Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünya boksunun efsane ismi Muhammed Ali?nin perşembe günü ABD?nin Louisville kentinde düzenlenen cenaze namazına katıldıktan sonra Türkiye?ye döndü. Kendisine ziyaret sırasında eşlik eden gazetecilerin sorularını dönüş yolunda yanıtlayan Erdoğan, Muhammed Ali?nin bir mücadele insanı olarak kendisi için ifade ettiklerinin yanında Türkiye gündemi ve bölgesel gelişmelere ilişkin de açıklamalarda bulundu.
CHP lideri Kılıçdaroğlu'na mermi atılması olayı ile ilgili 'keşke yaşanmasaydı' yorumunda bulunan Cumhurbaşkanı, 'Tabii ki gönlümüz böyle bir şeyi her halükârda arzu etmez, istemez. Keşke öyle bir şey olmamış olsaydı.Fakat tabii ki siyasetçi de nerede ne konuşacağını gayet iyi bilmeli. Tahrikler tepkiye yol açabilir. Etki-tepki meselesi. Yani siz, hele hele böyle şehitlerimizin arka arkaya geldiği bir dönemde, toplumun hassasiyetlerini göz ardı ederseniz, bu toplum size tepki verir. ' ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın açıklamaları şöyle;
Terörle mücadelede askerin yetkisini artıran ve onları hukuki güvence altına alan yasa tasarısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Operasyonlar sırasında ortaya çıkan bazı gerçeklikler oluyor. Yasal düzenleme de ortaya çıkan ihtiyaçlara istinaden yapılıyor. Amaç, askerimizin, polisimizin, köy korucumuzun kendilerini çok daha güvende hissetmelerini sağlamak. Belki 10, 15 sene sonra, herhangi bir askerimiz, polisimiz, köy korucumuz, yasal anlamda bazı karşıt saldırılara maruz kalmamalı.
'CENAZE NAMAZI SONRASI KALMAYA GEREK DUYMADIK'
-Cuma günü yapılacak anma ve uğurlama törenine kalmamanız, Türkiye?ye dönüşünüzü erkene almanız çeşitli spekülasyonlara da neden oldu.
Merhum Muhammed Ali, bizler için de önemli bir şahsiyet. O bir özgürlük savaşçısıydı. Bizim buraya gelişimizdeki birinci neden, dini vecibemizi yerine getirmekti. Dini törenden sonra orada yapılacak merasim netleşmemişti. Geldiğimiz ana kadar da bu program net değildi. Buraya ulaştıktan sonda dahi programda çok sık değişiklikler yapıldığını gördük. Taslak sürekli değişiyordu. Cuma günkü programın dini bir nitelik arz etmediğini gördük. Hatta o programdan önce defin işleminin olup olmayacağı bile belli değildi. Perşembe günü cenaze namazını da eda etmiş olmamız hasebiyle, cuma günkü programa kalmaya gerek duymadık. Siyasi liderlerin katılımına dair bir şeyden de söz edilmedi. Böyle bir şey olsa kalıp ikili temaslarda da bulunma imkânı olabilirdi
'KOMİSYON VURGUSU YAPSAYDI İFADE YUMUŞATILMIŞ OLURDU'
?BU zat (CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu) biliyorsunuz bu safhaya gelmeden önce de benzer açıklamaları yapmak suretiyle, terör örgütünün arkasında olduğu siyasi partiyle adeta eş hareket eder duruma girmişti. Eş hareket eder duruma girmesinden sonra, birçok yerde bazı eylemlerin olması bana göre bir başlangıç değil, bir sonuçtur, bir neticedir. Fatih?teki olay, bana gelen bilgilere göre, şehitlerimizin oradaki yakınlarının tavrı. Tabii ki gönlümüz böyle bir şeyi her halükârda arzu etmez, istemez. Keşke öyle bir şey olmamış olsaydı. Keşke yani orada böyle bir boş kovanın konması yaşanmasaydı. Yapılanı tasvip etmek mümkün değil. Fakat tabii ki siyasetçi de nerede ne konuşacağını gayet iyi bilmeli. Tahrikler tepkiye yol açabilir. Etki-tepki meselesi. Yani siz, hele hele böyle şehitlerimizin arka arkaya geldiği bir dönemde, toplumun hassasiyetlerini göz ardı ederseniz, bu toplum size tepki verir. Toplumu tahrik etmemek lazım. Siyasilere düşen de budur. Fakat orada, bir gün önce yapılan açıklamalar, şehit yakınlarını tahrik etmiş olmalı. Televizyondaki açıklamaları ben de dinledim. ?Biz PKK?lı mahkûmları da ziyaret ederiz, DHKP-C?li mahkûmları da ziyaret ederiz?den kastedilenin, cezaevleri ile ilgili insan hakları komisyonu üyelerinin ziyareti olduğu iyi belirtilse, ifade yumuşatılmış olurdu. Ama ?Parti olarak ziyaret ederiz? ifadesini kullandığınız zaman olay tamamen provoke edildi. İfade provoke edildi. Mesela yardımcısı onu çeviriyor. Yani bu, o gece o yayını yapan TV?de de dinlendi. Daha sonra diğer TV?ler de aynen alıntı yapmak suretiyle bunu yayınlamış oldular. Burada, anamuhalefette istikametini kaybeden bir siyaset anlayışı olduğunu görüyoruz. Bu, tabii ki iyi bir gelişme değil. Temenni ederim ki toparlanırlar.?