İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oral: 'Ulusal çocuk koruma politikası oluşturulmalı ve Ulusal Çocuk Koruma Koordinasyon Merkezi kurularak, bunun üzerinden çocuklar korunmalı' Hacettepe Üniversites
TBMM (AA) - Çocuk İstismarını Önleme Araştırma Komisyonunda, ulusal çocuk koruma politikası oluşturulması ve Ulusal Çocuk Koruma Koordinasyon Merkezi kurularak, bunun üzerinden çocukların korunması önerildi.
Çocuk İstismarını Önleme Araştırma Komisyonu, AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç başkanlığında toplandı.
Komisyonun çalışma alanının önemli ve çok hassas olduğunu dile getiren Tunç, 3-4 ay içinde önemli bir çalışmayı ortaya koyacaklarını anlattı.
Toplantıda sunum yapan Acıbadem Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Oğuz Polat, çocuk istismarının politika üstü bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çekti.
Dünyada ve Türkiye'de çocuk istismarı vakalarında bir artış gözlendiğini belirten Polat, pedofili olgusu konusunda Türkiye'nin sorunlarının bulunduğunu söyledi.
Polat, çoğunluğu tenzih etmekle birlikte öğretmenler, öğretim üyeleri, antrenörler ve servis şoförleri gibi çocuklarla daha yakın olabilecek mesleklerdeki kişilerin yanı sıra toplumda saygın konumdaki kişiler arasından da pedofili örneklerinin çıktığını kaydetti.
Her zaman çocuğun yüksek yararının gözetilmesinin önemine dikkati çeken Polat, örneğin Karaman'daki mağdur çocukların ve ailelerinin başka illerde yeni bir yaşam kurmaları için çalışma yürütülmesi gerektiğini ifade etti.
Çocuklara yönelik bir Alo İmdat hattının olması ve uzmanların çalıştırılmasını öneren Polat, denetlemelerin, mağdur çocuklar ve ailelerine haklarını aramaları konusunda yardımcı olunmasının gerekliğini vurguladı.
Devletin her çocuğu her boyutta korumasının önemini dile getiren Polat, soruşturmalar ve davalar sırasında da çocuğun yüksek yararının gözetilmesi ve çocuk istismarı suçu konusundaki caydırıcılığın yüksek olması gerektiğini dile getirdi.
'Ben, pedofilinin Türkiye'de konuşulması gerektiğini düşünüyorum.' ifadesini kullanan Polat, ilaçla cinsel gücün azaltılması demek olan kimyasal kastrasyon konusunda bir yasal düzenlemenin, Meclis'e getirilmesi beklediklerini söyledi.
Çocuk pornografisi vakalarında da artış gözlendiğine dikkati çeken Polat, 'istismar, sokak ve suç' olaylarında bir yükselişin görüldüğünü ifade etti.
Polat, kriz önlemek adına var olan vakalara ilişkin somut şeylerin yapılması, çocuk ve ailelerin de pedofili ve istismar konusunda eğitilmesini ve eğitim merkezlerinin kurulmasını önerdi.
Enseste ve aile içi cinsel istismara ilişkin direkt bir ceza maddesinin, gelişmiş ülkeler içinde bir tek Türkiye'nin ceza kanununda yer almadığını aktaran Polat, 'Bu, bir çocuğun yaşayabileceği en büyük yıkım. Bunun da cezası çok somut, 'İşte şu maddede yer almalıdır' diye düşünüyorum.' görüşünü dile getirdi.
- 'Pedofilik eylem, çocuğun iyiliğe dair inancını yok eder'
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökhan Oral, eğitim alanında çalışan bir pedofilinin, zaman içerisinde neden olabileceği mağduriyetlerin binli rakamlarda ifade edilebileceğini söyledi.
Dünyada çocuk kaçırma ve istismarı konusunda hep aynı uzman ekiplerin çalıştığını aktaran Oral, pedofili ve sapkınlığı, 'nefretin erotize olmuş bir formu' olarak tanımladı.
Bu tür vakaların, çocuğun iyiliğe dair inancını yok ettiğini belirten Oral, 'Pedofilik eylem nükleer bir patlamadır. Ruh sağlığı adına canlı hiçbir şey kalmaz. Bir geleceksizlik ortaya çıkar çocuklarda.' diye konuştu.
Oral, 'Biz çocuklarımızı genel olarak koruyamıyoruz. Sadece cinsel istismardan değil uygunsuz gıdalardan ve yayınlardan da koruyamıyoruz.' değerlendirmesinde bulundu.
'Dini bakımdan daha muhafazakar çevrelerde bu tür hadiselerin ortaya çıkma ihtimalinin daha fazla olduğu' şeklindeki düşünceye de kesinlikle katılmadığını dile getiren Oral, çocukların bulunduğu her ortamın risk altında bulunabileceğine dikkati çekti.
Pedofililerin her meslek grubundan çıkabileceğini ifade eden Oral, ulusal çocuk koruma politikası oluşturulmasını ve Ulusal Çocuk Koruma Koordinasyon Merkezi kurularak, bunun üzerinden çocukların korunması gerektiğini söyledi.
- 'Her istismarcının geçmişinde de bir mağduriyet yatar'
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Derman, yurt dışındaki bir modelin, Türkiye'nin kültürü gözetilmeden uygulanmasının doğru olmayacağını vurguladı.
Bugüne kadar hep istismara uğrayan kişilerle görüşme imkanı olduğunu dile getiren Derman, 'Ben bugüne kadar bir tane istismarcı dinleyemedim. Eğer ben istismarcıyı dinleyemiyorsam mağduriyeti nasıl önleyeceğim.' dedi.
İlk olarak çocuğun farkındalığının artırılması ve kendisini korumasının öğretilmesi gerektiğini vurgulayan Derman, çocukluk döneminde yaşanan istismarların ancak ergenlik döneminde idrak edilebildiğini belirtti.
Derman, 'Tecavüz, ataerkil şiddetin bir edimidir, cinsel haz falan değildir. Bunu asla unutmayın.' değerlendirmesinde bulundu.
Orhan Derman, 'Her istismarcının geçmişinde de bir mağduriyet yatar. Siz bir toplumda istismarcıya ulaşamazsanız, mağdurun faturasını ödersiniz. İstismarcı yapar. Bu olay tedavi falan edilmez. Bu bir kontrol mekanizmasıdır. Bu kontrolde tutulacak bir olaydır.' diye konuştu.
Cinsel istismar tespit edildiği anda bu kişinin asla korunmaması ve hemen kanuna teslim edilmesi gerektiğini belirten Derman, 'Eğer örtmeye kalkarsanız istismarı, altında kalırsınız ve bunu hiçbir zaman için hiçbir şey temizleyemez.' ifadesini kullandı.
Derman, 'İstismarcı zamanı, mekanı ve kişiyi tespit eder ve sonra istismar yapar. Bunun için de yıllarca bekleyebilir.' görüşünü dile getirdi.
Adli tıp merkezlerinin her birinde koruma merkezlerinin de bulunması gerektiğini dile getiren Derman, çocuk mahkemelerinde de eksikliklerin bulunduğunu, çocuk istismarı konusunda savcılar, hakimler ve avukatların eğitim alması gerektiğini belirtti.