TİKAD'dan 'Sevgi Yolu Kampanyası'

TİKAD

Başbakan Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu: 'Sevgi Yolu Kampanyası için maddi ve manevi desteklerimizi birleştirerek, terörden birinci derecede etkilenen bölgelerimizdeki kardeşlerimize 'yalnız değilsiniz' mesajını güçlü bir şekilde ilete

İSTANBUL (AA) - Başbakan Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu, TİKAD tarafından düzenlenen 'Sevgi Yolu Kampanyası' ile birlik ve beraberliğin bir kez daha ortaya konulacağını belirterek, 'Kampanya için maddi ve manevi desteklerimizi birleştirerek, terörden birinci derecede etkilenen bölgelerimizdeki kardeşlerimize 'yalnız değilsiniz' mesajını güçlü bir şekilde ileteceğiz.' dedi.

Türkiye İş Kadınları Derneğinin (TİKAD) 'Sevgi Yolu Kampanyası'na destek için düzenlenen yemekte konuşan Davutoğlu, TİKAD'ın Ekim ayında düzenlediği 'Barış İçin Kenetlendi Ellerimiz, Biz Biriz, Beraberiz' konferansına da katıldığını hatırlattı.

Davutoğlu, o konferansta Türkiye'nin kadınları olarak teröre ve şiddete karşı duruşun ifade edildiğini, yapılacakların konuşulduğunu ve bilgi alışverişinde bulunulduğunu söyledi.

Bugün ise, terörün açtığı yaraların sarılması için toplanıldığını vurgulayan Davutoğlu, 'İnşallah hep beraber Sevgi Yolu Kampanyası için maddi ve manevi desteklerimizi birleştirerek, terörden birinci derecede etkilenen bölgelerimizdeki kardeşlerimize 'yalnız değilsiniz' mesajını güçlü bir şekilde ileteceğiz. Birlik ve beraberliğimizi bir kez daha ortaya koyarak, terör odaklarının amaçlarına asla ulaşamayacağını tekrar tekrar gür bir sesle ifade etmiş olacağız. Türkiyeli kadınların sözde değil özde vatanperver, hamiyetperver, muktedir ve merhametli olduğunun altını çizeceğiz. Çünkü bizler, bu ülkenin kadınları olarak, çocuklarımızı, toprağımızı, geçmişten gelen değerlerimizi ve kültürümüzü korumak için geçmişte de pek çok sınav verdik. İnşallah bu dönemde de, geçmişte olduğu gibi azimli ve kararlı bir şekilde terörün zedelemeye çalıştığı kardeşliğimizi koruyacağız, canlı tutacağız.' diye konuştu.


- 'Güvenlik güçlerimiz sivil halkın zarar görmemesi için her türlü tedbiri alıyor'

Sare Davutoğlu, bu konuda milletçe tavrın baştan beri aynı netlikte olduğunu dile getirerek, hiçbir gerekçenin terörü meşru kılamayacağına, hiçbir davanın teröristi masum gösteremeyeceğine inandıklarını kaydetti.

Terörün kimden gelirse gelsin, amacı ne olursa olsun bir insanlık suçu olduğu fikrini savunduklarının altını çizen Davutoğlu, şöyle konuştu:

'Bugün de terörle mücadele ederken demokratik hukuk devleti kurallarından taviz vermeden, terörist ile halkı ayırt etme hassasiyetiyle operasyonlar düzenleniyor. Güvenlik güçlerimiz sivil halkın zarar görmemesi için her türlü tedbiri alıyor. Güvenlik güçlerimizin bu hassasiyeti, bölge halkının bölücü terör örgütünün baskı ve zulmüne karşı en önemli desteği oldu. Yapılan tüm isyan çağrılarına rağmen halkımız, birlik ve beraberlikten yana olduğunu açıkça göstererek tüm provokasyonları sonuçsuz bıraktı.Terörün hedefi insan, terörün hedefi hayat? Halka rağmen halk için savaştıklarını söyleyenler, şehitlerimizin ve dağa kaçırılan çocukların veballerini boyunlarında taşıyor. Eline masum insanların kanı bulaşanlar insanlık adına hiçbir fikir ortaya koyamazlar. Şehit eşini toprağa veren öğretmenin teselliyi doğuda çalıştığı okuldaki öğrencilerinde bulmasını onlar anlayamazlar. Şunu bilsinler ki, birliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi engelleyebilecek hiçbir barikat yoktur.'


- 'Canın, hayatın düşmanı, yıkıcı ve bölücü odaklara karşı insanca tavrı göstermek üzere toplandık'

Davutoğlu, 78 milyon insanın gönüldaşlığını gömecek bir hendeğin asla kazılamayacağını ifade ederek, el ele yürünen aydınlık geleceğe, aydınlık Türkiye'ye kurulan tuzakların, tarihin, coğrafyanın, kültürün kardeş kıldığı bir aileyi parçalayamayacağını dile getirdi.

Canın, hayatın düşmanı, yıkıcı ve bölücü odaklara karşı insanca tavrı göstermek üzere toplandıklarını aktaran Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Bu odakların 2015 Haziranından bu yana yaptıkları tahribatın boyutları, halka ne kadar düşman olduklarını ortaya koydu. Can kayıplarının yanı sıra, hastanelere, okullara, camiler başta olmak üzere tarihi eserlerimize yönelik yapılan saldırılar bölgeye verilen zararın boyutunu gösteriyor. Bütün bunların olumsuz sosyal etkilerini, insanlarımızın çeşitli mağduriyetlerini de toplum olarak maalesef yaşadık. Şehirleri hendeklerle, barikatlarla, bombalı tuzaklarla yaşanmaz hale getirenler bölge halkımızın topraklarından, evlerinden ayrılmasına neden oldular. Diyarbakır'da, UNESCO Dünya Mirası listesine girmeye hazırlanan yapılar, medeniyet düşmanlarınca yakıldı, yıkıldı. 2014 ve 2015 yılında kurulan çok sayıda firma maalesef Diyarbakır'da faaliyetlerine ara vermek durumunda kaldı. Küçük ölçekli firmalar kapanırken, büyük ölçekli firmalar da yatırım planlarını tekrar revize etmek durumunda kaldı. Terör olaylarından önce doluluk oranı yüzde 85?i bulan otellerden bazıları kapandı. Tüm bunlara karşılık kimliğimizin, tarihi hafızamızın, ekmeğimizin, emeğimizin düşmanlarına karşı bölge halkımızın yaraları sarılmaya çalışılıyor. Büyük oranda bunun başarıldığı görülüyor. Hükümetimiz bu konuda ilgili bakanlıklar aracılığıyla tedbirler aldı, uygulamalar başlattı, projeler ve paketler oluşturdu.'

Sare Davutoğlu, kendisini en çok duygulandıran ve bu ülkeye olan inancını daha da arttıran unsurun sivil toplum kuruluşlarının hassasiyeti olduğunu belirterek, 'Bugün TİKAD'ın bölge halkı için başlattığı kampanyanın destek yemeğindeyiz. Her gün farklı bir dernek, farklı bir vakıf yaraların sarılması için çalışma başlatıyor, proje üretiyor. Bu çalışmaların her birini yakından takip ediyor ve destek oluyorum. İnşallah, bu hizmet aşkı, bu birlik, beraberlik, dayanışma hissiyatı bölge halkımızın en kısa sürede evlerine dönmesini sağlayacak. Başbakanımızla birlikte ziyaret ettiğimiz Mardin, Bingöl, Silopi ve Diyarbakır?da vatandaşlarımızın gözlerindeki ışıltıyı ve umudu gördük. Devletin kudret eliyle birlikte şefkat elinin de yanlarında, üzerlerinde olduğunu bildiklerinin farkına vardık.' değerlendirmesinde bulundu.


- 'Acılar ve zorluklar bizi birbirimize daha da kenetliyor'

Son dönem terör saldırılarının başladığı günden bu yana, mağdur ve mazlum olan insanlarla birçok kez bir araya geldiğini ve sayısız insan hikayesine tanık olduğunu söyleyen Davutoğlu, bu hikayelerin millet olmanın ne demek olduğunu bir kere daha kendisine anlattığını belirterek, konuşmasını şöyle tamamladı:

'Şehitlerimizin yazdığı destanlara zaten tanık oluyoruz, Allah hepsine rahmet etsin, inanıyoruz ki mekanları cennettir. Ama bir de şehit yakınlarının duruşundaki vakar ve metanet var ki, bunu anlatmaya imkan yok. Katılmamış olanlarınız varsa her birinizi şehitlerimizin ailelerinin yanında olmaya davet ediyorum. İşte bizim millet olmak dediğimiz şey böyle bir şey. Acılar ve zorluklar bizi birbirimize daha da kenetliyor. İnanın katıldığım her bir şehit taziyesinde veya cenazesinde, neredeyse kendi acılarını bırakıp bizleri teselli ettiğine tanık oldum. Bölge halkının ve güvenlik güçlerinin birbirlerini sahiplendiği gördüm. Ve anladım ki milletimizin çözümsüz hiçbir meselesi yoktur. Biz millet olarak birliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi korursak bize kimse zarar veremez.

İnanın, biz kadınlar şiddete karşı durdukça, terör, gençlerimizi, çocuklarımızı zehirleyemeyecek. İnşallah bizler bu karşı duruşu hep beraber sergileyeceğiz. Hep birlikte birbirimize muhabbetimizden, birbirimize bağlılığımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. İnşallah hep birlikte güzel bir geleceği inşa edeceğiz. Bu vesileyle bir kez daha, terör olayları nedeniyle şehit olan güvenlik güçlerimize, bombalı saldırılar nedeniyle hayatını kaybeden insanlarımıza Allah?tan rahmet, yaralılara da şifa diliyorum. Evinden, yurdundan ayrılmak zorunda kalan bölge halkımızın yanında olduğumuzu bir kez daha beyan ediyorum. Sevgi yolunu TİKAD açtı, bizlere ise bu yolda izimizi bırakmak için maddi-manevi destek olmak kalıyor. Destekleri için başta Emine Erdoğan Hanımefendi olmak üzere tüm katılımcılara teşekkür ediyorum. Bu kampanya sonucunda yapılacak hizmetlerin açılışında, bunlardan yararlanan evlatlarımızın, kadınlarımızın yanında olacağımız günleri heyecanla bekliyorum.'