Başbakan Davutoğlu: (1)

Başbakan Davutoğlu: (1)

'Saldırılar esnasında sınırlarımıza da yönelik tacizler oldu. Yani angajman kurallarını işletmemiz gereken bir durum ortaya çıktı ve daha önce aldığımız kararlar mucibince gerek Türkiye'ye dönük mülteci akınına izin vermemek ve m

ERZİNCAN (AA) - Başbakan Ahmet Davutoğlu, 'Saldırılar esnasında sınırlarımıza da yönelik tacizler oldu. Yani angajman kurallarını işletmemiz gereken bir durum ortaya çıktı ve daha önce aldığımız kararlar mucibince gerek Türkiye'ye dönük mülteci akınına izin vermemek ve mültecilerin güvenli bir şekilde bulundukları yerde kalmalarını temin etmek, gerekse açık bir şekilde PKK uzantısı olan bu güçlerin Suriye'de kendi alanlarını oluşturma çabalarının oluşturduğu tehdit karşısında evet bugün angajman kuralları çerçevesinde Azzaz ve civarındaki tehdit oluşturan güçlere karşı mukabelede bulunulmuştur' dedi.

Erzincan'daki temaslarını tamamlayan Başbakan Davutoğlu, Ankara'ya hareketinden önce Erzincan Havaalanı'nda açıklamalarda bulundu.

Erzincan'ı, düşman işgalinden kurtuluşunun 98. yıl dönümü vesilesiyle ziyaret ettiğini belirten Davutoğlu, 'Erzincan birçok açıdan çok sembolik bir şehrimizdir. Hem tarihi mirasımız itibarıyla hem de son dönemlerde özellikle 1 Kasım'da iki milletvekilinin ikisini de AK Parti'ye vermiş olması dolayısıyla, teşekkürü her açıdan hak eden ve teşekkür ziyaretlerimizin en öncesine almayı istediğimiz bir ildi' diye konuştu.

Kahramanmaraş'a giderek teşekkür ziyareti ve kurtuluş yıl dönümü etkinliklerine de katılacağını ancak 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün kayınpederinin vefatından dolayı dün bu ziyareti gerçekleştiremediğini ifade eden Davutoğlu, Kahramanmaraş'ın kurtuluş yıl dönümünü kutladığını bildirdi.

Erzincan'da AK Parti İl Danışma Meclisi toplantısı yaptıklarını anımsatan Başbakan Davutoğlu, Erzincan'ın Üzümlü ilçesinde vatandaşlarla buluştuğunu ve Ahıska Türkleri ile bir araya geldiğini kaydetti.

Başbakan Davutoğlu, Güneydoğu Anadolu bölgesinde bölücü terör örgütüne yönelik süren operasyonlar sırasında kaybettiğimiz şehitlerin ailelerini ve cemevini ziyaret ederek orada da Alevi vatandaşlarla bir araya geldiğini anlattı.

- 'Angajman kurallarını işletmemiz gereken bir durum ortaya çıktı'

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Başbakan Davutoğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye'nin kuzeyindeki Azzaz bölgesinde PYD noktalarını vurduğu yönündeki iddialara yönelik değerlendirmesinin sorulması üzerine, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'la bugün iki defa görüştüğünü belirtti.

Orgeneral Akar'la haftalık olağan görüşmelerinde Suriye sınırındaki gelişmeleri birlikte ele aldıklarını ifade eden Davutoğlu, Bakanlar Kurulunda da konunun değerlendirildiğini bildirdi.

Davutoğlu, 'Suriye bağlamındaki gelişmeler hem büyük bir insanlık trajedisine yol açıyor hem de ulusal güvenliğimizi doğrudan tehdit edecek hale dönüşmüş durumda. Özellikle Rusya'nın yabancı bir güç olarak neredeyse fiili bir işgal gücü olarak Suriye'nin bütün şehirlerini ve DEAŞ dışında kalan bütün muhalif grupları bombalamasından Bayırbucak'ta Türkmenlere, Halep'te Kürtlere, Araplara, Türkmenlere ve Mare-Cerablus hattında neredeyse DAEŞ'e yardım edecek şekilde muhalif unsurlara yönelik yaptığı hava operasyonları çerçevesinde maalesef geçtiğimiz hafta Türkiye ile Halep arasındaki insani koridor, insani yardım koridoru kapatıldı' diye konuştu.

'Halep şu anda aynen dün kurtardığımız Kahramanmaraş ve bugün Erzincan'da olduğu gibi fiili bir kuşatma ve işgal tehdidi altındadır' ifadesini kullanan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Oraya ulaşma kapıları kapandıkça da koridorları binlerce, on binlere Suriyeli kardeşimiz Türkiye'ye doğru tam bir mülteci, yani canlarını kurtarmak için bir mülteci akınına dönüşen bir hareket içinde. Zaten PYD'yi kullanan güçlerin, piyon olarak kullanan güçlerin ifade edeyim, hedefleri de çok yoğun bir mülteci akınına sebep vermek, Kuzey Suriye'de demografiyi, etnik demografiyi, yapıyı değiştirecek şekilde binlerce, yüz binlerce insanın oradan sürülmesini sağlamak, Halep'in kompozisyonunu değiştirmek ve Halep'te sadece rejim güçlerinin ve bu güçlerin piyonu olan örgütlerin olduğu bir yapı oluşturmak. Artık bunun şek ve şüphe götürür tarafı kalmamıştır.'

Türkiye'nin bu sebeplerle sınırındaki bütün gelişmeleri yakından takip ettiğini vurgulayan Davutoğlu, şunları söyledi:

'Bundan bir kaç gün önce Halep Türkiye koridorunun kesilmesinin yanında iki gün önce gece Azzaz'a dönük olarak yani Türkiye'nin çok yakınında, sınıra çok yakın olan ve yüz bin kişinin yaşadığı Azzaz'a dönük olarak da hem Rus hava kuvvetleri bombardımana geçtiler hem de Afrin'den hareket eden PYD, YPG güçleri de Azzaz'a dönük bir saldırı başlattılar ve bildiğiniz gibi Minnak Havaalanı'nı, kullanılmayan eski bir havalanını da ele geçirdiler. Dün ve bugün aynı iş birlikçi güçler Suriye rejiminin uzantısı olan bu terör örgütü, Rusya'nın sivil halkı bombalamasıyla iş birliği yapan bu terör örgütü Azzaz'a dönük bir saldırıda bulundu. Bizim bu konulardaki tutumumuz açıktır ayrıca bu saldırılar esnasında sınırlarımıza da yönelik tacizler oldu. Yani angajman kurallarını işletmemiz gereken bir durum ortaya çıktı ve daha önce aldığımız kararlar mucibince gerek Türkiye'ye dönük mülteci akınına izin vermemek ve mültecilerin güvenli bir şekilde bulundukları yerde kalmalarını temin etmek, gerekse açık bir şekilde PKK uzantısı olan bu güçlerin Suriye'de kendi alanlarını oluşturma çabalarının oluşturduğu tehdit karşısında evet bugün angajman kuralları çerçevesinde Azzaz ve civarındaki tehdit oluşturan güçlere karşı mukabelede bulunulmuştur.'

Türkiye'nin mukabelesinin angajman kuralları çerçevesinde atılan bir adım olduğunu anlatan Başbakan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Bütün taraflara çok net bir şekilde Türkiye sınırına düşen tek bir havan mermisinin dahi misliyle mukabele göreceğini söyledik. Yine herkesi mülteci akınlarına yol açacak şekilde, insani trajediye yol açacak şekilde saldırıda bulunulmaması yönünde uyarıda da bulunduk. Sayın Merkel buraya geldiğinde Türkiye ve Almanya'nın ortak görüşü olarak, Hollanda'da da Avrupa Birliği dönem Başkanı'yla konuştuğumuzda bu yapılan saldırıların, son dönemde Halep'e yönelik saldırıların hedefinde Türkiye'nin olduğunu, Türkiye üzerinden de Avrupa'nın olduğu konusunda da müttefikiz. Bu yolla yüz binlerce daha insanın evinden, yurdundan edilmesi için hava bombardımanı yapanlara 'dur' diyemeyen uluslararası toplum bugün Suriye'de maalesef bu suçun ortağı durumuna düşmüşlerdir. Türkiye, bir kez daha ifade ediyorum, kendi sınırlarını korumak için sınırları üzerinde Türkiye'ye doğru yönelen mülteci akınlarını, mültecileri korumak için ve Suriye'nin tek umudu halinde bulunan ve terör örgütleriyle de rejimle de tek iş birliği yapmamış olan ılımlı muhalif unsurların varlıklarının muhafaza edilmesi ve etnik bir kıyım yapılmaması için alınması gereken tedbirleri almaya kararlıdır.'

Davutoğlu, 'Biraz önce de bu çerçevedeki gelişmeler bağlamında Amerika Birleşik Devletleri Başkan Yardımcısı Sayın Joe Biden görüşme talebinde bulundu. İçeride kendisiyle de bir görüşme yaptık ve kendisine de bu hususları açık bir şekilde ifade ettim. Kendisinin, İstanbul ziyareti esnasında mutabık kaldığımız hususları da hatırlatarak, Türkiye için YPG ve PYD, PKK'nın uzantısı olmak itibarıyla bize dönük açık ve net bir tehdittir, buna karşı her türlü tedbiri alırız, bir. İki, Halep'ten yönelen mülteci hareketlerini zorlayacak şekilde rejimin, bazı yabancı milislerin ve YPG unsurlarının yapacağı her hamle karşısında gerekli tedbirleri alırız ve Türkiye'nin sınır boylarında DEAŞ'ın da rejimin de YPG unsurlarının da olmadığı Türkiye'nin güvenliğinin sağlandığı bir ortamın temin edilmesi için de her türlü tedbiri alırız, bunları da kendilerine ifade ettim' diye konuştu.

- 'Artık uluslararası toplumun bir ses vermesi gerektiğini düşünüyoruz'

Türkiye'nin tutumunun ilkesel bir tutum olduğunu ifade eden Başbakan Ahmet Davutoğlu, şunları kaydetti:

'2 milyon 600 bin kardeşimizi ağırlıyoruz, daha fazlası gelirse bağrımız açık ama birilerinin sırf Türkiye'yi ve Avrupa'yı rahatsız etmek için böylesine bir mülteci göçüne sebebiyet vermek adına binlerce, onbinlerce insanı hava bombardımanına tabi tutması karşısında da artık uluslararası toplumun bir ses vermesi gerektiğini düşünüyoruz.'

(Sürecek)