan, ?Tasavvuf ve siyaset gaye olarak aynı şeye işaret etmektedir. İnsana ve topluma terbiye vermek, ehlileştirmek, onları itidale kavuşturmak, sınırlarını belirleyebilmek gibi gayelerdir. Bunlar olduğu zaman insan ebedi saadete ulaşmış olmaktadır. Siyasetin en önemli ilkesi adaletin ikame kılınmasıdır. Aslında bu tasavvuf içinde geçerli olan bir durumdur. İnsanda ve toplumda adaletin sağlanması olarak söyleyebiliriz. Toplum erdemli ve adil olduğunda doğal olarak onun reisi de adil ve erdemli olur. Aynı durum tersi içinde geçerlidir? dedi.
'SİYASETİN İLKESİ İLAHİ İSİMLER'
Programın kapanış konuşmasını yapan Yrd. Doç. Dr. Özkan Öztürk, ?Öncelikle Sufilerin siyasetle ne ilgileri olabilir ki diye bir düşüncem vardı. İslam ve siyaset kavramlarını bir arada düşündüğümde öncelikli olarak bizim siyasetle ilgili geleneklerimizin oluştuğunu gördüm. Bunlardan birincisi fıkıh geleneği üzerinden inşa edilen siyaset. İkincisi ise kelam kitaplarındaki imamlarda bulunması gereken şartlar. Bu da geriye doğru keşfedilmesi gereken bir gelenek. Sufiliğe geldiğimiz zaman siyasetle ilgili çok önemli bir geleneğin olduğunu görmekteyiz. Bunun İbn-i Arabî?yle başladığını ve Bursevi ile sona erdiğini görüyoruz. Sufiler siyasetin ilkenin ilahi isimler olduğunu söylerler? ifadelerini kullandı.


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —