ANKARA (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba başkanlığında 14-15 Nisan'da Diyarbakır'da incelemelerde bulunan heyet, izlenim ve incelemelerini raporlaştırarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na sundu.
Raporda, acele kamulaştırma kararının ardından bölgedeki halkın endişeli olduğu tespiti paylaşılarak, 'Sur, şu anda büyük bir belirsizlik içindedir ve bu durum bir an önce son bulmalıdır. Okula gidemeyen çocuklarla ilgili çalışma acilen başlatılmalıdır. Bölge halkı geçmişini ve anılarını kaybetme endişesi içindedir. Bu konuda bir an önce insan odaklı bir çalışma yapılmalıdır.' ifadelerine yer verildi.
CHP'den yapılan açıklamaya göre, Genel Başkan Yardımcısı Ağbaba ile birlikte, Ankara milletvekilleri Murat Emir, Necati Yılmaz, İstanbul milletvekilleri Gülay Yedekci, Didem Engin ve Yüksek Disiplin Kurulu üyesi Saniye Barut?tan oluşan CHP Heyeti,14-15 Nisan tarihlerinde Diyarbakır'da yaptığı ziyaretler ve incelemelere ilişkin raporu, kamulaştırma öncesi ve sonrasına dair haritalarla birlikte Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na sundu.Heyetin 'Diyarbakır Raporu'nu, devlet kurumları, odalar, STK'lar ve bölge halkıyla görüşerek hazırladığı belirtilen raporda, Sur için çıkarılan acele kamulaştırma kararı nedeniyle yöre halkının mülkiyet haklarının zarar göreceği ve evlerinin ellerinden alınacağı endişesi yaşadığı aktarıldı.
Raporda, söz konusu süre zarfında Diyarbakır Valiliği, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, İnsan Hakları Derneği, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası, Diyarbakır İşadamları Derneği, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası, MAZLUMDER, İnsan Hakları Derneği ve askeri hastanenin ziyaret edildiği ifade edilerek Bakanlar Kurulu?nca 21 Mart 2016'da Diyarbakır ili Sur İlçesi?nde bulunan 16 mahalle ve Yenişehir İlçesi?nde bulunan 2 mahalle olmak üzere toplam 18 mahallede kamulaştırma kararı verildiği anımsatıldı.
Raporda, 'Hükümet tarafından alınan kamulaştırma kararının, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu?na mülkiyet hakkını koruma altına alan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası?na ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi?ne aykırılık teşkil ettiğine inanılmaktadır.' görüşüne yer verildi.
Diyarbakır ve Sur?da, vatandaşın konut ve barınma ihtiyacı, eğitim ve sağlık hizmetlerinin tam olarak verilememesi, ticarethanelerin ve tarihi dokunun zarar görmesi, bölgede hijyenin sağlanamaması, sosyal yaşam alanları ve ibadethanelerin ortadan kalkması, binaların ve altyapının hasara uğratılması gibi sorunların öne çıktığı vurgulandı.
Raporun sonuç bölümünde şu ifadelere yer verildi:
'Bölgenin tarihsel anlamda taşıdığı kültürel iklim dikkate alındığında, kamulaştırma sonrasında da tüm kültürlerin kendi varlığını ve yaşanmışlığını hissettirmesi gerekmektedir. Bunun yapılması tarihe borcumuzdur. Bölgenin tarihsel kültür mozaiği yapısı korunmalı, tek tipleştirmeye gidilmemelidir. Acele kamulaştırmanın ve öngörülen imar planlaması ile kent tasarımının bir ihtiyaçtan ve zorunluluktan kaynaklandığı göz ardı edilmeden bu çekinceler de unutulmamalıdır. Yola çıkılan ihtiyacın karşılanmasından uzaklaşılmamalı, rant kaygısı projeye hiçbir biçimde bulaştırılmamalıdır.
Sur, şu anda büyük bir belirsizlik içindedir ve bu durum bir an önce son bulmalıdır. Okula gidemeyen çocuklarla ilgili çalışma acilen başlatılmalıdır. Bölge halkı geçmişini ve anılarını kaybetme endişesi içindedir. Bu konuda bir an önce insan odaklı bir çalışma yapılmalıdır.
Yaşanan sorunlara çözüm bekleyen halk, ciddi bir geçim sıkıntısı içindedir. Küçük esnaf, tüccar ve sanayici ekonomik anlamda kötü durumdadır. İnsanlar evlerine ekmek götürme sıkıntısı içindedir. Yaşananlardan dolayı halkta psikolojik bir travma hali söz konusudur.'
- 'Herkes kaygılı'
'Sur için çıkarılan acele kamulaştırma kararı nedeniyle herkes kaygılıdır. Yöre halkı mülkiyet haklarının zarar göreceği, evlerinin ellerinden alınacağı endişesini yaşamaktadır' denilen raporda, şunlar kaydedildi:
'Çatışmalar nedeniyle kentin kendine özgü kimliğini yansıtan tarihi ve kültürel doku büyük oranda zarar görmüştür.
Diyarbakır, Selçuklu mimarisinin etkili olduğu dokuz ayrı medeniyetin izlerini taşıyan bir kentimizdir. Kentin kültürüne ve geçmişine saygılı olunmalı ve bu konuda adım atılırken sivil toplum kuruluşları, meslek odaları ve halkın görüşleri alınmalıdır.
Bu çalışmaların sürekliliği, özellikle de bu çalışmalarda milletvekillerinin de bulunması önemli olmaktadır.'