ERÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı Aslantaş: 'Şehirlere bakıyorsunuz, sanki yer altında yaşayan bir canavarın yeryüzüne ulaşmış dişleri gibi. İnanın bugün mağaralarda yaşamaya kalksak daha az ruhi sıkıntı çekeriz' 'Sadece maddi ihti
KAYSERİ (AA) - Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Veysel Aslantaş, 'Şehirlere bakıyorsunuz, sanki yer altında yaşayan bir canavarın yeryüzüne ulaşmış dişleri gibi. İnanın bugün mağaralarda yaşamaya kalksak daha az ruhi sıkıntı çekeriz.' dedi.
Aslantaş, Mimarlık Fakültesi Konferans Salonu'nda düzenlenen 4. Çevre Tasarım Kongresi'nin açılışında yaptığı konuşmada, insanın, çevresini etkileyen ve çevresinden etkilenen bir varlık olduğuna işaret etti.
Toprak yoldan asfalt yola geçmenin bile fert ve cemiyet üzerinde tesiri olduğunu vurgulayan Aslantaş, iyi veya kötü her ne yapılırsa yapılsın etkilerinin er geç görüleceğini kaydetti.
Aslantaş, günümüzdeki yapılaşmanın hem tarihi çevrede hem de şehirlerde ciddi bir dejenerasyon meydana getirdiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
'Bunlar bizim dışımızda, bizim haricimizde gelişmiş, mantar gibi ortaya çıkmış şehirler değil. Bunları biz inşa ettik. Biz, 'önce dışımızı imar edelim' derken içimizi harap ettik. İçimizi harap edince dışımızı da berbat ettik. Her ne yapıyorsak, ilmi olsun, teknolojik olsun, sanatsal olsun, klişeleşmiş bir ifadeyle 'insanın faydasına' yapıyoruz. Kimse 'ayranım ekşi' demiyor. Fakat unuttuğumuz, sorgulamadığımız bir gerçek var. 'İnsan nedir' sualinin cevabını aramıyoruz. İnsanı bilmeyince, insana neyin faydalı, neyin zararlı olduğu bilinebilir mi? İnsan bilinmeyince onun hak ve hürriyetleri bilinebilir mi?'
Yapılaşmada Batı'nın 'mümkün olan yapılmalıdır' anlayışıyla hareket edildiğini ileri süren Aslantaş, ortaya insandan uzak, insanı daha çok dejenere eden işler çıktığını kaydetti.
- 'Bir buldozer gibiyiz'
İnsan elinin dokunmadığı yerlerde muazzam bir tasarım olduğunu söyleyen Aslantaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Biz bir buldozer gibi ortalığı tahrip etmek için canavar haline dönüşmüşüz. Şehirlere bakıyorsunuz, sanki yer altında yaşayan bir canavarın yeryüzüne ulaşmış dişleri gibi, gözlerine mil çekilmiş ama gibi evler, apartmanlar. Bunlar içerisinde yaşamaktan meydana gelen ruhi sıkıntımız... İnanın bugün mağaralarda yaşamaya kalksak daha az ruhi sıkıntı çekeriz. Barınmak, maddi bünye için gerçekten bir ihtiyaçken ruhi ihtiyaçlarımız da var. Bunu ihmal ederek ve sadece maddi ihtiyaçlarımızı karşılamak için yapılmış bu binaların, şehirlerin ruhumuzu tahrip ettiği evlerin içerisinde artık gülmekten, neşeden uzak botokslu insanlar gibi yaşıyoruz. Gülme, konuşma, bağırma, yürüme robotvari. Bunlar ruhumuzu öldürüyor, insanlığımızı öldürüyor.'
Aslantaş, insanın kendi çevresini yaşanabilir hale dönüştürmesi için önce insan haklarını ve hürriyetlerini tanınması gerektiğini anlattı.
'Zirve bir medeniyetin sahibiyken bugün Mimar Sinan'ın dünya çapında tanınan eseri Süleymaniye Camisi'ni restore bile edemeyecek duruma gelindiğini' ifade eden Aslantaş, zirveye nasıl ulaşıldığının ve zirveden nasıl inildiğini analizinin yapılması gerektiğini vurguladı.
Açılış programına, ERÜ Rektörü Prof. Dr. Muhammet Güven, Talas Belediye Başkanı Mustafa Palancıoğlu ve Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar da katıldı.
'Tarihi çevrede tasarım' konusunun ele alınacağı kongre yarın sona erecek.