Tarih: 21.04.2016 21:18

Obama, ABD-KİK zirvesi için Riyad'da

Facebook Twitter Linked-in

RİYAD (AA) - ABD Başkanı Barack Obama, ABD'nin Körfez ülkeleriyle aralarında on yıllara dayanan tutarlı ilişkiler olduğunu, söz konusu geriliminin de 'abartıldığını' söyledi.

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyesi ülkelerin liderleriyle gerçekleştirdiği ABD-KİK Ortak Zirvesi'nin ardından Obama, Körfez başkentleriyle gerginlik, Irak, Suriye'deki durum ve İran ile ilgili anlaşma hakkında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

ABD Başkanı Obama, Suriye'de saldırıların durdurulmasından yararlanan rejimin saldırılarına devam ederek avantaj elde etmeye çalıştığını belirterek, siyasi çözümde ısrarcı olduğunu yineledi.

Obama, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı son görüşmede, 'Bizim ılımlı muhaliflere saldırıların durdurulması anlaşmasına uyma çağrısı yaptığımız gibi Rusya'nın da rejimi sorumlu davranmaya itmesi gerekiyor' mesajını ilettiğini hatırlattı.

KİK liderleri ile mevcut ateşkesin çökmesi halinde önlerindeki seçenekleri tartıştıklarını belirten Obama, 'Hiçbir seçenek iyi değil. Benim ısrarla görüşüm Suriye'nin içinde çözümün siyasi olması yönünde. Tüm dış aktörler, Suriye'nin içindekiler de aynı şekilde bu fikre bağlı olmalı. Bu kesinlikle Suriye halkının da isteği. Siyasi çözümü içermeyen herhangi bir B planı esasen yıllar sürecek daha fazla çatışma anlamına geliyor. Kim galip gelirse, mahvolmuş bir ülkenin başına gelecek. O zaman yeniden inşası yıllar sürecek. Böylece, savaşı ne kadar çabuk siyasi bir çözümle sonlandırabilirsek, diğerinden daha iyidir' dedi.

- 'İlişkilerde ifade edilen gerginlik abartıldı'

Atlantic dergisinde yayımlanan makalede kendisinin, Arap müttefikleri için 'bedavacılar' tabirini kullanmasının ardından ilişkileri düzeltmeyi başarıp başaramadığı sorusu üzerine Obama, 'Bence ilişkilerde ifade edilen gerginlik abartıldı. ABD ve KİK ülkeleri arasındaki işbirliği, sayısız yönetim ve on yıllara dayanan tutarlı ilişkilerdir' yanıtını verdi.

Körfez ülkelerinin desteği olmadan ABD'nin İran ile vardığı nükleer anlaşmanın imzalanamayacağına değinen Obama, şöyle devam etti:

'Şu kesinlikle doğrudur ki İran ile müzakerelere girdiğimizde, anlaşmayı sağlamanın cazibesiyle İran'ın istikrar bozucu faaliyetlerine göz yumacağımıza ilişkin endişeler vardı. İran'ın anlaşmada yapması gerektiğini yapmasının dışında, İran'ın nükleer tehditi azalmasının yanı sıra, örnek olarak İran'ın Yemen'deki Husi milislerini silahlandırmasının ortadan kaldırılmasında KİK ile işbirliğimizi görüyoruz. Bu bence bir güven sağladı.'

Obama, bugün olduğu gibi bölgenin çok farklı sorun ve zorluklarla mücadele ettiği zaman 'Çok fazla hareket yaşanıyorsa, yanlış anlaşılmalar artacaktır' değerlendirmesinde bulundu.

KİK bölgesinin ulusal güvenlik tehditi olarak algıladığı İran ile imzalanan nükleer anlaşmayı ise Obama, şu sözlerle savundu:

'İran içindeki daha mantıklı sesleri belirleyebilecek şekilde diyaloğa girebilmeli ve bölgede çapında vekalet savaşlarının artmaması için bölgedeki ülkelerle müzakere edebilmeliyiz. Bence bu görüş KİK içinde görüşlerle pek uymuyor çünkü bir yerde İran'ın tahrikleri nedeniyle epeyce birikmiş bir güvensizlik var. İnsanlar tedbirli ve kimse İran'ın başka ülkelerdeki sicili hakkında toy değil. Bizler de aynı şekilde naif değiliz. Bizler de Soğuk Savaş'ın en çetin zamanlarında demokrat ve cumhuriyetçi başkanlar Sovyetler Birliği ile müzakere ettik. İran ile bizi 'Büyük Şeytan' diye isimlendirmelerine rağmen, nükleer stoklarını azaltacak bir anlaşma imzalamayı başardık. Bu bir zayıflık değil güç göstergesi.'

İnsan hakları konusunda uluslararası hak örgütleri tarafından yoğunca eleştiri alan Körfez ülkelerine 'mezhepçilik' uyarısı yapan Obama, 'Refah ve istikrarı, ülkelerin vatandaşlarına adil davranmasıyla ile ilişkili. Mezhepçilik, refah ve istikrarın düşmanı. İnsanlar eğer ki kendilerini bir ülkenin vatandaşı olarak değil, İslam'ın bir dalının üyesi olarak görüyorlarsa, bu ülkelerin çökmesi için bir formüldür' ifadelerini kullandı.

- 'İran yönetiminin Bağdat'a nüfuzu hakkında endişeler var'

Irak'taki durumu da değerlendiren Obama, Irak'ın DAEŞ açısından önem taşıdığı bir dönemde İran yönetiminin, Bağdat'a nüfuzu hakkında anlaşılabilir endişeler bulunduğunun altını çizdi.

Irak Başbakanı Haydar el İbadi'nin Bağdat'taki hükümetinin istikrarı yönündeki önemli endişelerin farkında olduğunu belirten Obama, bunun kendileri için Irak'tan çekilme değil daha fazla dahil olma nedeni olduğunu vurguladı.

Irak'ın istikrarına katkı yapmadan önce hükümetteki mevcut kargaşanın sonlanması gerektiğini söyleyen Obama, şunları kaydetti:

'İbadi bizim için iyi bir ortak oldu. İlginç bir şekilde şu an Bağdat'taki zorluklar, normal biçimde Kürt, Sünni, Şii ayrımından kaynaklanmıyor. Şii güç odakları arasında önemli ölçüde ihtilaf ve tartışma var. Sonunda bu kararları almak bizim, İranlıların, KİK ülkelerinin değil, Irak halkının işi. DAEŞ ile mücadele ettikleri, Musul'un örgütün kontrolünde olduğu, düşük petrol fiyatları nedeniyle bütçelerinin açık verdiği, tamir edilmesi gereken bir barajın bulunduğu zamanda, önlerinde çok şey var. Uzun vadede düşünmeli ve ülkenin iyiliğine göre hareket etmeliler.'




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —