Uçan Süpürge Yönetim Kurulu Eş Başkanı Doğan: 'Günümüzde kadın filmleri dendiğinde akıllara sadece şiddet geliyor. Oysa kadınlar, komedi de savaş filmi de dram ve belgesel de çekiyorlar' 'Yaşamın her alanına dokunuyoruz, o yüzden
ANKARA (AA) - Uçan Süpürge Yönetim Kurulu Eş Başkanı Selen Doğan, ''Günümüzde kadın filmleri dendiğinde akıllara sadece şiddet geliyor. Oysa kadınlar, komedi de savaş filmi de dram ve belgesel de çekiyorlar' dedi.
Doğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bugün başlayan 19. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali'nin 12 Mayıs'a kadar devam edeceğini hatırlattı.
Uçan Süpürge Uluslararası Film Festivali'nin kadın yönetmenlerin sinemadaki üretimlerini Ankara'ya taşıyan bir değer olduğuna işaret eden Doğan, festivalin seyircilerin desteği sayesinde 19 yılı geride bıraktığına vurgu yaptı. Doğan, şöyle devam etti:
''Bu filmleri izlemek daha çok bir araya gelebilmemiz için birer bahanedir. Birbirini hiç tanımadığı halde aynı sorunlardan muzdarip, belki aynı olanaklara sahip aynı mağduriyetleri yaşayan hepimiz için bir şekilde hikayeler üzerinden, yeni tanışıklıklar ve yeni dayanışmalar üretebilmemizdir. Seyircilerimizi her zaman sahip çıktıkları festivallerimize bekliyoruz. Bu, zor bir yolculuk ama bunu gerçekleştiren kadınların daha çok görünür olması lazım.''
Kadın filmleri ve projeleri dendiğinde akla sadece şiddetin geldiğini dile getiren Doğan, 'Oysa kadınlar, komedi de savaş filmi de dram ve belgesel de çekiyorlar. Yaşamın her alanına dokunuyoruz, o yüzden galiba bizim seyircimize ve destekçimize de bunu çok iyi anlatabilmemiz gerekiyor. Bu festivaller ya da projeler, sadece kadının şiddet gündemine odaklanmıyor.'' diye konuştu.
- 'Kadınlar yaşamın her alanında var'
Doğan, filmlerde sadece kadınlara ilişkin sorunlara yer verildiği algısının yanlış olduğunu savunarak şunları söyledi:
''Biz, gösterdiğimiz filmlerle Hindistan'da çok uluslu şirketlerle mücadele eden bir kadın mücadele öyküsünü de izliyoruz, bir yeraltı şarkıcısının söylediği protest şarkının mücadelesini de. Kadınların başarıları, aşkları, mutsuzlukları, aile yaşantıları ve iş dünyaları da var. Tabii ki yaşadığı problemleri de var bu filmler içerisinde ama maalesef şiddet tek gündemimiz haline getirildi çünkü tüm dünyada en çok şiddet yaşayan kesim hiç şüphesiz kadınlar ve çocuklar oluyor. Kadınlar yaşamın her alanında var. İlhamını bazen edebiyattan bazen sanattan alıyor. Her türlü mağduriyet olduğu gibi her türlü başarı da bu konulara dahil oluyor.''
Festival seyircilerinin sadece kadınlar olmadığına, her yaştan geniş bir kitlenin takipçileri olduğuna dikkati çeken Doğan, izleyici bazında da sinemaya ilginin arttığını aktardı.
- 'Türkiye'de sinema, çok erkek egemen bir sektör'
Son yıllarda, sinema sektöründe kadın sayısında artış yaşandığını ifade eden Doğan, bu gelişmenin hem kadınlar hem de sektör açısından memnuniyet verici olduğunu söyledi.
Kadınların birbirlerine verdiği destekle emeklerini, kaynaklarını ve güçlerini birleştirip sinemasal bir üretime dönüştürebildiklerini anlatan Doğan, şöyle konuştu:
''Türkiye'de sinema, çok erkek egemen bir sektör. Kadınlar daha çok üretmeye başladıkça o sektörün de dinamiği ve cinsiyeti biraz daha değişebilecek. Kadın sinemacıların sayısında bu sene gözle görülen bir artış var. Bu, çok umut verici. Beklentimiz ve umudumuz her zaman var.''
- 'Kadın konularına kimse yatırım yapmak istemiyor'
Doğan, sinema sektöründe projelere kaynak ve finans bulma noktasında ciddi sıkıntılar yaşandığını dile getirdi. Karşılaştıkları en büyük engelin maddi sürdürülebilirlik olduğunu vurgulayan Doğan, şunları kaydetti:
'Kadınların yaptığı her projede finans, her zaman en başta yer alıyor çünkü üretim araçları ve sermaye erkek egemen olduğu için, karar vericiler erkek olduğu için kadınların mülksüzlüğü böyle sinema gibi pahalı üretimleri birazcık zorlaştırıyor ama artık alternatif yollar deniyoruz, daha kolektif çalışmalara başlanıyor. Bizim de en çok karşılaştığımız sorunlardan biri bu. Pek çok destekçimiz var, bunların hepsi hizmet anlamında bize destek veriyorlar. Onun dışında festivallere para bulmak artık çok zor. Hele ki işi yapan kadın olduğu sürece durum daha da zorlaşıyor. Kadın konularına kimse yatırım yapmak istemiyor. Bu, hala çok tali ve çok gereksiz bir şey gibi görülebiliyor. Bu da Türkiye'deki erkek egemen dünya ve yönetim biçimiyle çok alakalı ama bu sürdürülebilirliği ek kaynaklarla yaratmaya çabalıyoruz.'