WASHINGTON (AA) - Washington'da düzenlenen 'Demokratikleşme, Otoriteryanizm ve Radikalleşme' başlıklı uluslararası konferansa katılan konuşmacılar, radikalleşme ve terör dalgasının önüne geçebilmenin en sağlıklı yolunun daha fazla demokrasi olduğu görüşünde birleşti.
ABD'nin başkenti Washington'da İslam ve Demokrasi Çalışmaları Merkezi (CSID) tarafından düzenlenen konferansa, İslam dünyasının sorunlarını tartışmak için ülke içinden ve dışından çok sayıda davetli katıldı.
ABD Kongresi'ndeki ilk Müslüman milletvekili Minnesota Senatörü Demokrat Keith Ellison, yaptığı konuşmada, bugünlerde demokrasiyi savunmanın daha önemli hale geldiğini anlatan Ellison, İslami değerler ile demokratik değerlerin birbiriyle en geniş şekilde uyumlu olduğuna işaret etti.
- 'İslam ile demokrasinin birbirleriyle uyumlu olmadığı yaklaşımı yanlış'
ABD'de İslam ile demokrasinin birbirleriyle uyumlu olmadığı yönünde yanlış bir yaklaşımın olduğunu ve bununla her anlamda mücadele etmek gerektiğini ifade eden Ellison, son dönemde Amerikan siyasetinde daha belirgin hale gelen İslamofobik söyleme de dikkat çekti.
Tunus'un, Arap Baharı'nın ilk ışığını yakan ve başarılı bir demokratik geçiş örneği veren ülke olduğuna işaret eden Ellison, Tunus'taki ekonomik zorluklara yakından bakılması gerektiğini dile getirdi. Arap ülkelerinde gençlerin işsizlik ve ekonomik zorluklar karşısında radikal unsurlara eğimli hale gelebildiklerine vurgu yapan Demokrat senatör, ABD'nin Tunus'a ekonomik olarak daha fazla yardım etmesi gerektiğini savundu.
'Tunus, bölgedeki demokrasi yolculuğunun umududur.' şeklinde konuşan Ellison, insanların içinde hala demokrasi ateşinin yanmaya devam ettiğini ifade etti.
Konferansa katılmak için Tunus'tan gelen ve öğlen oturumunda bir konuşma yapan Tunus Meclis Başkan Yardımcısı Abdulfettah Moro ise İslam-demokrasi ilişkisi üzerine AA muhabirinin sorularını cevapladı.
Toplantının sadece Arap dünyası ve Ortadoğu için değil ABD için de çok önemli olduğuna işaret eden Moro, Arap dünyasındaki demokrasi mücadelesinin bugünlerde daha da önemli hale geldiğine dikkati çekti.
- 'Tunus'taki reform ekolünün geçmişi iki asır öncesine dayanıyor'
Arap Baharı'nın tek başarılı örneği olarak yoluna devam eden Tunus'un bu başarısının altında yatan gerekçelerin sorulması üzerine Moro, 'Tunus?taki reform ekolünün geçmişi iki asır öncesine dayanıyor. Bu ekol Tunus?ta başarılı reformların yapılmasına vesile olmuştur ve demokratik bir kültürün ortaya çıkmasına yardım etmiştir.' dedi.
Moro, demokrasinin dini çerçeveye oturan bir anlamının olduğunu düşündüğünü anlatarak, 'Bu, insanların bir araya gelerek sorunlarına çözüm aradıkları bir yönetim biçimidir,' yorumunu yaptı.
'Demokrasi İslam?a zarar vermez; bilakis demokratik yönetimde Müslümanlar konuşup, tartışarak sorunlarına çözüm üretebilirler.' diyen Moro, demokraside toplumsal katmanlar arasındaki iletişimle daha iyi bir mutabakatın ortaya çıkmasının öncelendiğini dile getirdi.
Türkiye ile Tunus arasındaki ilişkilerin her geçen gün geliştiğini ve bundan memnuniyet duyduklarını da vurgulayan Moro, Türkiye?de son dönemde meydana gelen terör saldırılarını da kınadı.
- 'Batılı ülkeler Arap dünyasındaki demokratik unsurları yeterince desteklemiyor'
Demokratikleşme ile radikalleşme arasındaki ilişkinin tartışıldığı ilk bölümde Teksas A&M Üniversitesi'nden Seher Aziz, dünyanın birçok bölgesinde 'radikal İslam' ile kodlanan terör faaliyetlerinin, özünde dini değil politik sebeplerle beslendiğine vurgu yaptı. Aziz, 'Şiddet içermeyen siyasal İslam ile DAEŞ gibi örgütleri aynı kefeye koymamak gerekir' dedi.
Aynı oturumda konuşan Denver Üniversitesi'nden Nadir Haşimi de 'ne kadar çok demokrasi, o kadar az şiddet' tezinin doğru olduğuna vurgu yaptı. Öncelikle Batılı ülkelerin Ortadoğu'daki demokratik siyasal unsurların arkasında durması gerektiğine dikkati çeken ve Mısır örneğini veren Haşimi, 'Batılı ülkeler Arap dünyasındaki demokratik unsurları yeterince desteklemiyor' şeklinde konuştu.
Washington'da 1999 yılında kurulan İslam ve Demokrasi Çalışmaları Merkezi, özelde Tunus, genelde ise Arap dünyasında demokratikleşme ile ilgili uluslararası çalışmalar yapan bağımsız bir düşünce kuruluşu olarak faaliyet gösteriyor.