İSTANBUL (AA) - Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın röportajının yer aldığı ilk sayısıyla yayın hayatına başladı.
SETA'dan yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, yayın hayatına başlayan derginin ilk sayısında verdiği röportajda, daha adil bir dünya tesis etmek için çaba gösterdiklerini ifade etti.
Erdoğan, Türkiye'nin bölgesel, küresel sorunlarla adaletsizliklerin giderilmesine öncülük yapmak, mazlumların sesi olup onlara ulaşmak için güçlü olması gerektiğini belirterek, tam bağımsız olmak için yerliliği ve milliliği her alanda hayata geçirmenin şart olduğuna işaret etti.
Türkiye'nin siyasi tarihinin yerli ve milli olanlarla, ülkesine, milletine yabancılaşmış olanların mücadelesiyle geçtiğini vurgulayan Erdoğan, kazanmak için her yolu mübah gören anlayışın milli olamayacağına dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşadığı toprağın insanıyla, geçmişiyle, kültürüyle bağı kalmamış olanlara şahitlik edebildiğini, bunların bazen siyasetçi, akademisyen, medya mensubu, iş adamı, sanatçı, yazar, bazen de başka sıfatlarla karşılarına çıktığını anlatarak, 'Biz yapmak için çalışıyoruz, bunlar yıkmak için uğraşıyor. Aynı tavrın siyasette ve dış politikada da örneklerini gördük. Bir milletvekili, bu milletin askerini ve polisini şehit eden, halkı göç etmeye zorlayan, şehirleri yaşanmaz hale çeviren teröristlere destek veren, çanak tutan açıklamalar nasıl yapabilir? Bir devletin buna sessiz kalması mümkün olabilir mi? Bu anlamda teröre destek veren milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını da yine bu milli tutumun gereği olarak görüyorum. Yerlilik ve millilik, siyasetten iş dünyasına, medyadan eğitime, akademiden sanata, istihbarattan savunmaya kadar her alanda kriter olmalı.' değerlendirmesinde bulundu.
- 'Allah'ın yardımı ve milletin desteğiyle saldırıların hepsini boşa çıkardık'
Erdoğan, siyasi hayatı boyunca samimi gayretlerinin millet tarafından karşılıksız kalmadığını vurguladığı röportajda, 'Milletimizin layık gördüğü her görevde olduğu gibi, Türkiye'nin doğrudan milletin oyuyla göreve gelmiş ilk Cumhurbaşkanı olarak da her zaman daha fazla hizmet etme anlayışıyla görevimi yürütüyorum. Sırtını millete değil vesayet odaklarına dayayanlar, siyaset ve toplum mühendisliğine girişenler ya da terör örgütlerinden güç alanlar, bizim bu topraklarla olan gönül bağımızı anlayamazlar.' dedi.
Gezi olayları, 17-25 Aralık darbe girişimi ya da son terör eylemlerinin arkasında, Türkiye'de son dönemde her alanda yaşanan gelişmelerden duyulan rahatsızlığın olduğunu aktaran Erdoğan, 'Ama şu gerçeğin de görülmesi lazım, Türkiye, artık eski Türkiye değil. Ülkemiz, manipülasyonlarla krizlere sokulamayacak sağlam bir istikrar zeminine kavuşmuştur. Yeni Türkiye yolunda kararlılıkla yürüyoruz. Önümüze çıkarılan son engel ise en aşağılık, en insanlık dışı yöntem olan terörün yeniden hortlatılması oldu. Fakat Allah'ın yardımı ve milletin desteğiyle, bu saldırıların hepsini de boşa çıkardık, çıkaracağız.' ifadelerini kullandı.
Paralel Yapının devlete ve millete yönelik bir tehdit olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
'Geçmişte yaşadığımız birçok sorunlu olayın arkasında, özellikle devletin kritik kurumlarına sızan bu şer örgütün elemanlarının izine rastlıyoruz. Paralel Yapı, yerleştiği bütün kurumlarımızda çok büyük tahribat oluşturdu. Bu tahribatı onarmak için daha yapılacak çok iş olduğunun farkındayız. Şu anda devletimizin tüm kurumları ve milletimiz bu yapıyla mücadeleyi sahiplenmiştir ama daha etkin bir mücadele sergilemek durumundayız. Benim 'tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet' diye tarif ettiğim bu yapının gerçek yüzünü görüp uzaklaşan samimi kardeşlerimiz oldu. Artık bu yapı marjinalleşen bir örgüt haline dönüşmüştür. Milli güvenliğimizi tehdit eden her örgüt gibi, bunlarla da mücadeleye kararlılıkla devam edilecektir.'
DAEŞ ile mücadeleyi, Türkiye kadar sonuç alıcı şekilde gerçekleştiren başka bir ülke bulunmadığına vurgu yapan Erdoğan, bazı ülkelerin örgütle mücadele bahanesiyle Suriye'de bölgesel projelerini hayata geçirmeye çalıştığını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin böylesi bir çaba göstermesine rağmen, bazı ülkelerin bir kısım terör örgütlerine karşı hareketsiz kaldığını belirterek, 'Ülkemizde alçak terör eylemleri gerçekleştiren PKK veya PYD için Avrupa'da her türlü destek ve propaganda faaliyetlerine sessiz kalınabiliyor. Bu tablo, 'terörle mücadelede uluslararası dayanışma' mesajlarına gölge düşürüyor. 'Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın' ikiyüzlülüğüyle bu iş çözülemez. Uluslararası kurumlar ve tüm devletler, ayrım yapmadan bütün terör örgütlerine karşı samimi bir şekilde ortak tavır almalıdır.' diye konuştu.
- 'Şimdi operasyonlar dönemi'
Kimsenin milletin huzuruna, birliğine, canına kastetmesine izin vermeyeceklerini, çözüm sürecinin istismar edildiğini ve şimdi operasyonlar dönemi olduğunu bildiren Erdoğan, terör örgütü PKK'nın, etkin operasyonlar karşısında sıkışınca bazı yabancı devletler, aktörler ya da medya üzerinden 'silah bırakma', 'yeniden masaya dönme' gibi çeşitli mesajlar gönderme yolunu denediğini ancak bu aşamadan sonra çözümün, terör örgütünün en küçük bir unsuru dahi kalmayacak şekilde ülke topraklarından sökülüp atılması olduğunu ifade etti.
Terörle mücadele sürecinde halk desteğine ilişkin soru üzerine, Erdoğan, 'Burada, beni en çok sevindiren şey, bölge halkının, Kürt kardeşlerimizin terör örgütünün karanlık amacını çok iyi görmesi ve bunların yanında yer almaması oldu. Teröristler ve siyasi destekçileri, kendi kendilerine özerklikçilik oynadılar, yalnız kaldılar ve kaybettiler. Milletin desteğinin ve duasının elde edildiği her mücadele gibi, terörle mücadele de başarıyla sonuçlanacaktır.' görüşünü aktardı.
- 'Basın özgürlüğü meselesi, siyasi bir kalkana dönüşmüş durumda'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni anayasa ya da başkanlık sistemi tartışmalarının, büyüyen Türkiye'nin yeni ihtiyaçları dolayısıyla gündeme geldiğine dikkati çekerek, 'Türk tipi başkanlık sistemi olmaz.' diyenlerin, milletin iyi bir şey ortaya çıkarabileceğine hiçbir zaman inanmayanlar olduğunu anlattı.
Dünyada uygulanmakta olan tek bir başkanlık sistemi modeli bulunmadığını ifade eden Erdoğan, evrensel standartların Türkiye'nin kendi tarihi ve kültürüyle sentezlendiği bir modelde özgün bir başkanlık sisteminin olabileceğini kaydetti.
Erdoğan, basın özgürlüğü konusunda Türkiye'nin içeriden ve dışarıdan haksız eleştirilere maruz kaldığına değinerek, 'Türkiye'de basın özgürdür. Aksini iddia edenlerin basın özgürlüğünden anladıkları, eskisi gibi hükümet kurup hükümet yıkan bir medya gücüne sahip olmaksa, bunun olmayacağı bir Türkiye'de yaşıyoruz. O günler geçti artık. Elbette özgürlükleri daha da genişleteceğiz ama bugün Türkiye'de basın özgürlüğü meselesi, siyasi bir kalkana dönüşmüş durumdadır. Bunu gündeme getirenlerin aslında medyayla ilgili bir dertleri yoktur.' değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasette 'Erdoğan karşıtlığının' bir kimlik halini almasına ilişkin soruyu ise şöyle yanıtladı:
'Bu, şahsımla ilgili değil, millete karşı bir tutumdur. Asıl önemli olan, bu karşıtlığın kimleri yan yana getirdiğidir. Bakıyorsunuz terör örgütü PKK destekçileri ile Paralel Yapı üyeleri yan yana ya da bugüne kadar birbiriyle kavga edenler kol kola. Bu süreç aynı zamanda maskelerin düşmesini, millete cephe açanların gerçek yüzünün görülmesini de sağladı. Bu açıdan hayırlı da olmuştur.'
Erdoğan, röportajda, milletin gönlünü kazanacak siyaset üretemeyenlerin, iç gerilimlerini ve acziyetlerini gizlemek için çirkin üsluba başvurduklarını ancak milletin bunları görüp herkese notunu verdiğini sözlerine ekledi.
Genel Yayın Yönetmenliğini Fahrettin Altun'un yaptığı Kriter dergisi, aylık periyotlar halinde okurlarıyla buluşacak.