'Maalesef dünyada bir sorun çözme yeteneğini yitirmiş olan dünya sistemi var. Hiçbir sorunu çözemeyen bir BM ile karşı karşıyayız. Ukrayna, Yemen, Libya ve Suriye krizini çözemiyor. Hiçbir sorunu çözme yeteneği kalmamış olan dünya
KOCAELİ (AA) - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 'Maalesef dünyada bir sorun çözme yeteneğini yitirmiş olan dünya sistemi var. Hiçbir sorunu çözemeyen bir Birleşmiş Milletler (BM) ile karşı karşıyayız. Ukrayna, Yemen, Libya ve Suriye krizini çözemiyor. Hiçbir sorunu çözme yeteneği kalmamış olan dünya sistemi yeni çatışmaları da körüklüyor' dedi.
Kurtulmuş, AK Parti Kocaeli İl Başkanlığı'nın, Kocaeli Ticaret Odası (KTO) binasında bulunan bir restoranda düzenlediği, 'Yeni Türkiye'de Sivil Toplum Buluşmaları' konulu toplantıda yaptığı konuşmada, 1 Kasım seçimlerinden sonra Türkiye'nin, 7 Haziran tablosunu milletin oylarıyla Kocaeli'nde de Türkiye'nin her yerinde de milletin oylarıyla bu tabloyu ekonomi ve siyasi istikrar çerçevesinde tasfiye ederek, demokrasimizin yolunu açtığını söyledi.
Türkiye'nin önünde 4 koca uzun yıl olduğunu ifade eden Kurtulmuş, 'Bu 4 yıl içerisinde bir daha seçim telaşı yaşanmayacak. Bu iktidar, siyasi ve ekonomik istikrar çerçevesinde yoluna devam edecek. Milletin de 1 Kasım'daki beklentisi budur. Biz de bu milletin bu büyük emanetini yüklendiğimiz zaman hem sorumluluğumuzun hem de beklentimiz bu olduğunu biliyor ve yolumuza devam ediyoruz. Ama maalesef 1 Kasım öncesinden de başlayarak, Türkiye'nin bu istikrarlı yürüyüşünü hazmedemeyen iç ve dış güçlerin ülkemizin önüne zorluklar koymakta olduğunu hep beraber görüyoruz. Türkiye bu süre içerisinde son 13 yıldır devam eden ve bir kısmı da eksik kalmış olan reformlarını tamamlamak üzere hükümet programını hazırladı. Bu vaatlerimizin önemli bir kısmı uygulamaya konuldu' şeklinde konuştu.
- 'BM sadece temenni ediyor'
Türkiye ne zaman yükselse, ne zaman halkıyla bütünleşmiş iktidarlar eliyle çok güçlü ekonomik ve siyasi reform sürecine girse, birilerinin ülkenin önüne engeller koyduğuna ve çelmeler taktığına dikkati çeken Numan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
'Bunu geçmişte çok yaşadık. Aynı şeyler bu sefer bir uluslararası planının parçası olarak uygulamaya konuluyor. Maalesef son 5-6 yıllık süre içerisinde neredeyse bölgede 9-10 ülke yönetilemez vaziyete gelmiştir. Suriye'de iç savaş vekalet savaşı haline gelmiş. Arkasından şimdide de vekalet savaşlarının son perdesi olarak artık dünyanın bütün büyük orduları Suriye'yi bahane ederek Ortadoğu veya Doğu Akdeniz'e, Körfez'e gelmişlerdir. Kimi istiyorsanız, kimi arıyorsanız bu bölgede. Rus orduları burada, ABD orduları burada, Çin orduları, Avrupa orduları burada. Bölgesel diğer güçlerin orduları burada. Maalesef dünyada bir sorun çözme yeteneğini yitirmiş olan dünya sistemi var. Hiçbir sorunu çözemeyen bir BM ile karşı karşıyayız. Ukrayna, Yemen, Libya ve Suriye krizini çözemiyor. Hiçbir sorunu çözme yeteneği kalmamış olan dünya sistemi yeni çatışmaları da körüklüyor. BM, mülteciler meselesi söz konusu oluyor ve temennide bulunuyor. 'Böyle olmasını temenni ederiz' diyor. Suriye krizi diyorsun, otel lobilerinde toplantılar düzenleniyor. BM'nin çözüm persfektifi yok. BM temenni ediyor. Ama sahada olan gariban Ahmetlere, Mehmetlere, Haticelere, Ayşelere oluyor. Dünyanın bu bölgesinde oluk oluk Müslüman kanı akıyor. Dünyanın bu bölgesinde insanların arasına uzun yıllar boyunca kaldıramayacakları husumet tohumları konuluyor.'
- 'Türkiye siyasi ve iktisadi istikrarı ile yoluna devam ediyor'
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, 1990'larda Sovyetler Birliği ve batıyı ayıran Berlin Duvarı'nın yıkılmasıyla birlikte başlayan süreçte, önce Balkanlar'ın, arkasından Kafkaslar'ın, arkasından Ortadoğu'nun çok derin tartışmaların, çatışmaların içerisine girdiğini, bazı ülkelerin param parça olduğunu anımsatarak, 'Ortadoğu haritasında, 1. Dünya Savaşında oluşan Ortadoğu haritasından yeni birçok ülke ortaya çıktı. Pratik olarak Irak üçe bölündü, Suriye belki 33'e bölündü. Libya ikiye bölündü inşallah şimdi toparlanmaya çalışıyor. Bütün bölge ülkelerinde siyasi olarak yönetilememezlik sorunu söz konusudur. Bazı ülkelerde darbeler oldu. Mısır'da olduğu gibi halkın iradesinin önüne engeller konuldu. Allah'a çok şükür bu süre çerisinde Türkiye bu 1991'den sonra olan süre içerisinde ve özellikle 2002 sonrasından sürede siyasi ve iktisadi istikrarı ile yoluna devam etti' diye konuştu.
- 'Türkiye, çizmiş olduğu o dar kalıpları kırmaya başladı'
Bütün ülkelerde bölünme ve parçalanma yaşanırken ve derin sosyolojik fay hatları ortaya çıkarken, Türkiye'nin devletiyle bütünleşen bir millet iradesiyle çok hızlı bir şekilde yoluna devam ettiğine dikkati çeken Kurtulmuş, sözlerini şöyle tamamladı:
'İşte çekemedikleri bu. Nasıl oluyor da bu bölge yanıp tutuşurken, Türkiye güçlü bir siyasi iktidar vasıtasıyla ileriye doğru gidiyor. Nasıl oluyor da bütün ülkelerde halklar geniş anlamda yönetici etiklerden uzaklaşırken, Türkiye'de millet daha fazla yöneticileriyle iç içe geçiyor ve daha fazla kaynaşıyor. Nasıl oluyor da Türkiye'de onlarca yıldır tartıştığımız millet devlet kaynaşması ciddi bir şekilde sağlanıyor. Nasıl oluyor da elin oğlundan 3 kuruş almak için avuç açan Türkiye'den artık kimseye avuç açmayan bir Türkiye'ye geliyoruz. Nasıl oluyor da Türkiye milli harp sanayinin yapıyor. Nasıl oluyor da Türkiye 40 yıl devam eden bir terörden sonra yeniden insanların bir araya gelebileceği bir çözüm sürecini başarılı kılmak için çalışıyor. Bütün bunlar, bir reklamda söylendiği gibi, 'Bu Türkler de çok oluyor', Bu Türkiye de çok oldu. Son 13 yılda çok fazla oldu. Herkesin gözüne batmaya başladı. Herkesin çizmiş olduğu o dar kalıpları kırmaya başladı. Sen misin bunları yapan.'
'Türkiye 7 Temmuz'dan sonra bir taraftan DAEŞ terörü, bir taraftan PKK terörü, bir tarafta DHKP-C terörü ve diğer başka ülkelerin terörleriyle, başka terör örgütlerinin ortaya koyduğu işlerle karşı karşıya kaldı' diyen Numan Kurtulmuş, 'Nasıl olsa geçici bir hükmet diye 'bu teröre mağlup olurlar, bunun tarafından esir alınırlar' diye düşüldü ve nasıl yanıldıysalar. Hükümetimiz o zaman geçici bir hükümet olmasına rağmen, seçim hükümeti olmasına rağmen kararlılıkla üstüne gittiyse, cümle alem bilsin ki bu terör aygıtları kullanılamaz hale getirilinceye kadar terörle mücadelemiz devam edecektir'
(Sürecek)