Başlıca sebepleri arasında sigara ve sağlıksız beslenmenin yer aldığı yemek borusu yani özefagus kanserinin görülme sıklığının her geçen gün arttığı bildirildi. Mide ağrısı, yutma güçlüğü, üst karın bölgesinde yanma gibi belirtilerle hızla kilo vermeye neden olan hastalığın, kadınlara oranla erkeklerde 4 kat fazla görüldüğü kaydedildi.
Memorial Sağlık Grubu Antalya Genel Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alihan Gürkan, yemek borusunun, ağız ve mide arasında yer alan 30-40 santimetre civarında tüp biçiminde olduğunu hatırlattı. Prof. Dr. Gürkan, 'Yemek borusu kanserinin çeşitliliği açısından önemi, yemek borusunun içini kaplayan epitel hücresinin yukarıda ve aşağıda farklı olmasıdır. Bu nedenle yemek borusu kanserinin temelde iki tipi vardır. Üst kısımda yassı hücrelerden kaynaklanan tümörler, alt kısımda ise salgı yapan tümörler etkilidir. Yemek borusu kanserinin görülme sıklığı son yıllarda bazı ülkelerde artış gösterirken, bazı bölgelerde de azalmaya başlamıştır. Uzakdoğu, Çin, Japonya ve Güney Afrika?da görülme sıklığı 100 binde 60 olan hastalık; Amerika ve İngiltere gibi ülkelerde ise 100 binde 20 oranında görülmektedir. Bu bölgesel farklılıklarda çevresel faktörlerin ve beslenme alışkanlıklarının etkisi büyüktür' dedi.
'SES KISIKLIĞI VE ÖKSÜRÜKLE DE GÖRÜLEBİLİYOR'
Yemek borusunun, göğüs kafesinde derinde yerleştiği için hastalığa erken evrede tanı koyulamadığının altını çizen Prof.Dr. Gürkan, hastalığın belirtileri arasında, kilo kaybı ve yutulan gıdaların yemek borusundan geçerken takılması şeklinde bir yutma güçlüğü olduğunu söyledi. Prof. Dr. Gürkan açıklamasına şöyle devam etti:
'Başlangıçta daha çok katı gıdalar yutulamazken, zaman içerisinde hasta su bile içemez hale gelmektedir. Hastaların yarısından fazlasında ağrılı yutma görülmektedir. Kusma veya yutulan gıdaların ağza geri gelmesi, üst karın bölgesinde yanma hissi, tükürük salgısının artması, ses kısıklığı ve öksürük diğer belirtiler arasında yer almaktadır. Tanı konulması zor bir hastalık olduğu için, tespit edilemeyen yemek borusu kanserlerinin ileri evrelerinde kanama ortaya çıkabilmektedir.'
Prof. Dr. Alihan Gürkan, yemek borusu kanserinin sık görüldüğü kişileri ise şu şekilde sıraladı: 'İleri yaşta, erkeklerde, fazla kilolu bireylerde, sigara içenlerde, kronik alkol tüketicilerinde, kronik reflü hastalığına bağlı barrett özafagusu gelişenlerde, taze meyve ve sebzeleri az tüketen kişilerde, yemek borusu hastalıklarından biri olan akalazyada, kaza veya intihar amacıyla toksik madde içenlerde, çok fazla acı veya sıcak yemek yiyenlerde, tütsülenmiş gıda ve et tüketimi fazla olanlarda.'
ERKEN EVREDE EN ETKİLİ YÖNTEM CERRAHİ
Yemek borusu kanserinin teşhisi için yemek borusunun ilaçlı film veya endoskopi ile incelenmesinin yeterli olduğu bilgisini paylaşan Prof. Dr. Alihan Gürkan, ancak hastalığın yayılımın derecesinin anlaşılmasında veya tedavi sonrası takibi için endoskopik ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi, MR ve PET gibi görüntüleme yöntemleri kullanıldığını ifade etti.
Prof. Dr. Gürkan sözlerini şöyle tamamladı: 'Hastalığın tedavisi yapılan doğru evreleme sayesinde belirlenmektedir. Erken evrede tespit edilen hastalığın tedavisinde en etkili yöntem, cerrahidir. Yemek borusu kanseri cerrahisi açık veya kapalı yöntemle yapılabilmektedir. Sadece karından yapılan veya hastalığın yaygınlığına göre karın ve göğüs boşluğunun beraber açıldığı yöntemler uygulanmaktadır. Hastalığın evresine göre kemoterapi önceden veya sonradan verilebilir. Ameliyat; hastanın bakımı ve rehabilitasyonunun en doğru şekilde sağlanması için, yoğun bakım ünitesi ve cerrahi ekibi bu konuda deneyimli olan merkezlerde yapılmalıdır.'